Yooo... Açıkça ve lâfı dolaştırmadan ifade etmem gerek!.. Artık evcil hayvanların bile "hatalı hareketlerini söyleyen" ya da "yanlışları, suçları sebebiyle fırça atan" sahiplerinin karşısında "utandıklarını gösteren" bakışlar ve tavırlar ortaya koyduğu bir zamanda... "12 Dev Adam" diyerek yere göğe sığdıramadıklarımızdan "bazıları", İspanya ve Yugoslavya hezimetlerinin sonu yaklaşırken, "Gülüyorlar... Sırıtıyorlar... Rakipleriyle şakalaşıyorlar... Bir zil takıp oynamadıkları kalıyor!.." Sırtlarındaki forma... Göğüslerindeki ay-yıldız... Tribünlerdeki binlerce Türk... TV ekranlarının başında "ümitle" onlardan birşeyler bekleyen milyonlar... Umurlarında değil!.. "Utanma" denilen "insan hasletinden" sanki hiç haberleri yok!.. "Onlara yapılan haksızlık için", Dünya Şampiyonası gibi organizasyonda, TV ekranlarında maçları seyreden on milyonlarca insanı bile unutarak, "kavga eden" ve "salondan atılan" Federasyon Başkanı'nın yerinde ben olsaydım; "hiç tereddüt etmeden", bu sorumsuz, duygusuz,vurdumduymaz adamları, "ellerine pasaportlarını verip" İstanbul'a postalardım!.. Kimler mi bunlar? İsimlerini yazamam; zira "utanırım!." Karşılaşmaların kasetleri izlenirse, "kimler oldukları" görülecektir!.. Hazırlık maçları dahil, "aylardır" böyleler... Sadece "kendileri için" oynuyorlar... Takım umurlarında değil.. Ve "onlar yüzünden" hezimetler, "hezimet" olarak da kalmıyor, "rezalete dönüşüyor!.." Peki, "teknik direktör" Aydın Örs ne yapıyor? "Bunlara" yakayı öylesine kaptırmış ki; "oynatıyor da oynatıyor!.." Ve... Ekran başındaki milyonlarca Türk basketbolseverin de "oynatmasına az kalıyor!.." ocaluluc@beko.net