Türkiye'de 150 Levante var!..

A -
A +

İspanya Ligi'nde "küme düşen" Levanteli futbolcuların Deportivo maçında sahaya üzerinde "Ya çözüm ya istifa" yazan tişörtlerle çıkmaları, hakemin başlama düdüğünden sonra "heykel gibi durmaları", topu alan Deportivolu futbolcuların "boş kale yerine" topu avuta atarak "Levanteli arkadaşlarına destek vermeleri", sadece İspanya'da değil, "dünyada haftanın futbol olayı olacak" cinsten, "hazin" ama "çok etkili" bir protesto şekli!.. Aylardır "maaş ve prim alamayan" Levanteli futbolcuların "bu unutulmayacak" protestosu ile ilgili haberleri okurken, hep "şunu" düşündüm: "Orada bir tane", bizde 10 tane, hayır hayır 40 tane, yok yok 80 tane, kim bilir belki de 100 tane, az oldu 150 tane "Levante" var; "futbolcularına aylarca para ödemeyen, ödeyemeyen!.." Burdurspor'dan, Ispartaspor'dan, Malatyaspor'a, Denizlispor'a, hatta Galatasaray'a kadar!.. Aslında "bizdeki durum" çok daha feci: Kulüplerimizin durumu, soruyu "Hangi kulübün futbolcuları aylarca para alamıyor" diye soracağımıza "Hangi kulübün futbolcuları paralarını muntazaman alıyor" diye sorduracak kadar acı!.. Acaba "3 tane", hadi diyelim ki "5 tane" sporcularına "muntazam para ödeyen"kulüp var mı Türkiye'de?.. "Nerede" Futbol Federasyonları, "nerede" talimatlar?!.. "Bu konuda" öylesine "ters" bir ülkeyiz ki: Paraları "kuruşuna kadar", her ayın başında "muntazaman" banka hesaplarına yatırılan futbolcuların takımı Vestel Manisaspor "küme düştü"; sadece bu sezonda değil "yıllardır, muntazam tek kuruş alamamış olan" Galatasaraylı futbolcular ise "takımlarını şampiyon yapıyor"; gelin de işin içinden çıkın bakalım!.. Yılın Takımı!.. Ne kadar duygusal ya da popülistiz!..Sivasspor'u "yılın takımı" yapıverdik!.. Galatasaray - Fenerbahçe - Beşiktaş ile oynadığı 6 maçın beşini kaybetmiş, 6 maçta "sadece 3 puan alabilmiş" bir Sivasspor var ortada!.. "Ligin finiş sürecinde" hem de "kendi sahasında 3 büyüklerle oynadığı 3 maçta sıfır çekmiş" ve "maç başına ortalama neredeyse 4 gol yemiş" bir Sivasspor var, karşımızda!.. "Şampiyon olsa", herhalde "asrın takımı" unvanını yakıştırmak için yarışacak, Trabzonspor'un "onca" şampiyonluğunu "yok" sayacaktık!.. "Sivasspor'un, 3 Büyüklerden az olan imkânları" sebebiyle "bu unvana lâyık görülmesi" ne demektir; "Trabzonspor'un şampiyonluklara ambargo koyduğu dönemde imkânlarının en az 3 Büyükler kadar olduğunu varsaymak" demektir; hadi canım siz de!.. "Yılın takımı", bu gece belki de, "Türkiye Kupası'nı alarak" Türkiye'yi "UEFA Kupası'nda temsil hakkını kazanan" Kayserispor kadar bile "başarılı olamayacak"; zira "UEFA hakkını" Beşiktaş'a kaptırma ve "İntertoto ile yetinme" ihtimali var!.. Gerçek şu; Sivasspor, "Süper Lig'in bu sezon en başarılı Anadolu takımı"; Sezar'ın hakkı Sezar'a!.. "Çeyrek finalde elenmeyi" dosta düşmana "Tarih yazdık" diye aktaran "kulüpçü ve popülist medyamız" bu hâle getirdi, işi!.. "Yılın takımı" unvanının da, "benzerleri gibi" neredeyse hiçbir kıymeti harbiyesi kalmadı!.. Önce kim düşecek?.. Futbol Federasyonu "hakem talimatını" değiştiriyormuş!.. Değiştirebilir, ama "gazete haberinde" başka bir husus var ki; tüyler ürpertici: Yeni talimatın en dikkat çekici noktası ise geçici 1. maddesi oldu. Bu maddeye göre Federasyon yönetimi kuruluna 2008-2009 sezonuna mahsus olmak üzere bir FIFA hakemini amatör kümeye düşürme hakkı verildi. Bu maddenin amacının Federasyon ve MHK tarafından "kara listeye alınan" bazı isimlerin "hakemliğini bitirmek olduğu ileri sürüldü." Ve "kara listeye alınmış" hakemlerin isimleri!.. Her türlüsünü gördüm ama, "kişiye özel" talimat değişikliğini "ilk defa" duyuyorum!.. "Doğruysa", Federasyon "hakemleri amatörlüğe düşürmeden önce kendini amatörlüğe düşürdü" demektir!.. Turgay Şeren ve Aykut!.. Aykut'a yapılan "büyük" haksızlık; "bunca maç gol yemeyerek", Galatasaray'ın şampiyonluğunda "önemli bir rol alan" genç Galatasaray kalecisinin, "bir maçtaki iki hatası" hemen "Galatasaray iyi bir kaleci almalı" yorumlarına sebep oldu!.. "Bu yorumları yapanlar arasında", hele hele Turgay Şeren gibi bir "efsane kalecinin olması" beni şaşırtıyor!.. Kendisinin ve mesela "bir başka efsane kaleci olan" Yasin'in "Galatasaray kalesine yerleşme dönemlerini" unutuyor; "onların nasıl hatalı goller yediğini", bir spor yazarı olarak çok iyi bilirim!.. "Eğer hatalı goller yediler" diye "yerlerine iyi birer kaleci aransa ve bulunsa" idi, Turgay Şeren "Turgay" ve de Yasin Özdenak "Yasin" olur muydu?.. Bitmedi; biz, "kendi kalecilerimize kalelerinde olgunlaşmaları için zaman ve fırsat vermezsek", kalelerimizi "yabancılara teslim edersek", ne olacak Milli Takımımızın kalesi?.. Zaten "teslim ede ede" kalelerimizi bu hâle gelmedik mi?.. Can Bartu yazıyor!.. "Galatasaray'ın kadrosu Fenerbahçe'ye göre daha zengin ve iyi" diye yazdığımda "hiddetli ve şiddetli" mailler atan Fenerbahçeli okuyucularıma, bu ülkenin "en bilgili ve görgülü" futbol yorumcularından biri olan Can Bartu'nun "şu" satırlarını sevgilerimle hediye ediyorum: "Galatasaray, bence çok dolu bir takım. Geri dörtlüsü iyi. Ön liberoları uyumlu. Orta sahası kalite. Forvetleri iş bitirici. Fenerbahçe'nin böyle bir takımı yok. Kopuk kopuklar."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.