Topa dokunmuşlar!..

A -
A +

"Efendim, topa dokunmamışlar bu işi bilmezler, bu biz top oynamışlar biliriz" böbürlenmesinin arkasına sığınanlara hep gülmüşümdür!.. "Sinema, tiyatro, kitap, resim eleştirmenliğinden, yemek eleştirmenliğine kadar uzanan" çizgide, hiçbir artist ya da rejisör, kitap yazarı, romancı, şair, ressam ya da ahçı, böyle "komik ve temeli olmayan" bir kaşkarikonun ardına sığınmazlarken, "bizim topçuların bazıları", bunu yıllardır yazar dururlar!.. Üstelik, "yan yana sütunlardaki" yazılarında, bilmem kaç defa milli olmuş birinin "ak" dediğine, bilmem kaç defa milli olmuş ötekinin "kara" dediği binlerce ve binlerce örnek arşivlerde dururken!.. İşte, "Kewell geldiğinden beri" de tutturmuşlardı; "Efendim, hem Baros, hem Lincoln, hem Kewell, hem Arda bir arada oynatılırsa, bazı takımlar Galatasaray'ı kevgire çevirir, zira Baros ve Lincoln gibi Kewell ve Arda'nın da defansif yönleri yok!.." Arda'nın Manisaspor'da, Ersun Yanal'ın elinde "bek oynadığını", hem de "çok iyi oynadığını" hatırlamadıkları gibi, Kewell'ın da "defansif yönünün olup olmadığını", herhalde Hamburg maçının ikinci yarısında görmüşlerdir; "hatasız" ve nerede ise "40 dakikaya yakın" oynanan "stoperlik!.." "Hakikaten(!)", Kewell'ın "hiç ama hiç" defansif yönü yokmuş, öyle değil mi, benim "topa dokunmuş" anlı ve de şanlı yorumcularım?.. >> Tahkim Komiseri mi?.. Doğrudan yazayım; "bu olaylar dizisi", ne bir hakemin kaçırdığı penaltı ya da bir yardımcı hakemin atladığı bir ofsayt pozisyonuna benzemiyor!.. "Bu olaylar dizisi", adeta "36 kısım tekmili birden" bir senaryo olarak aylardan beri sahalardan, TV ekranlarına ve gazete sayfalarına aksediyor!.. Nedense, Oğuz Sarvan'ın hakemleri ve Kemal Dinçer'in gözlemcileri, "söz konusu Roberto Carlos olunca" ne görüyorlar, ne duyuyorlar ve de federasyonun diğer kurulları "gerekeni" yapıyorlar, her defasında bir başka "mazeret ve bahane!.." Mübarek sanki "görünmez adam"; ama sadece hakemler ve gözlemciler için, yoksa tribünlerdeki binlerce kişi, TV başındaki yüz binlerce kişi görüyor ve artık "bu duruma kahkahalarla gülüyor!.." Adam, "Portekizce", yüz çızartıcı bir "iğrenç" sözü yardımcı hakeme söylüyor; tısss!.. Hakeme su şisesi savuruyor; tısss!.. Lig lideri takımın teknik direktörüne karşı "toy çocuğun amcası" gösterisine soyunuyor; tısss!.. Nihayet, ülkenin "en disiplinli" denilen ve de mesleği "polislik olan" hakemine ve de "başbaşa iken", yani etraf kalabalık bile değilken, tam bir "kafadan sakat galiba" işaretleri yapıyor; tısss!.. Değil "ceza almak", ceza kuruluna bile gönderilemiyor ve hatta "bir sarı kart bile" gösterilemiyor!.. Hemen her maçta, nerede bir "gerginlik, tartışma olsa", bakıyorsunuz Roberto Carlos orada ve aktif; sanki "federasyonun saha için tahkim komiseri", beyefendi!.. Dahası, "öyle provokatif hareketler yapıyor" ki, o gerginlikte "çok kötü olayların olmaması" büyük şans!.. Mesela, o gerginlik ve öfke anında, Tolunay Kafkas, ona "bir yumruk atsa" ne olacaktı?.. Bu "meydanı boş bulmuşluğa" hemen son verilmeli ve Roberto Carlos "haddini bilmeli!.." Bilmeli ki, burası "Patagonya