TJK'da sonun başlangıcı!..

Türkiye Jokey Kulübü'ndeki "keyfi yönetim sistemi" üzerine yapılan denetlemeler ve müfettiş raporlarından sonra, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı olaya bütün ağırlığını koydu! Türkiye'de yasalar "At yarışlarının patronunun Tarım Bakanlığı olduğunu" ortaya koyuyor. Bakanlık, at yarışları organizasyonunu "taşeron olarak" Türkiye Jokey Kulübü'ne vermiş. Şimdi "patron" harekete geçti ve "organizasyonu iyi yönetmediği müfettiş raporları ile ortaya çıkan" taşeronu mahkemeye verdi. Savcılıklara yapılan suç duyuruları, savcılar tarafından haklı bulunarak "dava açıldı"; Türkiye Jokey Kulübü tarihinde belki de "ilk defa" bir başkanı ve "bazı" yönetici arkadaşlarını "hakim huzurunda göreceğiz!" Ardından "aynı bakanlık", müfettiş raporlarında yazılı "bazı konularda" kulüp tüzüğünün ihlâl edildiğini tespit ederek, TJK Başkanı'nın "Disiplin Kurulu'na verilmesini" istedi; bu da kulüp tarihinde "ilk defa oluyordu!" Bununla da kalınmadı, kulübe "kendi murakıplarının dışında" bakanlık tarafından "3 tane" murakıp atandı! Ve şimdi, kulaklardan kulaklara fısıldanan ve "Bakanın söylediği" öne sürülen bir söz ön plâna çıkıyor: "Ben mahkemeye verdiğim bir kişiyle çalışmam!" Bütün bunlar olurken, "basın toplantıları yapıp", yıllardır "reklamlar" vererek ve de "kura dışı tutulan" ganyan bayilikleri dağıtarak "Rockfeller'ın pembe gazetesi" haline getirdiği "birkaç yüz satan ya da dağıtılan" bazı koşu gazete ve dergilerinde yazılar yazdırarak, "Kulüpte hiçbir anormal durum yok, denetlendik, temize çıktık" açıklamalarının arkasına saklanmaya çalışan TJK Başkanı Ömer Faruk Girgin ve yönetimi için "sonun başlangıcına gelindiği" ortada! Yönetim kurulunun beş üyesinin istifa mektuplarının ceplerinde olduğunu ve ay sonundaki mâli genel kuruldan sonra istifalarını yürürlüğe koyacaklarını Sağır Sultan bile duydu. 40'a yakın TJK üyesinin "seçimli olağanüstü genel kurul için" imza topladıklarını ve onların da mâali genel kurul sonrasını ve "istifa edeceklere saygı" sebebiyle istifaların yürürlüğe konmasını beklediklerini de Sağır Sultan bile duydu! 1950'li yılların ikinci yarısında Ankara'da sevgili Güngör Sayarı ve rahmetli "Galopçu" Yılmaz ile beraber (ki o zaman ünlü bir basketbol hakemi idi) çıkardığımız "Galop" adlı yarış dergisinden beri, TJK ile yakından ilgilendim, atçılık camiasında çok yakın dostlarım oldu. Tahmincilerden, jokeylerden,at sahiplerinden, TJK başkan, yönetici ve genel müdürlerinden de arkadaşlarım oldu; hâlâ da var! Bizler "Türk atçılığı ve yarışlarla ilgili" dergi çıkarıp, yazılar yazmaya başladığımız zaman, sanırım bugünün kulüp başkanı yürümeyi ve konuşmayı daha "yeni öğrenen" bir çocuktu! O günden bu yana, TJK'da "çok az da olsa" kriz dönemleri ve kötü yönetimler gördüm; ama "böylesi" mahkemelere düşenini, Tarım Bakanlığı tarafından "böylesine bir tavır" ile karşı karşıya bırakılanı ilk defa görüyorum! Ey Jokey Kulübü'nün üyeleri ve de "bu başkanı ve arkadaşlarını koruma altına alan" duayen atçı Cemal Kura... Artık "gerçekleri" görün ve "bu başkanı ve yönetimini değil" sadece ve sadece "Türkiye Jokey Kulübü'nü düşünün!" Kulübünüzü düşünüyorsanız, kulübünüzün ve Türk atçılığının yarınlarını düşünüyorsanız, devleti ve bakanlığı karşınıza almayın; bakanlığın verdiği mesajları iyi anlayın! Disiplin Kurulu'nu toplatmamak, "boş olan üyeliği doldurmamak" için yapılanlar bile, TJK'nın "nasıl bir zihniyetle yönetildiğini" ortaya koymuyor mu? İşte, bu zihniyetin "kulübü nasıl yönettiğini ortaya koyacak" olan "kara mizah" sorusu: "Kişisel" sebeplerle "3 yönetim kurulu üyesini mahkemeye verdi" diye "denetçi" Mete Aysal'ı kulüp üyeliğinden ihraç edenler, şimdi "başkanı ve bütün bir eski yönetimi mahkemeye veren" Tarım Bakanı'nı "onursal üyelikten ihraç edebilecekler mi?" Ve bir soru daha; kulüp denetçileri, mâli genel kurulda, Bakanlığın yani "işin sahibinin" mahkemeye verdiği bir başkanın ibra edilmesini, "onun yaptıklarına ortak olma sorumluluğunu da yüklenerek", isteyecekler mi, yoksa... "Biz ibra etmedik" mi diyecekler; yaşayıp göreceğiz! Düşünün, ey TJK üyeleri... Yarım asırlık Türkiye Jokey Kulübü'nü "bu duruma düşürenleri" hâlâ koruyup kollarsanız, kime ve neye hizmet etmiş olacaksınız; iyi düşünün!..