Türk atletizmi bu federasyondan kurtarılmalıdır!..

A -
A +

Bu yazım, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın “ikinci defa göreve gelen yeni bakanı” Dr. Osman Aşkın Bak’a mesajımdır.

Sayın Bakan’ım,

1955’lerde “profesyonel bir gazeteci olarak mesleğe ‘spor yazarı’ olarak ve ‘en az futbol kadar’ atletizm / basketbol / bisiklet yazarak” başladım.

Benim için futbol, “yukarıdaki sıralamamın 4’üncüsü oluyordu” ve bugüne kadar da “sporun gönlümdeki ve beynimdeki sıralaması” olarak kalmaya devam ediyor!..

‘Atletizm’de, Ali Naili Moranların, İsmail Hakkı Güngörlerin, Jerfi Fıratlıların, Abdullah Kökpınarların, Nuri Turanların başkanlık dönemlerini yazdım, Cüneyt Koryüreklerin, Kurthan Fişeklerin, Nejat Köklerin dönemlerini yaşadım.

O zamanların çoğunda “gazeteci olarak atletizmin sadece ‘Türk atletizminde değil, dünya atletizminde iz bırakan ‘yazanları olan’ Cüneyt Koryürekler, Hıncal Uluçlar, Nejat Kökler, Kenan Onuklar vardı. Hakk’ın rahmetine kavuşarak aramızdan ayrıldılar ve “Türk spor medyasında ‘atletizm yazarlığı bölümü’ gücünü” büyük ölçüde kaybetti…

İşte, bu tablo, ortaya “yazımın başlığında sözünü ettiğim” federasyona “adının karıştığı ‘uluslararası çapta Türk atletizmine cezalar verilmesine sebep olan’ skandallara rağmen” meydanı boş bularak “istediği gibi at oynatma” yolunu” açtı…

Sayın Bakan’ım,

“Görevi devraldığınız” eski Bakan’ımız, “sebebini bilemediğimiz” bir sabır ve tutum içinde “Türk Atletizmi için kara günlere sebep olan bu gelişmeleri” seyretmekle yetindi.

Ne yazık ki, “atletizm âşığı” bir avuç yazanın dışında da, Türk “spor, pardon futbol medyası da, “eski sayın bakanımızın yolunu” izledi.

“Ömürlerini atletizme vakfetmiş” Türk Spor Ajansı Sitesi’nin yazarları olan bir Necdet Ayaz’ı, bir Artun Talay’ı çağırın ve dinleyin, “acı gerçekleri” size anlatacaklardır.

Uluslararası hakem olan ve “büyük skandallardan birinin ortaya çıkarılmasına öncülük eden” Necati Çeteci bakınız neler yazdı:

“Sonunda, istemediğimiz şey oldu. Yıllardır, devşirmelerin sırtına binerek giden federasyonlar, yerli - millî atletlerimize ve antrenörlerimize destek veriyormuş gibi görünerek, onları yok sayarak, yabancı ülkelerin altında ezdirmişlerdir. Avrupa’nın bir alt ligine, sondan ikinci olarak düştük. Devşirme atletlerimizin devri de bitti. Altımızdaki Norveç’in en iyi atletlerinin olmadığını da gördük. Sadece Norveç değil, birçok ülke en iyi atletlerinin yarıştırmadılar. Buna rağmen 16 ülke arasında 15’inci olarak küme düştük. Geriye baktığımda, takımın bu hâliyle bile, küme düşmemesi için yapılması gerekenlerin yapılmadığı hususuna parmak basmak istiyorum. Teknik kurulun takımı yanlış kurduğunu düşünüyorum. Puan hesabı yapamayan federasyonun gereğini yapmasını isteyeceğim, nafile bir istek olduğunu bildiğimden Allah’a havale ediyorum. Ülkemizin, gururunun kırılmış olması, bazılarının umurunda olmayabilir ama 10 yıldır federasyonu yönetenler için maalesef yapacak bir şeyimiz yok. Ben ülkemiz adına utandım, müsebbibi olanları bilmem.”


Hangi yöntem?..

Konfüçyüs 2.500 küsur yıl önce demiş ki; “Üç yöntemle bilgeliği öğrenebiliriz: Birincisi, en asil olan yansıma yoluyla; İkincisi, en kolayı taklit ederek; ve üçüncüsü, en acı olanı deneyimle.”

>Yansıma: Işık ışınlarının önlerine çıkan parlak bir cisme çarparak geri dönmesi olayı.

>Taklit: Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma.

>Deneme: Yanılma veya aşamalı arama süreciyle ilerlemek.

Düşünüyorum; Fenerbahçe, Ali Koç’un başkanlığının 5’inci yılında bu yöntemlerin hangisi ile hocasını buldu?..


Merak etmeyin G.Saraylılar!..

Galatasaraylılar boyuna soruyorlar; “Sadece laf var, ortada gerçekleşmiş bir tane transfer yok. Bıraktık gelecekleri, büyük hedeflerimize göre ‘gitmemeleri’ gerekirken ‘gidecek gibi görünenleri’ bile çözemedik. Sezonu açtık; ne olacak hâlimiz?..”

Cevap veriyorum; “Merak etmeyin, Erden Timur’a güvenin!..”


Benim seçimim!..

Bana sorsalar; “Galatasaray’da ‘gitmesi muhtemeller arasında kalması için bir tanesinin seçicisi olsanız, kimi seçerdiniz; İcardi mi, Torreira mı, Zaniolo mu?”

Bu soruya cevabım; “Zaniolo’dur!..”

Çünkü, hem bugünü hem yarını ve de “bu sezon Galatasaray ile ‘Şampiyonlar Ligi’nde oynayacağı maçlardan sonra’ seneye yapacağı transferde Galatasaray’a ‘doğrudan’ kazandıracağı parayı” düşünüyorum!..


Şaka?..

Adam, UEFA’da Türk futbolunu düşürüldüğü “biçareler” kümesinden çıkardı… Avrupa Şampiyonası finallerinin kapısını araladı. FIFA sıralamasında iki merdiven yükseltti…

Spor, pardon futbol medyamızın “Gitsin” korosunun sesi “durmaksızın” giderek artıyor!...

İyi ki, Futbol Federasyonu seçiminde “başkanlığı” futbol medyamız kazanmadı!..

Yoksa “kazandı” da, Futbol Federasyonu “sonucu tescil edip, kararı açıklamayı” geciktiriyor mu?..


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.