Tüyler ürpertici ilgisizlik!..

A -
A +

Geçen çarşamba bu sütunda bir gazetecinin, bir spor yazarının uğradığı "hain" saldırıyı yazmış, mesleğimizin acı durumu ile meslek kuruluşlarımızın ve meslektaşlarımızın hazin tutumu konusundaki ümitsizliğimi açık açık ortaya koymak istemediğimden, "ümitsiz" bir ümidi yüklenmiş soruları art arda sıralamıştım!.. Aradan geçen 8 günde "ümitsiz" ümidim yeşermedi ve olaylar "beklediğim" şekilde gelişti!.. Meslek teşekküllerimizin bir ikisi başta Türkiye Spor Yazarları Derneği olmak üzere "mutat" ve "klişeleşmiş" birer bildiri yayınlamaktan öteye hiç ama hiçbir şey yapmadılar!.. O bildiriler benim anlı ve de şanlı medyamda "iki satırla bile" yer almadı!.. Görebildiğim kadarı ile "bir spor yazarı" meslektaşım hariç, köşe başlarını tutmuş ne bir spor yazarı, ne bir anlı ve de şanlı yazar - çizer, "birkaç satırla da olsa" olayı kınadı, tavır koydu!.. Gaziantep Valisi ve Emniyet Müdürü'nün birkaç dakikalık "geçmiş olsun" ziyaretinin dışında, bu "hunhar saldırı olayı" ile ilgili öylesine bir ilgisizlik var ki, "ölümden kıl payı dönen" sevgili Ökkeş Özekşi ve ailesinin "tek ümidi" olarak jandarma kaldı; işin vahametini anlayabiliyor musunuz?.. Bitmedi; daha vahimini de anlatayım: Olaydan dört gün önce, sevgili Ökkeş, evinin etrafında ve otomobilini bıraktığı otoparkta "anormallikler" gözlediği ve bir takım adamların keşif yaptıklarını hissettiği için kalkmış Gaziantep Emniyet Müdürü'ne gitmiş, durumu anlatmış, komşuların ve bazı görgü tanıklarının da şüphelendiklerinden söz etmiş, "Bana bir saldırı olacağına inanıyorum, koruma verin" demiş!.. Ertesi sabah evinin önüne bir polis otosu gelmiş, bir süre beklemiş sonra gitmiş, gidiş o gidiş!.. Evin bulunduğu sitenin girişi "uyarılmış ve talimatlı" olduğundan, saldırganlar oradan geçememişler, olay günü filmlerdeki gibi sitenin etrafını çeviren telleri kesip girmişler ve demir çubuklarla saldırıyı gerçekleştirmişler!.. Sonrası koma, yoğun bakım, beyin ameliyatları, kırık kollar, yara içinde bacaklar!.. Savcılık ne yapıyor, bilen yok. Emniyet seyretmiş.Vali oralı değil!.. Meslek kuruluşlarım, "bildiri kuruluşu" olmaktan öteye gidememişler, anlı - şanlı yazar çizerlerimiz olayı "görmemiş - duymamış" gibi yapıp, "konuşmamak ve yazmamak" üzere sanki yemin etmişler; ne acı!.. Ey benim TSYD'min sevgili ve de saygıdeğer yöneticileri, neden "bildiri" yayınlamanın ötesinde, işin üzerine gitmezsiniz, emniyetin ilgisizliğini ortaya koymaz ve kınamazsınız, neden durumu İçişleri Bakanı'na kadar iletmez, idarenin "işi ciddi tutmasını" sağlamazsınız?.. Bu dernek niçin vardır?.. "Bildirinin hiçbir işe yaramadığını" bunca yıldır hâlâ anlayamadık mı?.. Geç oldu ama, hâlâ "bir şeyler" yapılabilir ve yapmalıyız!.. İçişleri Bakanı'nı arayınız, Vali'yi arayınız, Savcı'yı arayınız, Emniyet Müdürü'nü arayınız; hiç olmazsa, iş bundan sonra ciddi tutulsun ve "saldırganlar yakalanıp", hak ettikleri cezaya müstahak kılınsınlar!.. Fenerbahçe amigoluğuna heveslenmiş bir "spor dışı" yazarın yazısını ciddiye alarak "hiddet ve şiddetle ayağa kalkan" sizlerin, elbette "böylesine hain bir saldırı" sonrasında "bildiri yayınlamaktan öteye" yapacağı çok şey vardır ve olmalıdır!.. Saldırganlar yakalanarak cezalarını bulana kadar, susmamalı ve oturmamalıyız!.. "Bunu yapmazsak, yapamazsak", yarın "aynı hain saldırılara" içimizden bir başkası, bir başkası, bir başkası maruz kalacaktır, bundan önce bir çok defa olduğu gibi!.. Sevgili Ökkeş ölümden kıl payı kurtuldu; yarınlarda saldırıya uğrayacak herhangi birimiz "Ökkeş kadar şanslı olmayabiliriz"; bunu hiç düşündük mü?.. Öyleyse neden duruyoruz ve hâlâ uyuyoruz? İçler acısı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.