Futbol bu!..Elbette her şey olabilir; Haifa, hem de "güvenlik sebebiyle" Kıbrıs'ta oynadığı maçta, Manchester United'e "3-0'lık bir üstünlük sağlayabiliyorsa", pekâlâ Galatasaray da, İspanya'da Barcelona'yı yenebilir ve Şampiyonlar Ligi'ne devam eder ya da Brugge, Moskova'da Lokomotiv'i yener, Galatasaray, Barcelona'ya yenilse bile UEFA Kupası'nda oynama hakkını elde eder!.. Ama... Bu iki sonuç da zor, hem de çok zor görünüyor! Galatasaray, Barcelona'da "normal" olarak kaybeder, Brugge de, Moskova'dan "galibiyet" çıkaramaz ve Galatasaray "grupta kalır; bu sezon Avrupa Kupaları'nın dışına itilmiş olur!.." Sezon başına göre, hele hele "2-0'lık ilk Lokomotiv maçından sonra" beklenmedik bir son!.. Ama, "Barcelona'ya, İstanbul'da 2-0 kaybedişten sonra", beklenen, "görüne görüne gelen" bir son!.. İstanbul'da berabere biten Brugge maçındaki ve o haftalarda ligde oynanan "çok kötü" futboldan endişe ve şüphe ederek "Dikkat... Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkma ihtimalini henüz muhafaza ediyor ama böyle oynamaya devam ederse, UEFA hakkını bile kaybeder ve grupta kalır!!!" diye yazdım... Galatasaraylı okurlarımdan ve dostlarımdan "çok tepki aldım!.." "Gene paranoit düşünceler içindesin" diyenler bile oldu; ne yazık ki "şimdi" o noktadayız ve İstanbul'da Brugge'ü yenemeyen, Lokomotiv'e yenilen takımdan, Barcelona'da Barcelona'yı yenmesini bekliyoruz!.. İnşallah olur ve "inanılmaz bir sonuç" gerçekleşir; bekleyelim, görelim!.. Şimdilik lâfı, hayâli, yarını bir yana bırakıp, "bugüne bakalım!.." Yenilmesine rağmen, "Galatasaray Lokomotiv maçında, Barcelona'ya kaybedilen maçtan beri", tabii "bana göre", bu sezon Avrupa Kupaları'ndaki ve Süper Lig'deki "en iyi oyununu oynadı!.." Eğer Arif "biraz güçlü ve diri" ya da Christian "biraz becerikli ve dikkatli" olsalardı; Galatasaray maçın ilk yarısını "2-3 farklı" önde bitirir, Lokomotiv'i dağıtır ve karşılaşmayı farklı kazanırdı!.. Galatasaray defansı da "o iki fahiş hatayı yapmaz", hatta maçı "gol yemeden tamamlardı!.." Ama... Arif... Ve... "Fatih Terim'in güvendiği" onun gibi birkaç adam, hocalarına da, Galatasaray'a da tam bir "futbol ihaneti" içindeler!.. Haftalardır "daha iyi oynayacaklarına, düzeleceklerine" kötü oynamakta, hata üstüne hata yapmakta adeta direniyorlar!.. Yenilen ilk gole bakın... İkinci gole bakın... Daha önceki maçlarda yenilen gollerin "kopya çekilmişi" gibi; olacak şey mi? Adam, Galatasaray hücuma çıkarken topu kapıp, Galatasaray defansının arkasına atıyor, arkadaşı topu alıyor, bakınız altını çiziyorum "yavaşlatılmış film gibi" topu kontrol ediyor, "şut mu atsın, kaleciyi mi çalımlasın" karar veriyor, topu sürüyor, koca Mondragon'u çalımlamak ve geçmek için zaman kaybediyor.... Bu sırada "35'lik" Bülent durumu fark edip, topu kesmek için Mondragon'un arkasından kale çizgisine koşuyor... Ve kasetleri seyrediniz; Ümit Davala ne yapıyor??? "Biraz gayret etse, hızlansa" arkadan bastırabileceği ve dengesini bozabileceği Rus oyuncuyu seyrede seyrede" rahvan, evet evet tam tabiri ile "rahvan koşuyor!.." Gol de "göstere göstere geliyor!.." "Bu yavaşlık" bir yana, koca bir maç boyu "bir defa" santrayı geçmeyen "bir Ümit Davala" ile karşı karşıyayız, neden? Koşamıyor!!! Tıpkı "koşamadığı için" iki mutlak gol fırsatını harcayan Arif gibi!!! "Onlar gibi" olan başkaları da var; rakibin "en ufak temasında" kendini yerde bulan nazeninler!!! Güçsüzler... Mücadele edemiyorlar... İkili mücadeleleri kazanamıyorlar... Pres yapamıyorlar... Rakibin tek paslı oyununu bozmak için "aralara giremiyorlar..." Devamlı düşüyorlar... Neden?.. Neden?.. Neden?.. Haftalardır yazıp geliyoruz; neden??? Galatasaray idmanlarını izleyen Galatasaray muhabiri arkadaşlarıma soruyorum; Fatih Terim Hoca, son derece ciddi, bilimsel ve devamlılığı olan idmanlar yaptırıyor... Öyleyse??? Bu "neden" ve "öyleyse" sorularının "bilimsel ve mantıksal" olarak "tek cevabı" var; bu oyuncular kendilerine iyi bakmıyorlar!!! İşte Ali Dürüst'ün de, Fatih Terim'in de "hatası" burada! Gazeteciler ve futbol yorumcuları arasında "hainler... parazitler... düşmanlar" arayacaklarına, Galatasaray'a "futbol ihaneti içinde olan" futbolcuları araştırıp bulsunlar!.. Bu ihanet içinde olan oyuncular dahil, futbolcularına "Sorumlu benim, sizleri yedirmem" diyen Terim'i "şövalyeliğinden dolayı" alkışlıyorum!.. Ama, "onların da hatalarını, yanlışlarını yüklendiğine göre", neden "eleştirilerden bu kadar rahatsız oluyor?" Bütün bunlar bir yana; ben "üzülerek" diyorum ki; büyük mali ve manevi kayba rağmen, "Galatasaray'ın Avrupa Kupaları dışında kalmasının hayırlı tarafları da var!.." İşin bu tarafını da "yarın" Uluçmarket'te yazacağım... Az sonra... ocaluluc@beko.net