Tevfik Fikret’ten, Dursun Başkan’a…

“Üzüm üzüme baka” derler, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, bu söz için “Galiba doğru” dedirtti.

 

O “halim selim, insanları kırmamaya gayret eden, hırçınlara ‘yapmayın’ diyen” başkan gitti, yerine “vurup kıran, hakaretler yağdıran” bir başkan geldi…

 

“Kime baka baka bu hâle geldiğini ‘isim olarak’ yazmama gerek yok”; zira bu satırları okuyan bütün okuyucularım, anlamışlardır!

 

Şu sözüne bakın, Dursun Başkan’ın; “İki sezondur şampiyon olan bir takımın üzerine bu kadar arsız bir şekilde, akıl almaz iftiralarla, yalanlarla gelmelerini açıkçası bekliyorduk.”

 

Bilmem ki, Sayın Başkan, “arsız” kelimesinin Türk Dil Kurumu sözlüğündeki manasına hiç baktınız mı; “Utanması, sıkılması olmayan, yılışık, yüzsüz (kimse) / Açgözlü davranan (kimse)” 

 

Bir “bilmem ki” daha; bu sözler, “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim” diyen “Tevfik Fikret’in Galatasaray’ı olmakla övünenlerin” başkanına yakışıyor mu?..

 

Neden “Onun bu sözlerinden” ilham almıyorsunuz?..

 

Sayın Başkan, “hazırlık maçlarında doğru dürüst futbol oynayamayan, farklı mağlubiyetler alan, Süper Kupa finalinde 0-5’lik hezimete uğrayan, ligin ilk maçında “depremzede ve de transfer yapamamış ama önemli oyucularını kaybetmiş” rakibini “zar zor” yenebilen bir takım, “iki değil, beş sene de üst üste şampiyon olan Real Madrid olsa”; eleştirilir…

 

Tahammül edeceksiniz; üstelik “takımınızı, kamplarda, Süper Kupa finalinde, ligin ilk maçlarında geçen lig sezonunun bitiminden beri, teknik direktörünüzün defalarca altını çizdiği ‘kadrondaki iki eksiği’ tamamlayamadan çıkaran” bir Başkan iseniz, hele hele Beşiktaş’ın maçlarında her hafta Rafa Silva’yı seyrediyorken, utanacak ve susacaksınız!..

 

Siz “transferi bitirdik” derken, Okan Hoca’nız ile “transfer ekibinizin en aktif adamı” Cenk Ergün “hedefe konduğundan ve yalnız bırakıldığından” da şikayet ederek, tam tersini söylüyorlar ve “Transfer yapılacak” diyorlar; bu nasıl bir iş?..

 

Bu satırları maçtan 12 saat önce yazıyorum; takımınız bu gece Konyaspor’a misafir oluyor, bakalım “iki eksiği ‘nihayet’ tamamlayan” yeni oyuncularınız ne yapacak?..

 

 

Quo Vadis, Avcı Hoca’m!

 

 

Abdullah Avcı ile Trabzonspor, “sezon başında yaptığım ‘Trabzonspor şampiyonluk yarışında olacak’ tahminimi” boşa çıkaracaklar galiba…

 

Rapid Wien maçında “tanıyamadım” Trabzonspor’u…

 

Takımda “sadece ‘en az altı golü kurtaran’ kalecimiz Uğurcan ile ‘sahada basmadık yer bırakmayan’ Dragus” vardı, o kadar!.. 

 

Ya “yan paslarla beslenip,’ korner attığımız hücumlarda bile kalecimize kadar uzanan ve rekor kıran’ geri pas” taktiğimiz?.. 

 

TV başında tam bir hayal kırıklığı yaşadım, perşembe gecesi; “onca transferden sonra” bu futbol; neler oluyor, sevgili hocam?..

 

 

Şaka!..

 

 

Önemli maçların geceleri, “hakem infazları yapmakta yarışan TV programlarını” tıklıyorum. Bir gece “bir tanesini” tıklamıştım ki; karşıma “eski bir tanıdık” çıktı… Bu programdan gitmişti, Erman Hoca, yerine gelmiş Mustafa Hoca…

 

Aralarında bir fark vardı; Erman Toroğlu kendisine teklif edilen “Merkez Hakem Komitesi Başkanlığını” reddetmişti.

 

Uzun yıllar MHK Başkanlığı yapan Mustafa Çulcu Hoca ise, anlaşılıyordu ki, “Erman Hoca’nın bıraktığı koltuğa oturmayı” seve seve kabul etmişti…

 

Hayırlı olsun!..

 

 

Nerede o adım?

 

 

Spor Bakanımız, “Hesap verecekler” dedi, 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’ndaki “genel fiyaskodan” sonra…

 

Bekledim; “spor da yazdığım” gazetecilik hayatımda “örneklerini” çok gördüğüm “vakur adım” atılacak mı”, diye…

 

Bir tanesi de çıkıp “Başarısız oldum, istifa ediyorum” diyemedi, federasyon başkanlarından…
Yazıklar olsun!