Tüyler ürpertici!..

A -
A +

Yooo, "bu başlık yetmez!.." Dehşet verici!.. İğrenç!.. "Spor yazarını, yorumcuyu dövmek için" canlı yayında TV stüdyosu, "kapıları kırılarak basılıyor"; olacak şey mi; ama "burası" Türkiye ve "işte" oluyor!.. Kim "bunlar?.." Şimdi, "gene" çıkıp da kimse "kendini bilmez bir avuç serseri" falan demeye kalkmasın!.. "Böyle" diye diye "bugünlere geldik!.." "Bunlar", aynen ve alenen "bundan önceki olaylarda ve ülkenin her tarafında olduğu gibi" bir kulübün taraftarı, hem de "kuvvetli" taraftarı!.. Benim de "bir zamanlar üyeliğini yaptığım, genel kurullarına katıldığım", iki oğlumun "gene" bir zamanlar "fanatik taraftarı" olduğu ve "kar-kış-kıyamet" demeden her maçına, her deplasmanına gittiği Karşıyaka takımının taraftarı"bu defakiler!.." "Bir zamanlar", kulüp yönetimini eleştirdiğim için, antrenmanda "O'na göstereceğiz" diye bar bar bağıran, aleyhime bildiriler dağıtıp, tehditler savuran ve "bu yüzden" zamanın Türkiye Spor Yazarları Derneği İzmir Şube Başkanı Gürkan Ertaç'ın "Emniyet Müdürü'ne müracaatı" ile, evimin önüne "bir hafta koruma amaçlı polislerin dikilmesine" sebep olan ve beni "oğullarımın yüzü suyu hürmetine affeden(!)" Karşıyakalı taraftarların "kaba güç" zihniyetinin "bugünkü kolonlanmışları" bunlar!.. Haftalardır, Türkiye gazetesinin salı sabahları yayınladığı Haftanın Panoraması'nda "Aman dikkat, işler kötüye gidiyor" diyerek dikkat çekmek istediğim "şiddet olayları", tribünlerdeki, saha içlerindeki, sokak ve caddelerdeki gelişimini tamamlayarak "değişime" uğradı ve "TV stüdyolarının basılıp, gazeteci avına çıkılmasına kadar vardı!.." "Aranan ve dövülmek istenen" spor yazarı - yorumcu da Metin Gökalp'ti!.. Gökalp, "doğru sözlü - doğru özlü", gözünü budaktan sakınmayan, "üstelik" çok yıllar önce "Karşıyaka formasını şerefle giymiş" bir arkadaşımızdı!.. Yönetimle ve takımla ilgili "doğru" sözleri ve "haklı" eleştirileri, anlaşılıyordu ki; "birilerinin fena hâlde canını sıkmıştı!.." "Bu satırları" sabahın çok erken saatlerinde yazıyorum; gazetelerin, TV'lerin, spor sayfa ve programlarının, spor yazarlarının, gazetecilerin, yorumcuların "ne tepki verdiklerini" ya da vereceklerini "henüz görmediğim için" bilmiyorum!.. "Yazımı yazdıktan ve gazeteme gönderdikten sonra" izlemeye başlayacağım!.. Bakalım, "bu dehşet verici, iğrenç saldırıya" karşı "devletim" ne yapacak; valisiyle, emniyet müdürü ile savcısıyla!.. Bu çirkin saldırının "sadece TV stüdyosunda görünen çirkin yüzü ile" ilgilenir görünüp, sonra "işin" peşini ve "gerisini" bırakacaklar mı? Bizler yani gazeteciler, ne tepki vereceğiz, neler yapacağız?.. Ve de TV ekranlarında, "Yeni öğrendiği bir olayı ve olayla ilgili sorularını ve görüşlerini yazan" bir gazetecinin "konu ettiği" olayla ilgili görüşleri sorulduğunda, "olayı ve gazetecinin sorularını bir tarafa bırakarak", kendisinden istenen görüşü "baştan sona o gazeteciye adeta hakaret etmek için kullanan" ve o gazetecinin "o gün bitmiş davasında verilen bir tazminat ödeme kararını", TV izleyicilerine "neredeyse şıkır şıkır oynayarak" ilân etmeyi marifet sayan bir başkana sahip Türkiye Spor Yazarları Derneği ne yapacak?.. Aslında "ne kadar" safım!.. "Bugüne kadar" bir şeyler yapılsa, "ciddi olarak" yapılmış olsa, İzmir gibi ülkenin "en uygar ve büyük kentlerinden birinde", TV stüdyoları basılıp, "dövecek adam aranır mıydı?.." Bu "dehşet verici, iğrenç saldırı" da, işte "böyle" geçecek, geçiştirilecek ve... Yenisine bakalım beyler; yenisine bakalım!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.