"Üç Büyükler için" kıyım!..

A -
A +

Artık çok açık anlaşılıyor ki, "Naklen Yayın Şirketi'ni kurtarmak için", Süper Lig'in "normal" sezona bir de "play-off garabeti" ekleyen Federasyonlarımız, "Şampiyonluk Yarışı'nın 3 Büyükler arasında geçmesi için" bu sezonda da elinden geleni ardına koymayacak!..

Gözlerimiz, genellikle "saha içinde" Üç Büyüklerin maçlarında yapılan, o da "Üç Büyüklerin aleyhlerine yapılan hakem hatalarını görüyor" ve de "onları ekranlarda, spor sayfalarında büyütüp, tartışıyoruz"; dahası "hata, sonuca Üç Büyükler aleyhine olarak tesir etmişse", bu hataları yapan hakemleri ipe çekiyoruz ve de "yıllarca" unutmuyor, devamlı hatırlatıyoruz!.. (Mesela, geçen yılki Caner / Meireles / Tükürme olayı)
"Anadolu takımları aleyhine yapılanlar", çoğunlukla "güme gidiyor"; ne var ki "kör gözün parmağına" çok büyük bir "hata olmuşsa", gündeme alıyoruz, (Mesela, geçen haftaki Caner / Yasin / Tekmeleme olayı), ama hep beraber göreceğiz ki, "bunları çok çabuk unutuyoruz"; bunu da unutacağız!..
Diyorum ki, "bunlar" göz önündekiler!..
Ama "asıl" bir de "görünmeyenler" var ki, onlar tamamen gözden kaçıyor, kaçırılıyor!..
"Bursaspor maçındaki hakem felâketi" ile birkaç dakikada hem maçı kaybeden ve "hem de kırmızı ve sarı kartlarla 3 oyuncusunu bir sonraki karşılaşmada oynatamayacak olan" neredeyse "enkaza döndürülmüş" Kayserispor'un bu maçı hangi takımla; Galatasaray ile, "Yaşasın Üç Büyükler!.."
Yıllardan beri, kimle alınmasın, gücenmesin, "saha adaletini, sahaya çıkmadan yok eden bu oyun" oynanıyor ve "bu Federasyon zamanında" hemen hemen her hafta sahnede!..
"Üç Büyüklerin oyuncularına çıkartılamayan kartlar", o takımlara çok büyük çoğunluktaki karşılaşmalarda "sakatlar hariç" sahaya "tam kadro çıkma imkânı  verirken", iş Anadolu takımlarına gelince, "hiç tereddüt etmeden çıkarılan kartlar" yüzünden, ki "bazıları da çok haksız çıkarılıyor"; zaten "mâli imkânsızlıklar sebebi ile derinlikli kadro kuramayan" bu  takımları, "Üç Büyükler önüne" neredeyse "kolu kanadı kırılmış olarak" çıkarıyor!..
Çok değil, "birkaç hafta izleyin"; bir hafta sonra Üç Büyük takımlarla oynayacak takımların oyuncularına "çıkarılan" ve de Üç Büyüklerin oyuncularına çıkarılmayan kartlarla ilgili mukayeseyi yapın, "ne demek istediğimi" çok iyi anlayacaksınız!..
Dünyanın en iyi hakemleri de hata yapar, hem de "en büyüklerini" de yapar, zira "her insan gibi hakemlerin de hata yapması normaldir", yeter ki, "hata yapma haddini aşmasın" ve de "adalet dağıtma dengesi bozulmasın!..
"Ama, "hata haddi, yukarıda yazdığım çizgide ve haddini çok aşarak, adalet dengesini darmadağın ederek" sürüyor, sürdürülüyorsa, işte "orada  taammüt vardır" ve de kabul edilemez; sporu, kulüpler, takımları, oyuncuları yaralar, vicdan, izan ve insaf  tartışmalarını "haklı olarak" gündeme getirir!..
Ve ne yazık ki, "bu acı tabloda", kendisine "ulusal medya" diyen, ama çoğunluğu "ulusal olmanın gereklerini" yerine getirmeyen "İstanbul" medyasının da büyük rolü vardır!..
Bu rezaletin önlenmesi için, "ilk yapılması gereken", mutlaka ve mutlaka "en az taraflı olabilecek bir Federasyon'un kurulması", onun da "hakem adaletinin yoğunlukla doğru olarak dağıtılmasını sağlayacak" bir Merkez Hakem Kurulu kurmasıdır!..
Onun için, Federasyon, Üç Büyüklerde, hem de "fanatik görüntülerle yöneticilik, başkanlık yapmış kişilerin dışından", mesela "Anadolu'dan gelecek" bir başkanın etrafında kurulmalıdır!..
İşte futbolumuzu "yukarıdaki paragrafta tarif ettiğim nitelikteki bir başkan yönetiyor"; tablo ortada, daha ligin başı, "bu hâldeyiz", ya sonunda ne olacak, düşünebiliyor musunuz?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.