Altını "başlığımdaki gibi" baştan çizeyim: Bu gece için de, yarın gece için de ümidim az; hem de çok az!.. Aragones'e de, Fenerbahçe'ye de, Skibbe'ye de, Galatasaray'a da güvenemiyorum!.. Aragones "toparlanamadı", Fenerbahçe'yi "toparlayamadı"; Skibbe "güdük kaldı", Galatasaray "güçsüz!.." Özeti: Fenerbahçe de, Galatasaray da "güçlü" rakipleri önüne "hoca dezavantajı" ile çıkıyorlar!.. Fenerbahçe'nin "defansı" yürekler acısı, orta sahası, hele "Alex de olmayınca" hiç yok, gol yollarında "Güiza var mı"; o da başka bir dert!.. Galatasaray'ın defansı da yürekler acısı, orta sahası ve ilerisi ise "60-70 dakikalık" futbol cambazlarıyla dolu; Kewell'ından, Lincoln'üne, Arda'sından, Baros'una kadar; son yarım saat piller bitik!.. Sarı-kırmızılı ekibin, "açık ve yumuşak oynayan, presin p'sini yapmayan" Gaziantepspor önünde bile "maçın ikinci yarısında güç bakımından ne hâle düştüğünü seyrederken", hep şunu düşündüm; "Portekiz Ligi'nde 'namağlup' ikinci durumda olan Benfica'ya karşı 'bu güçsüzlük ile' Galatasaray ne yapar?.." Kendimizi aldatmayalım; "iki büyük takımımızın da bu hâlleri ile Avrupa Kupaları'nda işleri zor; hem de çok zor!.." Eleştirenler ne kadar haklı; "10 kişi kalmış Eskişehir önünde, Aragones'in oyuna etkin şekilde müdahale etmesi gerekirken" seyrediyor ve "2-1 mağlûp durumdan 10 kişi ile maçı 2-2'ye getiren" Eskişehirspor, bitime kadar "defansına yaslanmadan" büyük rakibinin üzerine giderek, "üçüncü golü kovalayacak" oyunu sürdürebiliyor; neden?.. Fenerbahçe takımı ve Hocası "Eskişehirsporlulara ve Hocasına bu fırsat ve imkânı tanıyor" da ondan!.. Geçen yılın Avrupa'da bile konuşulan "fırtına kanatlarına" ne oldu?.. Defansın göbeğindeki "felâket zilleri" hiç susmayacak mı?.. Orta sahanın "futbol çöllüğü" nasıl giderilecek?.. "Güiza için harcanan" Semih'e yazık olmuyor mu?.. Ya Galatasaray?.. "Bir dakikada 2-0 öne geçip" rakibi dağıtmışken, "Nasıl oyun disiplininden koptuklarını, nasıl her oyuncunun kendi başına oynamaya kalkıştığını, nasıl arkadaşlarına pas verseler gol sayısını kolayca ve kapanmayacak şekilde arttıracakken, egoist şekilde top kullanarak ve fanteziler yaparak, maçı da, skoru da zora soktuklarını" tribünlerde de, TV başında da görmeyen kaldı mı?.. "Bu disiplinsizlik" sezon başından beri sürüyor; nerede Hoca?.. Yoksa "onu" da, "futbolcularla maç öncesi konuşmayı adet edinen" ve "Aziz Yıldırım'a özenen" Başkan Adnan Polat mı, saha kenarına ve soyunma odasına inerek, sağlayacak?.. O Arda'nın, o Milan Baros'un, o Servet'in "başıboşlukları" ne zaman ve nasıl önlenecek?.. "Fantezi uğruna" kaçan gollerin, kaptırılan topların ve de asıl "takımdaki güçsüzlüğün" hesabı tutuluyor mu ve de soruluyor mu?.. Bitirelim; söyleyin bana sevgili okurlarım Fenerbahçe'den de, Galatasaray'dan da nasıl ümitli olayım?.. "İnşallah" başarılı olurlar da, "maşallah" derim!..