"Acımasızca tenkit edildim. İftiraya uğradım. Eski sporcular, şimdiki spor yazarı olanlar 5.5 senedir beni tenkit ediyorlar. Neden? Onlarla maddi diyalog kurmadığım için." Bu sözler gazeteci Nuriye Akman'a, Galatasaray Kulübü Başkanı Faruk Süren tarafından söylenmiş sözler!. 8 Temmuz Pazar günkü Sabah Gazetesi'nin ekinde; ekin birinci sayfasının manşetinde yer aldı!. O gün bugündür de, kimsede "tık" yok!.. Bu sözlerde üç ayrı husus var: Birincisi "Acımasızca tenkit edildim" diyor; haklı!. Acımasızca tenkit edildi!. Ama "haklı olarak edildi!." Çok büyük hatalar, yanlışlar yaptı, koca bir kulübe maddi ve manevi büyük yaralar aldırdı, gerçekleri hep sakladı, şeffaf olamadı; Galatasaray'ı "uçan kuşa borçlu, hacizlerle, icralarla uğraşan bir müessese haline getirdi", şimdi gidiyor! Yüce Allah gelenlere kolaylık versin! İkincisi; "İftiraya uğradım" diyor! Keşke "bu sözünden ne kastettiğini açıklayacağı, varsa iftira edenlerle karşı karşıya geleceği bir TV programı yapılsa da", orada kim kime, ne için, nasıl iftira etmiş ya da etmemiş ortaya çıksa!. İftira eden varsa ve gerçekten edilmişse, eden "özür dilese!." Üçüncü husus, tüyler ürpertici: "Eski sporcular, şimdi spor yazarı olanlar 5.5 senedir beni tenkit ediyorlar. Neden? Onlarla maddi diyalog kurmadığım için." Evet tüyler ürpertici!. Faruk Süren demek istiyor ki: "Bazı kişilere para verseydim, aleyhime yazmazlardı!." Kim bu kişiler? "Spor yazarları!." Hangi çeşit spor yazarları? "Eskiden sporcu olan" spor yazarları!. Açınız bütün spor sayfalarını... İzleyiniz bütün TV ekranlarını.. "Eskiden sporcu olan ve bugün spor yazarlığı yapan" Galatasaraylılar'ın ya da Galatasaray yazar ve yorumcularının sayısı 10'u bulmaz!. Bunların içinde "Süren'i ve yönetimini seven, takdir eden, eleştiriden kaçan ya da zaman zaman şöyle bir eleştiren" spor yazarlarını, yorumcularını da ayırırsanız, geriye kalıyor "bir elin parmaklarından da az sayıda" spor yazarı ve yorumcusu!. Yani; "tüyler ürpertici isnad" bunlara karşı yapılmış!. İçlerinde TSYD üyesi olan da var!. Kimbilir belki Gazeteciler Cemiyeti üyesi de!. "Bu isnadı" Ataryemezspor Kulübü Başkanı değil, Galatasaray Kulübü Başkanı yapıyor ve Türkiye'nin en çok satan gazetelerinin birinin ekinin manşetinde yer alıyor! Daha ötesi; "davullu zurnalı münadilerle" kentlerde, kasabalarda, köylerde bağırtmak!!. Ne "meslek teşekküllerimizde" ses var, ne de "Başkanın kastettiği" spor yazarlarında!. İki şık var: Ya iftiradır; gereği yapılmalı!. Ya doğrudur; "gene" gereği yapılmalı!. Hiç yapılmaması gereken yapılıyor; susuluyor! Tabii, medyamız, yazar-çizerlerimiz, meslek teşekküllerimiz böyle tepkisiz kalınca, Fatih Terim de kalkıyor, jet ski ile kendisini izleyen gazetecilerin ya da paparazzilerin lastik botunu çiğniyor; bot batıyor, paparazziler canlarını zor kurtarıyor! Avrupa'da olsa manşetlerde ve TV'lerde ilk haber olur! Bizde "tek tük tek sütunluk" bir haber! Fatih bu; yapar!. Hay Allah, sevgili kardeşim Hıncal Uluç "böyle hareket eden bir kişi" için geçmiş yıllarda "bir şeyler" demişti; ihtiyarlık, unutmuşum!. Kim için, "ne söylemişti?" Yooo!. Kabahat sadece Süren'lerde, Terim'lerde değil! Böyle sözlere, böyle hakaretlere karşı "susup oturan" medyamızda asıl kabahat! Söz de, hareket de afiyet bal olsun hepimize!. Yarasın!.