Amedspor’un Ankaragücü karşısında bir gol atıp 2–1 öne geçmesinden sonra, “hem de protokol tribününde olanlar” dehşet vericidir
Trabzon’da olan “bu kaçıncı olay” için yazılmadık, söylenmedik kalmadı. “Kulüpçüler” Trabzon’a ve yönetimlerine yüklendiler, haklıydılar.
Ama, “asıl haklı olanlar”, Trabzon’daki olayları “derinliğine analiz edenlerdi”; ta “heykeli dikilen kırmızı kart kahramanından” başlayarak, “çeşitli başka örnekleri sıralayarak” yönetimleri, emniyetleri, mülki amirleri, sporun, idarenin ve güvenliğin tüm “resmi yetkililerini” ve de “bu tip olaylarda” büyük bir çoğunlukla yaklaşımını “kulüpçü gözlük ve kalemlerle ortaya koyan” spor basınımızı sahnenin önüne sıralayan ve “hakemi tekmeleyen” 17 yaşındaki “adli kontrol altında yargılanacak olan” genci de “sorunun en son halkası olarak” kınayanlardı.
Türkiye, “spor suçlarıyla ilgili özel kanunların çıkarılmasına rağmen”, stat içi ve dışı toplu ya da ferdi şiddet olaylarının, savcılar tarafından “yaralama suçları kadar bile” önemsenmediği, hatta “itiraflı, tanıklı, tapeli şike olaylarının üstünün örtülmesi için” elden gelenin yapıldığı, verilen kıytırık cezaların bile sonradan yarı yarıya indirildiği, dopingçilerin kurtarılmaya çalışıldığı, milli takım kamplarında “kadın yüzünden” odaların basılıp “milli bir oyuncunun, hem de bir başka milli oyuncu desteğiyle ve tabancayla tehdit edilmesi” olayının bile örtbas edildiği bir ülke hâline gelmedi mi?..
Dahası ve mesela, “çok kritik” bir milli maçın başlamasına 15 dakika kala, maçı bırakan ve stadı terk eden milli bir oyuncunun, üstelik “terk sebebinin, eften püften bir sebep olduğu da mahkeme kararı ile ortaya konduğu” hâlde, “yeniden milli takıma çağrılması için her türlü baskının yapıldığı” bir ülke haline getirilmedi mi?..
Yaz yaz bitmez; “örnekleri ve asıl sorumluları sıralamaya kalksam”, dehşetle dolu ve de hemen hemen hepimizin çeşitli roller aldığı bir “Sporun Katilleri” romanı olur!..
Bu roman ortaya koyar ki, bizler “Cambaza bak” oyunu ile, “çoğunlukla piyonlara ve maşalara baktırıp”, asıl sorumluları saklamak için her şeyi yapmışız, yapmaktayız ve yaptıkça da, bu olaylar devam edip gidiyor!..
Bakınız, Trabzon’daki “çirkin” olaydan sonra “spora sayfa sayfa yer ayıran” gazetelerimizin WEB sitelerinde, “spor yazarlarının yazılarının yayınlandığı” sitelerde, “bu olayla ilgili” belki yüzden fazla “yorum” okudum!..
Ama, “gözümden kaçmış ise” yazarından özür dilerim; “aynı gün oynanan” Ankaragücü – Amedspor maçının, “tıpkı Trabzonspor – Fenerbahçe maçındaki gibi” son dakikalarında olup biten olaylar hakkında “günler geçtiği hâlde” bir tane yorum göremedim, okuyamadım.
Amedspor’un Ankaragücü karşısında bir gol atıp 2–1 öne geçmesinden sonra, “hem de protokol tribününde olanlar” dehşet vericidir.
Biri kadın 5 kişilik misafir yönetici grubuna karşı, Ankaragücü Başkanı Mehmet Yiğiner’in bütün çırpınmasına rağmen, “benzerlerini kovboy filmlerinde seyrettiğimiz demir çubukların da karıştığı tekmeleme, yumruklama, protokol tribününden aşağı atma, hastanelik etme olayı” var, ortada!..
“Çok hassas bir süreçten geçen” ülkemizin başkentinde, hem de stadın protokol tribününde “böyle bir olay cereyan edebiliyorsa”, gerisini düşünmek bile “spor adına” tüyler ürpertici!..
İnternette videosunu izledim, “olanlar” inanılacak gibi değil; “yapanlar” çok net görülüyor, bakalım “kaç kişi” bu dehşet verici olayın hesabını hakim huzurunda verecek ve de cezaları ne olacak?..
Dahası, “Trabzonspor’a biçilen cezanın yanında”, Başkent ekibi için ne yapılacak?..
Yoo, kimse “O maç yarıda kalmadı ki” diye mazeret üretmesin; Ankara’da olanların yanında, Trabzon’da olanlar “tüy sıklet kalır!..”