"Şike ve şiddet olayları sebebiyle yatırımın karşılığını alamadık. Bu yüzden futbola destek vermeyeceğiz!.."
"Ülker, 'Mutlu Anlar' sloganı ile hareket ederken, mutsuzluklarla özdeşleşemez!.."
"Kimse markasını şiddet ortamı içerisinde görmek istemez. Bu bizi rahatsız ediyor!.."
"Kulüplere verilen cezalar sebebiyle maça sadece kadınlar ve çocuklar girebiliyor. Biz ödediğimiz bedelin karşılığında maksimum reyting, maksimum seyirci ve eğlence isteriz. Bizim markamız mutlu anlar noktasıyla hayata var!.."
"Futbol sponsorluğuna 36 milyon dolara yakın bir bütçe ayırmıştık, çekiliyoruz!.."
Sadece "Türk Futbolu" için değil, "Türk Sporu" için de "gelecek adına" son derece "önemli" ve son derece "acı" bir adımı açıklıyordu, Yıldız Holding (Ülker)'in Kurumsal İletişim Genel Müdürü Zuhal Şeker'in Bugün Televizyonu'nda söylediği bu sözler!..
4 Büyükler başta, "kör kuruşa muhtaç hâle gelmiş" olan kulüplerimizin "Ülker gibi bir büyük sponsoru kaybetmeleri" ne demekti?..
Bir; "maddi olarak da, manevi olarak da kayıp büyüktü" ve dahası, "Ülker'i, futbol sponsorluğundan ayıran sebeplerin başında gelen şiddetin, salon sporlarında da yaygınlaşması, bu adımın arkasının gelebileceğini" de ortaya koymuyor muydu?!.
İki; Ülker'in "futbola kapadığı" kapıdan sonra, "başka" sponsorların da "benzer gerekçeler" ile "kapılarını kapamaya başlamayacaklarını" kim garanti edebilirdi?..
Üç; "kendi ayaklarına kurşun sıkacak kadar körleşmiş, inatlaşmış, düşmanlaşmış" kulüp yönetimlerinin, "büyük bir bölümü" onların "hınk" deyicisi durumuna düşmüş spor medyamızın ve onları seyreden spor teşkilatı yöneticilerinin, "durumun vahametini anlaması için", daha nasıl bir "işaret" gerekecekti?..
Dört; daha birkaç gün önce, Bağdat Caddesi'ndeki olaylar, sponsorlar adına "neyi" ifade ediyordu?.. Yağmalanan Galatasaray Mağazası'nda, sarı-kırmızılı formalardaki "sponsor markaları" yakılsınlar, "yanmayanların da üzerlerine işensin" diye mi verilmişti?..
Bakınız, "henüz şiddetteyiz"; Yıldız Holding yetkilisinin açıkladığı gibi, konunun "şike tarafı da var"; dahası "onun söylemediği doping tarafı da var, ayrımcılık tarafı (Bunları da yarın, Uluçmarket'te yazacağız) da var!.."
Aslında Ülker'in "futbol sponsorluğundan çekilmesi", sadece "kulüplere atılan bir tokat değil", hepimize atılan bir tokat!..
Sporun, futbolun "bu yönü ile ilgilenen" bütün kurum ve kuruluşlara, onların yetkililerine, sorumlularına atılan bir tokat!..
"Suç" belli, "suçlular" belli, "nasıl önleneceği ve cezaları" belli, "Dünya ne yapıyor" belli, "biz ne yapıyoruz" ortada!..
Ülker haklı, hem de çok haklı!..
"Bu tokattan da ders alamıyorsak" ve "gereklerini yapmak için ciddi adımlar atacak kadar uyanmıyorsak"; sporumuza "şu" sorunun damga vurmuş olduğunu nasıl inkâr edebiliriz:
Bu ülkede "kulüp sporları", elbette başta futbol, "birileri düşmanlıklar üreterek ve sporu kullanarak işlerini yürütsünler" diye mi yapılıyor, yoksa?..