Anadolu takımlarında "filizlenen" genç oyuncuların "İstanbul'un büyük kulüplerine transfer olduğunu duyduğum zaman", içimde bir burukluk olur!.. Zira, hele hele ceplerine "büyük paralar konan" ve "birdenbire spor sayfalarının manşetlerine oturan, TV ekranlarının gözdesi olan" genç futbolcuları İstanbul'da "nelerin beklediğini" iyi bilirim!.. İstanbul gecelerinin "bomboş" ama "Anadolu'dan gelen gençler için" cazibeli ve büyülü gecelerinin karanlıklarında hangi tehlikelerin dolaştığını da iyi bilirim!.. Bildiğim başka şeyler de var; kaç tane "çok yetenekli" gencecik futbolcunun, basketbolcunun, voleybolcunun, "o karanlıklarda olmadan, olamadan kaybolup gittiğini!.." "Kimlerin", nasıl ve hangi yollarla "geleceği çok parlak" sporculara musallat olduğunu, adeta "birer vampir gibi" o gencecik filizleri çiçek bile açmadan kuruttuğunu da bildiğimi söylemeliyim!.. "Onların", sporcular için ne olduğunu, "bilimsel olarak" Turgay Renklikurt hocam bir çok yazısında açık açık ortaya koymuştu!.. Uzun yıllardan beri, bir çok "tecrübeli" spor yazarı ve futbol yorumcusu da devamlı olarak "konuşmalarında, yazılarında" bu tehlikenin üzerinde durmaya devam ediyorlar, sabırla ve ısrarla gençleri uyarıyorlar!.. Ama "gençlik" bu; "Ben güçlüyüm, ben yaparım, bana bir şey olmaz, çıkar topumu da oynarım" pervasızlığı, "bir gün geliyor", iş işten geçmiş olarak, kafaların duvarlara vurulmasına sebep oluyor!.. Artık meyve kurtlanmış ve "gelişme durmuştur", aklın başa gelmesi sonucu değiştirmez ve genç sporcu, "olmadan" ağaçtan düşer!.. Bütün bunları neden yazdım? "Tuncay" gibi, yarının "çok büyük yıldızı olacak olan" bir gencin "İstanbul'un karanlık gecelerinde kaybolmaması için!.." Biliyorum, "o gecelerde kendini kaybetmiş" bir çok futbolcu arkadaşı var, hem de çok yakınında var!.. Onu da teşvik ediyorlar!.. Cazip randevu teklifleri, telefonlar geliyor!.. İstanbul gecelerinin "cazibeli" vampirlerinin çoğu, "İstanbul'un gündüzlerine çıktıklarında" yüzlerine bakılmayacak kadar çirkin ve "üç kelime sohbet edilemeyecek kadar" cahil oluyorlar ama ne gam? Ah o geceler; o geceler yok mu? Bıraktım, Tuncay gibi gençleri, hâlâ ve hâlâ "nerede ise futbolu bırakacak yaşa gelmişleri" bile karanlıklarında tutmaya devam ediyor ve "onları" on adım koşamayacak, iki adım öteye topu dürtemeyecek kadar "bitik" hale getiriyor!.. İşte onun için Tuncay'ın korunması, Tuncay'ların korunması gerek!.. Kim yapacak, nasıl yapacak? İşte bütün mesele!.. ocaluluc@beko.net