TFF başkanlığına tek aday olarak katılan Mehmet Büyükekşi’ye karşı ‘büyükler’ bir aday bile çıkaramadı…
Türkiye Futbol Federasyonu’nun Ankara JW Mariott Otel’de gerçekleşecek olan “olağan seçimli” genel kurulunun toplanmasına 3 saat 50 dakika var.
Ve… Başkanlık için Mehmet Büyükekşi “tek” aday!..
Genel Kurulda, “faaliyet ve hesap raporlarının görüşülmesi ve ibralardan sonra, yönetime istediği yetkilerin verilmesi ile ‘1 Haziran - 21 Mayıs 2024 dönemi bütçesi’ karara bağlanacak…
Ve de… “Futbol Federasyonu Başkanı ve yönetimi ile Denetleme Kurulu seçilecek.
Bilmiyorum, genel kurul “çoğunluk sağlanarak” yapılabildi mi; “çoğunluk sağlanamadıysa” bugüne kaldı mı, yoksa yoksa “bugün de sağlanamayarak” gelecek hafta cuma gününe kalacak mı?..
Ama bildiğim bir şey var; İstanbul’un ‘Üç Büyükler’i, “uzun yıllardan beri Futbol Federasyonu Başkanı ve kurullarının seçiminde, hem de ‘ilk defa’ nasıl olduysa ‘el ele’ verdikleri bir mücadeleye rağmen” hezimete uğradılar.
Anadolu’nun Gaziantep’inden, “o ilin kulübünün başkanlığını yapan” bir Mehmet Büyükekşi çıktı, “Federasyon Başkanı” oldu… “1 yıllık” kısa bir dönemdi, futbolumuzun ortada kalmış “küme düşülmesi, marka imajının düşmesi, ‘üç büyüklerin ve üç büyükler medyasının hakemlere ve hakem komitesine karşı açtıkları savaş gibi” büyük sorunları vardı, bir de “büyük deprem felaketi” geldi.
Üç büyüklerin başkan ve yöneticileri, “bu tabloyu düzeltme gayretine giren” Büyükekşi Federasyon’unu, Merkez Hakem Kurulu başta kurullarını “yerden yere vurmak” yarışını, hem de arttırarak sürdürmeye devam ettiler…
Ne var ki, “yapılanları eleştireceklerine, onları eleştirme bahanesi ile Federasyon’un hükmi şahsiyetini zedeleyen, başkan ve yöneticilere, kurulların başkan ve yöneticilerine hakaretler etmeye kadar götürdüler… Hemen her hafta üç büyüklerin birinin, bazen ikisinin, bazen hatta üçünün başkanları dâhil, birçok yöneticisine Disiplin Kurullarının yolu göründü; cezalar aldılar!
“Birbirlerine karşı ‘acımasız’ olanlar” Federasyon Başkanı’na, kurullarına “acımasız olmada” el ele verdiler ve görevi bittiğinde “değiştirme” kararında da birleştiler…
Ama… İstanbul’un “Rabbena, hep bana” sözünü ilke yapan büyükleri, bu defa “akıl / mantık / sağduyu / insaf” platformunda birleşmiş “Anadolu duvarına çarptılar” ve Büyükekşi’ye karşı “bir aday bile” çıkaramadılar…
Şimdi, dört yıl daha Büyükekşi Federasyonu ile beraber olma ve çalışma durumunda olanların “akıllarını başlarına toplama” zamanı, artık…
Başarısızlıklarımızda, camialarınıza, taraftarınıza karşı “Federasyonu, kurullarını, hakemlerini ‘kampanyalar açarak’ hedefe koyma ve uyutma” huyunuzdan vazgeçin…
“Önce aynaya bakmak, ‘Biz nerede hata ve yanlış yaptık, yapıyoruz’ öz hesaplaşmasını yapmak” sonra da “Federasyon ile el ele vererek, gördüğünüz hata ve yanlışları düzeltme adımını atmak” hem sizleri, hem camialarınızı rahatlatacaktır.