"Yazmayım" diyorum, direniyorum, sonunda "yazmak zorunda kalıyorum"; zira "herkesin hatasını, yanlışını eleştirirken", Türkiye Spor Yazarları Derneği'nde gördüğüm hataları, yanlışları eleştirmemenin, yazmamanın, "hem gazetecilik anlayışıma, hem gazetecilik ilkelerine, hem mesleğime, hem de derneğime ihanet olduğunu" düşünüyorum. Bu derneğin "hangi imkânsızlıklar", hangi "şartlar", hangi "mücadeleler" ile kurulduğunu bilen ve yaşayanlardanım. Bu deneğin "bugünlere gelmesinde", kimlerin "nasıl" emek verdiklerini de bilen ve yaşayanlardanım. Ama "bugün" bu derneğin, "yönetenlerin ne kadar umurunda olduğunu" bilemiyorum ve açık söylemem gerekirse "birkaçı hariç", hiçbirinin de "fazla umurunda olduğunu" sanmıyorum. İzmir'de, hemen hemen katılan herkesin "spor adamı olduğu" bir toplantıda, "kimseye belli etmeden" ve "ağız yoklayarak" bir araştırma yaptım; 18 kişiye "çaktırmadan TYSD Başkanı'nın kim olduğunu" sordum, 4 kişi "hemen", bir kişi de "biraz düşünerek" başkanımızın adını söyleyebildi, geri kalanın çoğu ne adını hatırladı, ne soyadını, birkaçı ise sadece adını hatırladı!.. "Eskiden" böyle miydi?.. Bu toplantıda, "TSYD İzmir Şube Başkanı'nı, en son ne zaman gördüklerini" de sordum, tanıdığım spor adamlarına!.. Sportif toplantıların, maçların müdavimi olan muhataplarımın büyük çoğunluğu "Nerede ise 8-10 aydır görmediklerini" söylediler, hatta "bir-iki yıldır göremediğini" söyleyen de çıktı; üstelik bana, "Sahi, başkan neden spor toplantılarına ve maçlara gelmiyor" diye soranlar da oldu!.. Dahası, "bu ağızlarını arayıp, sorguladığım" spor adamlarının içinde "gazeteciler, futbol yorumcuları" da vardı!.. Bitmedi; "bu gırtlağına kadar borç içinde olan" ülkenin, "devletinin, milletinin trilyonları harcanarak", Urla'da "TSYD için" bir yaşam merkezi yapıldı, yüzme havuzlu!.. Uzun süredir, bu "mükemmel tesisin önünden geçenler", derneğimizle ilgili "ne bir isim, ne bir amblem, ne bir işaret" görüyor!.. Ana caddelere bakan iki cephede de kocaman kocaman "Sıradan Restoran" yazıyor; evet "Sıradan" Restoran!.. Anlaşılıyor ki, "yıllardır" gazetecilik ve spor yazarlığı yapmayan, lokantacılık ve otelcilikle ilgilendiğini duyduğum İzmir Şube Başkanımız, "burayı" bir lokantacıya ihale etmiş, o da "üzerinde 'TSYD Tesisleri' yazarsa, vatandaşların fiyatların pahalı olduğunu düşünerek buraya gelmeyeceğini" düşünüp, formülü bulmuş; "Arkadaş burası 'sıradan' bir restorandır, herkes gelebilir, ucuzdur da" mesajını vermek için, adını "Sıradan Restoran" koymuş; işlem tamam ve daha acısı ona "Ne yapıyorsun" diyen yok!.. Daha da acısı "yönetim kurulundaki arkadaşların ağzını aradım"; giden yok, gören yok!.. Bitmedi; TSYD Ankara Şubesi kongresi öncesinde ve kongrede yaşananlar, hepimiz adına utanç verici, tüyler ürpertici; internete kadar düşen iddialarıyla, karakollara kadar düşen olaylarıyla!.. Ben İzmir'den hissettim ve bunca yıldır ilk defa "Kongreye gitmedim" ve neden gelmeyeceğimi de Ankara'daki arkadaşlara açık açık söyledim; "Böyle utanç verici iddiaların tartışılacağı bir genel kurula gelip de ne yapayım?.." Ama "kendisine de intikal eden bu iddialara karşı", Genel Merkezimiz kılını kıpırdatmadı, "iddiaları araştırmadı" ve sonunda "olanlar" oldu; yazık değil mi, bu derneğe?.. Genel Merkez'in ilgisizliği yüzünden, kongre günü karakollara düşülen kavgalar oldu, şimdi "yönetici arkadaşlarımız, yöneticiliğe talip olan arkadaşlarımızla mahkemelik oluyor"; hakaret davaları açılıyor; iyi mi?.. Bitmedi; açın TSYD Sitesi'ni, "aralık-ocak-şubat ayında yapılan" toplantıların "yapılacak" diye haberleri duruyor, Ankara şube kongresindeki seçimlerin haberi yok!.. Ana sayfada TSYD İkinci Başkanı'nın "imzası var, resmi var", yazısını okumak için tıklıyorsunuz, "bembeyaz bir sayfa, yazısı yok", iki kelimelik bir not: "Yazı eklenmemiş" Bu dernek, "bu işlerin en iyi şekilde yapılması için" kaç personel çalıştırıyor, yılda kaç yüz milyar maaş ödüyor, işte genel merkez genel kurulunda dağıtılacak "mali raporlarda" göreceğiz ama "TSYD'nin resmi sitesi" bu durumda; neden?.. İlgilenmekten üşenen, "Sitede ne var" diye bir tıklama bile yapmayan yöneticilerle karşı karşıyayız da ondan!.. Seçildiler mi, etiketleri yakalarına taktılar mı, "seyahatlere, ziyafetlere gidip geldiler mi", işlem tamam!.. Şimdi başta "Başkanımız", çoğu "yeniden aday olmaya hazırlanıyordur"; hayırlı olsun!.. Dernek, "sayelerinde bu hâline gelmiş", birkaçı hariç umurlarında mı?.. Ama, TSYD üyelerinin umurunda olmalı!.. Üzerimize örtülen "ölü toprağından" kurtulmalı ve haykırmalıyız: "Bu dernek 'sıradan' bir dernek olamaz; görev başına!.."