Ümitsiz temenniler!..

A -
A +

Yeni bir lig sezonu bu gece başlıyor; temenni ediyorum ki, "yeni" gerçekten "yeni" olsun ve liglerimiz "eski" hastalıklarından arınmış olsun!.. "Yeni" ligin "yeni" olmasında, "eski" hastalıklarından kurtulmuş olmasında "en büyük pay" kulüp yöneticilerine ve spor medyasına düşüyor!.. "Onlar" samimi olarak ve gerçekten isterlerse, "Yeni'nin yeni olması için en büyük adım atılmış olur", ama, bana sorarsanız, "Ümidin var mı" diye, vereceğim cevap "Çok az" olacaktır!.. Zira ne yazık ki "bugünün" Türkiye'sinde kulüp yöneticileri için de "onlarla kol kola girmiş" spor yazarı, futbol yorumcusu ve hatta spor sayfası, spor ekranı yöneticileri için de "geçerli olan" tek ilke şudur: "Rabbena, hep bana; hep benim kulübüme!.." Keyifli bir rekabet, içten bir dostluk, samimi bir fair play taraftarlığı çöpe atılmış, "Benim takımım kazansın da, sonra ne olursa olsun" görüşü beyinlere, akıllara, mantıklara, ağızlara, kalemlere hakim olmuştur!.. Yöneticiler ve medya "böyle" olunca, teknik adamların, sporcuların ve de en sonunda da taraftarın, seyircinin "başka türlü olması" mümkün mü?.. Yöneticiler "ne olursa olsun" kazanmak için "teşvik primine, şikeye kadar" uzanan yolda yürüyüşlere çıkacak kadar "gözleri dönmüş olursa", bu "sporun en büyük üç suçundan ikisine" hatta zaman zaman "teknik adamlar" orasından burasından bulaşır, "sporcular" da "adı ne olursa olsun" bu suçların kıyısından köşesinden geçer ve hatta bazıları "tam içine düşerse", bitmedi; spor teşkilâtı ve federasyonlar da bu "çirkin ve kabul edilemez" gidişe "öyle" ya da "böyle" göz yummak, görmemek, görüldüğünde de "suçluları, en az cezalarla kurtarmak için" elinden geleni ardına koymazsa, spor medyası böylesine çirkin bir gidişin destekleyicisi, hatta ortağı olursa, hakemlerin de bu gidişe ayak uydurmasından, taraftar ve seyircinin "sporun üç büyük suçundan biri olan" şiddetin sonu gelmez girdaplarına kapılmasından tabii ne olabilir?.. Bu "son paragraftaki satırlardır" Türk sporunun, Türk futbolunun dramı!.. Futbol Federasyonu, "yeni" lige girerken, "ceza yönetmeliğinde ve ceza uygulamalarında" büyük değişiklikler yaptı; alkışlıyorum!.. Bu değişikliklerin "en önemlileri" kulüp yöneticileri için!.. "Hak mahrumiyeti cezası alan" kulüp başkanı, yöneticisi ve teknik adamları artık "statlarda akreditasyonu federasyon tarafından yapılan alanlar ile protokol tribününe giremeyecekler"; böylece "ceza" gerçekten "ceza olmuş" olacak!.. Bir ikinci "önemli" müeyyide de "naklen yayınların kesintiye uğratılması veya engellenmesine yönelik eylemler" için getirilen "ağır" cezalar; ev sahibi kulübe ilk etapta 500 bin YTL, tekrarında 500 bin YTL ve 2 maç saha kapatma cezası verilecek. Üçüncü de ise 500 bin YTL para cezasının yanı sıra ev sahibi kulübün takımının üç puan silinecek. Kulakların çınlasın Aziz Başkan; geçen yıl "naklen yayıncı" arkadaşlarımıza Saracoğlu Stadı'nda neler yapmıştınız, hatırlıyor musunuz?.. Ve bir temennim daha: "Yeni" lig sezonunda "Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu" ile "Tahkim Kurulu" arasında "futbolda işleyen adalet mekanizması üzerinde büyük tereddütler meydana getiren" zıtlaşmaların, uyumsuzlukların, atışmaların bu sezonda olmaması!.. Hakemlerin "saha içi adaleti" kadar, federasyon kurullarının da "saha dışı adaleti" eşitlik ve tarafsızlık ilkeleri içinde yürütmeleri şart!.. Bu olmalı ki, kulüp yöneticileri "ligi kirletecek" söz ve davranışlarında "cascavlak" ortada kalsınlar ve müstahak oldukları cezalara çarptırıldıklarında söyleyecekleri hiçbir şey olmasın!.. "Yeni" lig döneminde takımlara, hakemlere, teknik adamlara başarılar diliyorum!.. Yöneticilerden ve taraftardan da biraz hoşgörü ve izan istemek hakkımız!.. Yeni lig, hepimize ve Türk futboluna hayırlı ve uğurlu olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.