değil", Türkiye!.. >> Yanal ve Trabzonspor!.. Daha maç bitiminde TV ekranlarında başladı ve ertesi sabah spor sayfalarında devam etti "kötü" ve "art" niyetli yorumlar!.. Sanki, ben "başka bir maç seyrettim", onlar başka!.. Ersun Yanal'ın Trabzonspor'u, Giray Bulak'ın Konyasspor'unu "futbol olarak" ezdi, bitirdi sahada; bir teknik diretktör daha ne yapsın; Gökhan'ın ve Umut'un formalarını da giyip, "bazılarını benim bile atabileceğim" golleri atamayan bu futbolcuların yerine bir de "gol mü atsın?.." O maç, "beşlik olurdu", olmadı!.. Bakıyorum, "bazılarının yorumlarında" Gökhan'a ve Umut'a "toplu iğne bile yok"; Ersun Yanal'a gürzlerle hücum; el insaf ve biraz da izan!.. Yanal'ı çok eleştirdim; gene de "hatasını görünce" eleştiririm, ama el hak, şu anda "Süper Lig'in en iyi hocası!.." Mesela, inanıyorum ki, mevsim başından beri Galatasaray'ın başında olsa, sarı - kırmızılılar bugünlerde "açık ara" liderliğe oturmuş, hatta şampiyonluğu ceplerine koymuş olurlardı!.. Trabzonlular, hocalarının kıymetini bilmeli ve ona inanmalılar!.. Şu anda, en az Üç Büyükler kadar şampiyonlukta iddialılar ve "çatlak sesler çıkmazsa" şampiyonluk ipini göğüsleyebilirler!.. Gökhan ve Umut, "biraz" moralle, "golcülük günlerine dönebilirlerse", Ersun Yanal bu takımı şampiyon yapacaktır; ona güvenin ve destek olun!.. >> Eren örneği ve hakemler!.. Kayserispor'da en beğendiğim futbolcudur "genç" Eren!.. Yetkili olsam, takımım olsa, Kayserispor'dan transfer edeceğim "tek" futbolcu olurdu, Eren!.. Ne var ki, Fatih Terim Hocamın, onu "ay - yıldızlı formaya lâyık gördüğü" bir sürece girmişken, son Fenerbahçe maçındaki "agresiflik gösterisi" ona hiç yakışmadı!.. Maçı "kartsız" bitirdi, ama dua etsin hakem Bünyamin Gezer'e!.. En az "2.5 kırmızı kart görmesi gerekirken", bir sarı kart bile çıkmadı!.. Fenerbahçe'nin Milli Takım kalecisi Volkan'ın atıldığı pozisyonda, hakemin "önce" Eren'e doğrudan kırmızı kart göstermesi, sonra "aynı kartı" Volkan'a çevirmesi gerekirdi; topa yatmış bir kaleciye o "nasıl giriş" öyle; maazallah o "acımasız" taban, omuz yerine kafaya gelse, kim bilir Milli Takım kalecimiz şimdi neredeydi?.. Geliyorum işin esasına!.. Hakemlerimiz "maalesef" bu pozisyonlarda değil "kırmızı", hatta "sarı" bile çıkarmıyor, çıkarmaya korkuyorlar!.. Neden?.. Her hafta sonu, TV ekranlarında, "bazı" futbol alimlerimiz(!), onlara "böyle talimat veriyorlar" da ondan!.. "Ne demekmiş, teknik futbolcuyu, yıldız futbolcuyu korumak?.. Futbol erkek oyunudur, devam ettirin oyunu, devam!.." Okan'ın ayağının kırıldığı maçta "Beni aldatıyor" diye oyunu devam ettiren ve neden sonra futbolcunun başına gittiği zaman bile "Numara yapma kalk ayağa" diyenlerin talimatlarıyla "maç yöneten hakemler" dikkat; "böyle yapmaya devam ederseniz", bir gün "öyle bir olayla karşılaşırsınız" ki, ömür boyu "bu işi sadece futbol oynayanlar bilir" diyen "yol göstericinizin boynuna utanç madalyası olarak asılan" bir başka "Okan olayı" sizin boynunuza da asılır, haberiniz olsun!.. Bünyamin Gezer, "bu utanç madalyasından" şansla ve ucuz kurtuldu!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.