Berlin'de devam eden Dünya Atletizm Şampiyonası öncesinde sevgili Cem Çetin'in Referans'taki yazısının "Bolt - Gay rekabeti 9.5'leri getirir mi" şeklindeki, "o an için" bana göre "fantastik" başlığını görünce kendi kendime mırıldandım; "Yok devenin nalı!.." Gerçi, "spor yazarlığına başladığım milattan önceki tarihlerde" de "birileri" yazsaydı; "100 metrede 10 saniyenin altına inilebilir", aynı tepkiyi gösterir; "Önce, 10.2'nin altına insinler de bir görelim" derdim!.. Armin Harry , 100 metreyi "net 10 saniyede koştuğunda" ancak bütün dünya gibi, ben de inanmak zorunda kalmıştım; "Evet 10'un da altına inilecek!" Bugün "sadece bir yarışta 5 atlet 10'un altında koşuyor"; inanılmaz!.. "...mı acaba?.." Sevgili kardeşim Hıncal Uluç ne güzel anlatmış dünkü yazısında "o günleri" ve de Cüneyt Koryürek ağabeyimizin, "bugünleri", 9.69'ları - 9.58'leri göremeyişinin, yazamayışının acısını!.. Ben inanıyorum ki, Cüneyt Ağabey'in ruhu, Bolt'un, Tyson Gay'i sürklase edip, yarışı etrafına baka baka 9.58'le bitirdiği sırada, o stadın içinde ve foto finişin yanındaydı!.. Bolt, o anda sadece Gay'i mi sürklase ediyordu, hayır; Hıncal'ın yazdığı gibi "İnsanoğlu artık bundan ötesini yapamaz, başaramaz" diyenlere de unutmamaları gereken "tarihi bir ders" veriyordu!.. Cem Çetin'in yazısını okumaya başlayınca, yazının başlığına olan "Yok devenin nalı" tepkim yavaş yavaş yumuşadı ve Bolt'un antrenörü Glenn Mills'in "Bolt, 9.54 koşabilir" dediği satırlara gelince, "Acaba" diye düşünmeye başlamıştım bile. Hele hele sonraki paragrafta Bolt'un "Eğer Mills söylemişse böyle bir şey yaparım çünkü o, söylediklerinde sürekli haklı çıkıyor" dediğini okuyunca, "Neden olmasın, Armin Harry'nin yarım asır önce yaptığını, neden 2009'larda Bolt yapmasın" diye düşünmeye başlamıştım bile!.. Bolt inanmıştı, başardı; yarışın bittiği anda ekrana gelen 9.58'i görünce, ben de inanmıştım ki, sakatlanmazsa, "daha da inecek" 100 metre dünya rekoru; hatta belki de 9.50'nin altına!.. İşte burada duralım ve "başka" bir noktaya parmak basalım: "Mağrur" rekorlar kraliçesi Isınbaeva'nın "sıfır çektiği", Bekele'nin "tarih yazdığı", Bolt'un "insanın sınır tanımaz bir güce sahip olabileceğini" ispatladığı Berlin'deki Dünya Atletizm Şampiyonası'nda "Türkiye" ne yapıyor?.. Bu şampiyona öncesinde ve şampiyona sırasında ne yaptığı ortada; utanç verici bir "sakatlıklar furyası" içinde gülünç durumlara düşüyor!.. Hazırlıklar felâket, yarışlar rezalet!.. Peki, soruyorum ey okuyucum; "Türk medyasında bu tablo ile ilgili" kaç yazı okudunuz, TV'lerde kaç haber ya da yorum dinlediniz?.. Dünya'da "Olimpiyad, Dünya Futbol Şampiyonası" gibi "milyarların izlediği iki dev organizasyonun ardından" milyarların izlediği üçüncü büyük organizasyon olan Dünya Atletizm Şampiyonası'nda olanlarla ilgili olarak "doğru dürüst" 3 tane yazı okudunuz mu, 3 tane yorum dinlediniz mi?.. Bıraktım her şeyi, Olimpiyad'ın iki gümüş madalyalı yıldızı Elvan'ın "neden yarışı bıraktığını" doğru dürüst anlatan bir haber gördünüz mü?.. Ama Elano'nın "mide rahatsızlığı", Dos Santos'un "slalom golü" üzerine yazılmadık kalmadı, değil mi?.. Bakınız, ben bir Türk vatandaşı olarak da, bir gazeteci olarak da, bir spor yazarı olarak da utanıyorum!.. Utanıyorum!.. Ey "Spora meraklı" Başbakanımız, ey "spordan gelen" Spor Bakanımız, ey Gençlik ve Spor Genel Müdürümüz, sizler "futbolun dışındaki sporlarda neler oluyor" diye yakından ilgilenmezseniz!.. Ey benim medyamın TV'lerinin, gazetelerinin sahipleri, "Bunca parayı bu spor servislerine bunun için mi döküyorum?" diye dönüp bakmazsanız!.. Bu tablo değişmez ve işler daha da kötüye gider!.. Ve de "bu utanç verici tablo için" teşkilâtı eleştiren benim sevgili meslektaşlarım, dönüp aynaya bakmazsak ve de "Biz ne yapıyoruz ki, federasyonları ve teşkilâtı, sporcuları eleştirme hakkımız olsun" demezsek, hiçbir şeyi değiştiremeyiz!.. Ama, "Türk sporunun başarısı umurlarında olmayan" Eleno'lar ve Santos'lar "ceplerini eurolarla doldurur, çekip giderler!.." Söyleyin bana; haksız mıyım?..