Artık trajedi ile komedi birbirine karıştı, Galatasaray'da!.. Metalist'e karşı oynanan oyuna bakın, bir de Hertha Berlin'e karşı oynanan, hele hele "ilk yarıda oynanan" futbola!.. Sezonun başından beri, "aynı" tablo ortada; "istikrarsızlığın istikrarını oynuyor" Galatasaray!.. Evet, nasıl düzelecek bu futbol işi, sarı - kırmızılı takımda?.. Elbette, bir spor yazarı, bir gazeteci olarak benim, Galatasaray yönetimine "talimat" ya da "reçete" vermem mümkün de değil, haddim de!.. Ben, "sadece" düşüncelerimi yazıyorum, yarınlara "not düşmek için!.." Mesela, "hazirana kadar takımında kaldığına dair" haberler okudum ama, gene de yazmalıyım: Türkiye'yi "Çavuçesku Romanyası'na benzetecek" kadar "ne söylediğini bilmez" bir adam olan Lucescu geleceğine, "aylardır onca ağır eleştirdiğim" Skibbe takımın başında kalsın daha iyi!.. "Kazanmak için her şey mûbahtır" diyebilir Galatasaray yönetimi ama, "Lucescu'yu getirecek kadar" da değil!.. Feldkamp'ın "Süper Lig'de oynayan takımla bütün ilişkisi kesilmeli" ve "bu durum" açıkça ilan edilmelidir; edilmelidir ki, "Galatasaray'ın teknik direktörünün başının üzerinde bir Demokles'in kılıcı gibi" durmasın!.. Adnan Polat, "Geçen yıl, ligin en kritik döneminde takımı bırakarak çekip gitmesini (Galatasaray adına aslında iyi ki gitti ve şampiyonluk geldi) ödüllendirmek için"mi, onu "böyle esrarengiz bir görevle" İstanbul'a döndürdü, yoksa "Derwal ile yaptığı gibi", Avrupa'da "şirketlerinin tanıtım danışmalığını" mı yaptıracak ona; "Feldkamp'a karşı bu kadar sevgi doluysa", bunun karşılığını "Galatasaray üzerinden değil" de, "kendi şirketlerinin üzerinden" yapması gerekmez mi?.. Bitmedi; Adnan Sezgin'in de "futbol takımı ile ilişkisi tamamen kesilmeli" ve "futbol takımının sorumluluğu" doğrudan Haldun Üstünel'e bırakılmalıdır!.. Dahası, Adnan Sezgin, "Futbol AŞ Genel Müdürlüğü'nden de alınmalı" ve bu göreve "mesela" Ömer Kükner gibi bir "yönetici - bankacı - 'gerçek' Galatasaraylı" getirilmelidir!.. Eğer "çok seviyorsa" Adnan Polat, Adnan Sezgin'e kendi şirketlerinden birinde "genel müdürlük vermelidir!.." "Hiçbir işe yaramayan" ve "oyuna alındığı son maçlarda, ayağında top bile tutamayarak" işi iyice bıraktığını gösteren Nonda ve hatta Ümit Karan ocak transferinde satılmalı ve "doğru dürüst bir santrfor alınmalıdır!.." Takımın kaptanlığını ne Ümit Karan, ne Ayhan ve ne de Sabri yapabilmektedir; kaptanlığa "Kewell gibi" tecrübeli, sevilen, dengeli, kariyerli ve de "ana dili" sebebiyle özellikle Avrupa maçlarında "hakemlerle iyi diyalog kurabilecek" bir futbolcu getirilmelidir!.. "Bu tedbirler", Skibbe kalsa bile, Galatasaray'ı huzura ve istikrara kavuşturacaktır!.. "Biz medya istiyor diye iş yapmayız" diyen Adnan Polat, "medyanın isteklerinin" aslında "yönetim kurlunun ve camianın önemli bir bölümünün istek ve beklentileri olduğunu" da gözden kaçırmamalıdır!.. "Hertha Berlin galibiyeti", Polat'ı yanıltmasın; "Benfica galibiyetinin ne kadar yanıltıcı olduğunu" hep beraber gördük!.. Büyük şair Mehmet Akif ne demişti: "Tarihi 'tekerrür' diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?.." Adnan Polat "inat ve ısrarından vazgeçmezse", tarihin "tekerrür edeceğini", hem de çok kısa zamanda görecektir!..