Trabzon'un dramı!..

A -
A +

Kimse tartışmıyor, kimse seslendirmiyor!.. Trabzon'un ve Trabzonspor'un başarısızlığının temeli, "bölünmedir!.." Yooo ben, "Trabzon'un ve Trabzonspor'un dramı bölünmüşlüktür" derken, çok kişinin söylediği ve yazdığı ve maalesef Trabzon yerel medyasının da yangına körükle giderek azdırdığı üzere, camia içindeki hiziplerden, "kulüpten ve takımdan eline çekmek istemeyen" şu veya bu kişiden, şu veya bu kişinin arkasındaki gruplardan söz etmiyorum. Elbette "başarısızlıkta" bu yazımda sözünü etmek istemediğim, geri plâna ittiğim "bu tip" bölünmüşlüğün de etkisi büyük ama, bana göre "asıl bölünme", başka türlü bir bölünme ve işte "o başka türlü bölünme" yüzündendir ki, hizipler, gruplar bütün güçleriyle ayakta kalabiliyor ve birliği, birlikteliği bozabiliyor !.. Benim üzerinde durmak istediğim, bölünme, "uzaktan kumandalı yönetim" bölünmesi!.. "Baş" İstanbul'da, "gövde ve kök" Trabzon'da!.. Gerçek ortada; "uzaktan kumanda ile bir kulübün yönetilemeyeceği" Mehmet Ali Yılmaz denemeleri ile ortaya çıkmıştır!.. Şimdi Mehmet Ali Yılmaz'ın yerine Nuri Albayrak kulübün başındadır!.. Dün, Mehmet Ali Yılmaz, üstelik onca tecrübesine ve "onursal başkan" unvanına rağmen, "Kulübü uzaktan kumanda ile yönetmeye çalıştı"; olmadı!.. Bugün, Nuri Albayrak "Uzaktan kumanda ile kulübü yöneteceğini, zannediyor"; başarılı olması zor, hem de çok zor!.. Burada duralım ve olaya bir başka pencereden de bakalım: Peki ama, "Kulüpte uzaktan kumandalı bir yönetim olmasın, Trabzon'dan yönetilsin" dediğimizde, "bu" oluyor mu; hayır, o da olmuyor. Zira, "Trabzon'da, Trabzonspor'u "büyük kulüp yapacak" para da yok, o vizyona sahip yönetici de!. İşte, Trabzon'un ve Trabzonspor'un dramı burada!.. Para ve vizyon uzakta, kulüp ve takım Trabzon'da!.. Parayı veren ve yöneten, "Trabzon'da yaşamadığı için" camianın, kulübün, şehrin havasını koklayamıyor; "nelerin olup bittiğini, nelerin olup biteceğini" işi biraz abartarak söyleyeyim "çocukluğumuzdaki telefonculuk oyununa benzer" yöntemlerle algılamaya çalışıyor; olmuyor, olması da mümkün değil. Trabzon'da ise, "kulübü büyük kulüp, takımı şampiyon takım yapacak" şartlar, imkânlar yok; üstelik bütünlük yok, "başaltı hatta zaman zaman büyük orta takımı durumuna düşmenin gerginliği ve stresi" işleri daha da karıştırıyor. Yöneticiler gergin, taraftar gergin, şehir gergin olunca, futbolcunun, teknik adamların "rahat olması" mümkün mü?. Futbolcu için de, teknik adam için de, tam bir "panik atak" tablosu içinde ve daha da kötüsü başarının çok uzağına düşen bir ortamın göbeğinde yaşamak, işkencelerin en büyüğü değil mi; bu iç içe geçmiş ve kurtulunması zor iki kafesin içinden beklenen ve arzulan "başarı tablosunun çıkması" mümkün mü?.. Bütün bu gerçeklere rağmen, bilinmelidir ki; "uzaktan kumandalı" bu deneme de başarılı olamazsa, bundan sonra "Ben bu işi yapacak ve Trabzonspor'u eski şaşaalı günlerine döndüreceğim" diyerek ortaya çıkacak ve kulübe "büyük paralar harcayacak" başka bir kimsenin bulunması ihtimali hemen hemen hiç kalmayacaktır!.. Onun için, "bütün zorluklara rağmen", Trabzon kenti ve Trabzonspor camiası, "bugünkü yönetimin başarılı olabilmesi için" elinden geleni yapmalı, "sabırla" beklemelidir. İstifanın ya da genel kurulun Trabzonspor'a "köklü" hiçbir yarar sağlamadığı yıllardan beri "denene denene" ortaya çıkmıştır!.. Ziya Doğan göreve geldikten hemen sonra "bir - iki başarılı sonuç al ınınca ve Trabzonlular bayram yapmaya başlayınca, "Acele etmeyin, asıl problem ortada duruyor ve bu problem hâlledilmedikçe, başarı geçici olacaktır" diye yazmıştım; zaman "acûlların nasıl yanıldığını" ortaya koydu. Problem ortada; "uzaktan kumandalı" bir yönetimin nasıl başarılı olacağı?.. Kim bilir belki de, "İstanbul ile Trabzon'u bağlayacak" bir "güçlü, saygın ve tam yetkili" menajer; daha açık söyleyeyim; "İngiliz usûlü" bir menajer!.. Trabzonspor'un futbolunu, "futbolun patronu" olarak yeniden yapılandıracak, takımları "ehil" profesyonellere teslim, onları koordine ve kontrol edecek, "profesyonel" takımın da "her şeyi" olacak bir menajer!.. Sakın ola ki, bugüne kadar gelip gidenlerden, "eski" Trabzonlu futbolculardan söz ettiğim sanılmasın, onların "kulübün ve takımın bu hâle düşmesindeki payları nın ne olduğunu" Trabzonspor camiasında bilmeyen kaldı mı?.. İyi de, "onlar olmaz" ise, ki olmaz, "böylesi" var mı?.. Varsa kim?.., Başkan, yönetim ve camia "böylesini" ister mi?.. İstese bile, "istenen ve bulunan kişi" bu ortamda, bu sorumluluğu kabul eder mi?.. İşte, "uzaktan kumanda" probleminin çözülmesi zor bir tarafı da bu!.. Bulunamazsa, problem hiç çözülmez ve gitti gider!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.