Fatih Terim Milli Takım'a "bu gece" veda ediyor; "doğru bir karar verdi"; hayırlısı!.. Terim, futbolumuza, futbolcu olarak da, hoca olarak da büyük hizmetler verdi; adeta bir ömrü adadı; ona çok şey borçludur, Türk futbolu ve futbolcusu!.. Elbette, her insan gibi, her hoca gibi o da hatalar yaptı, yanlışlar yaptı; ama "sevapları, günahlarından çoktur", hem de misli misli çok!.. "Böyle" bir günde "artılarını yazmaya kalksam", sütunlar almaz, "eksilerini yazmak" ise bana yakışmaz!.. "Sadece" bir husustaki üzüntümü belirtmek isterim; "Ben kimseye hesap vermem" demiş bir gazeteye!.. İşte "bu egosudur" Terim'in "çok daha büyük başarılara ulaşmasını" önleyen!.. Ne demektir "bu söz" ve boş boş böbürlenmekten başka "hiçbir anlamı yoktur!.." "Bu söz", aslında hesap verdiğini gösteriyor; önce vicdanına, sonra kamuoyuna ve sonra da "hesap vermesi gereken" kim varsa onlara!.. "Karanlıkta ıslık çalmak" gibi bir şey!.. Dünyada, insanın "ayakları üzerinde yürümeye başladığından beri", bir tane evet "bir tane hesap vermeyen insan" var mıdır acaba, insanlık tarihinde?.. 2012'ye kadar sözleşmesi olan bir hocanın "2009'un ekiminde istifa edip, o koltuktan ayrılması" bile "hesap verdiğini" ve sonra da "hesabı kestiğini" göstermiyor mu?.. İşte Terim adına "üzüldüğüm" nokta budur ve "hiç gereği yokken söylenen" bu söz ile ilgili olarak, ne yazık ki "Terim'e yakıştı" kanısının yaygın olması, ona "saygı duyan" milyonlarca insanın onu "neden sevmediğini, sevemediğini" de ortaya koyuyor!.. Terim'in "artık Türkiye'de hocalık yapacağını sanmıyorum"; o "hocalık yaparsa" Avrupa'da yapacaktır ve de "öyle" olması gerekir!.. Terim'in yerine kim gelebilir; "Ertuğrul Sağlam" deniyor, "Mustafa Denizli" deniyor!.. Açıkça ifade edeyim ki; "Terim'in başaramadığını başaracak" bir Türk Hoca göremiyorum, ortada!.. Denizli de gelse, Sağlam da gelse ya da "başka" bir Türk hoca da gelse, "baskı ve eleştiri yağmuru" hemen başlayacaktır!.. "Türlü-çeşitli" fısıltılar, iddialar "daha adları ortaya atıldığı dakikadan itibaren" dalga dalga yurda yayılmıştır, yayılmaktadır!.. Ben, "itibarlı, bilgili, yetenekli, hırslı" bir "yabancı" hocanın Türk Milli Takımı'nın başına getirilmesinden yanayım!.. "Yakın" hedef Avrupa Futbol Şampiyonası Grup Eleme Maçları için Ay-Yıldızlı kadroyu hazırlarken, "istikrarsız" futbolumuzun "yeniden yapılanmasında" da destek ve yardımları olacak bir yabancı hoca!.. Özellikle bir "bizim gibi bir Akdeniz ülkesinden olursa", mesela İtalya'dan ya da İspanya'dan "çok daha iyi olacaktır!.." Elbette aklımdan geçen bazı isimler var, ama "onları tavsiye etmek" bir işe yaramaz; zaten "isim vermek" benim işim de değil!.. "Yabancıya karar verirse", ismi bulmak Futbol Federasyonu'nun işi!.. Bekleyelim bakalım, "hiç gereği yokken Terim'in mukavelesini 2012'ye kadar uzatan" sonra çıkıp ikide bir de "Hocamızın arkasındayız, onunla devam edeceğiz" diyen ve sonunda "kendisine haber vermeden" ayrılacağını açıklayan Terim'in "açığa düşürdüğü" Mahmut Özgener Başkanımız "kimi bulacak, kimi seçecek?.." İnşallah, hiç olmazsa bu defa "hata yapmaz!.."