Utandım!...

A -
A +

Öncelikle bütün okuyucularımın mübarek Kurban Bayramlarını kutlar, sağlık, mutluluk ve huzur dolu nice bayramlar geçirmelerini dilerim. Böyle bir günde "güzel şeyler" yazmak isterdim. Ama olmadı!.. Galatasaray'da, "Galatasaray'a, spora, fair play'e yakışmayan" olaylar oldu; bir spor yazarı, bir spor adamı, bir Türk vatandaşı olarak "olanlardan" şikayetçi olmak, hem hakkım, hem de görevim!.. "Utanç verici" ilk olay cuma ve cumartesi günleri Ali Sami Yen Stadı'nda cereyan etti!.. 2003 yılında, "Türkiye'nin AB kapısından içeri girmek üzere olduğu bir dönemde", kuruluşundan bu yana "Biz Türkiye'nin Avrupa'ya açılan en büyük penceresiyiz" diye övünen bir camianın kulübü, "48 saatte" stadının zeminindeki "yorgan gibi serili olan" karı temizleyemiyor ve "futbol oynanır hale getiremiyorsa", söyler misiniz bana, bu nasıl "büyük kulüp olmaktır" ve de nasıl "Avrupa'ya açılan en büyük pencere olmaktır?" Biliyorum ki, "benim çarşamba günü bu yazım çıkana kadar", pek çok meslektaşım "bu konuda" yorum yapacak ve yazı yazacaktır; olsun!.. "Galatasaraylı" olarak tanınan "benim gibi" 48 yıllık bir spor yazarının ve gazetecinin de "bu konuda" bir şeyler yazmasından tabii ne olabilir? Utandım; bir Türk vatandaşı olarak da, bir spor yazarı olarak da, bir spor adamı olarak da, bir Galatasaraylı olarak da utandım!.. TV ekranındaki canlı yayını izlerken, "sahayı kontrol eden" hakem Metin Tokat'ın yanındaki stad görevlilerini "haşlamasından" utandım!.. Bu "acı tabloya rağmen", spor kamuoyuna ve stada gelen binlerce seyirciye, TV başında maçı seyretmek için bekleyen yüzbinlerce taraftara, "sahanın neden temizlenmediğine dair" birkaç cümlelik bir açıklama yapma lüzumu dahi duymayan ve "özür bile dilemeyen" Galatasaraylı yöneticiler adına da utandım!.. Yazıklar olsun!.. Galatasaray'a yakışmayan ikinci olay, ki "bu olay çok daha vahimdi"; Fenerbahçe ile yapılan basketbol maçında meydana geldi!.. Basketbol gibi, "daha eğitimlilerin, sporu ve rekabeti daha iyi hazmetmişlerin" oynadığı ve seyrettiği bir spor dalında, "Galatasaray seyircisinin", hem de "tek Fenerbahçeli seyircinin alınmadığı bir salonda" sergilediği vahşet, tüyler ürpertici idi!.. Spora da, salonlara da, kulüplere ve takımlara da yakışmayan bu vahşetin hedefi "Fenerbahçeli oyuncular ve hakemler gibi görünüyordu" ama, yapılan öylesine "aptalca idi" ki, "cezalandırılan" az daha "Galatasaray basketbol takımı" oluyordu!. İkinci yarının başında "müthiş bir açılış yapan" ve açık farkı kapayıp rakibi yakalayan Galatasaraylı oyuncular, rakiplerini iyice dağıtmışlardı ki, sahaya "patlayıcı bir madde atıldı", maç durdu, daha önce de anons yapıldığı için hakemler "haklı olarak" salonun boşaltılmasını istediler. Saha boşaltılınca, Galatasaray'ın "tribün desteği" bitti; bu büyük avantajını kaybetti! Daha da önemlisi; "dağılmış olan" Fenerbahçe toparlanma zamanı kazandı, "ısınmış Galatasaraylı futbolcuların adaleleri soğudu!." Ve... Maç "son saniyeye kadar" ortada kaldı!.. "Nereden ve neden alındığı belli olmayan", benzerleri bizim mahallede bile bulunabilecek "sözüm ona" bir "Amerikalı" oyun kurucu (!), belki "20 topu kaptırıp, boş kullanıp, elinden kaçırıp", takımını "mağlup etmek için" her şeyi yapmışken, "bitiş düdüğü ile beraber" karşılaşmayı Galatasaray'a getiren basketi atıverdi de, sarı-kırmızılılar maçı kazandı!.. Maç biterken ben, "Keşke bu son saniye basketini Fenerbahçe atıp, maçı kazansaydı da, bu vahşeti sergileyen Galatasaray seyircisine en büyük ceza verilmiş olsaydı" diyordum!. Bakalım "sabıkalı" olan bu seyircinin yaptıklarına federasyonun yetkili kurulları ne ceza verebilecek? Federasyon yetkili kurullarının "Karşıyaka'ya yeten gücü", İstanbul'un büyük kulüplerine yetecek mi; göreceğiz!.. "Hak ettikleri ceza verilir" de, "güle oynaya ligi bitirecekleri üçüncülük tehlikeye girerse ve kaybedilirse", bu seyirciye "dur" demeyen, diyemeyen Galatasaray yönetimine de "söyleyecek ve yazacak" üç-beş cümlemiz elbette olacaktır!. Cezayı ve sonuçlarını bekliyoruz!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.