Ya uyanın, ya utanın!..

A -
A +

Bu ülkede "3 Büyüklerden federasyon başkanı yapıldıkça ve Federasyon heyetini üç büyüklerin üyeleri doldurdukça", futbolumuzda da, basketbol başta diğer sporlarda da, hakem düdüklerinden, Federasyon ve Federasyon Kurullarının kararlarına kadar "adaletsizliğin hüküm sürmesi" önlenemez!.. Alın mesela geçen hafta sonu yapılan maçları; "Galatasaraylı Hakan rakip oyuncunun bileğine basar, sarı kart, Antalyasporlu Isaac aynı şeyi yapar, doğrudan kırmızı kart!.." Mersin İdmanyurtlu Ergin, Bekir'den topu çalar, alır götürür, hakem "devam"ettirecektir, ama "Ergin, Yobo'yu da geçip mutlak gol pozisyonuna girince" düdük ve "Fenerbahçe lehine faul"; bu faulden gelen topla Fenerbahçe golü; böylece tamam edildi Mersin İdmanyurdu'nun puanı!.. Beşiktaş-Elazığspor maçında Sivok'un Faubert'e hareketi "penaltı ve kırmızı kart"; oyunun başı ve durum 0-0 !.. Aynı pozisyon Beşiktaş lehine olsa penaltı güle oynaya çalınmaz ve de Elazığspor 10 kişi bırakılmaz mı ydı?.. Spor medyasında "bu acı gerçekler için"ne var; "birkaç"hakem yorumundaki "bir-iki paragraf hariç", hemen hemen "hiç!.." Mesela, gene bir "hiçin olduğu" müthiş bir iddia var ortada; spor medyamıza göre, sanki "hiç mi, hiç": Sevgili Gürcan Bilgiç'in, NTV'deki "ısmarlama programda" Aziz Yıldırım'ın açıklamalarının, sorulara verdiği cevapların "kendisini neden tatmin etmediğini" anlatan yazısından bir paragraf alıyorum yazıma. İşte "doğru ise" tam 486 gündür medyamızın üzerinde bile durmadığı bir "önemli" iddia ile ilgili "o" paragraf: "Ben olsaydım en azından 8 Mayıs 2011'deki Mali Kongre'de muhaliflerini dövdürtmek için neden emir verdiğini de sorardım. Çünkü yaşayıp gördüğümüz şeylerin hepsi daha önce Türk futbolunda başka isimler veya kulüpler adı altında gerçekleşti. Ama kulüp içi muhalefeti dövdürtmeye kalkan ve bunun için emir veren bir başkan ben ilk defa duydum. En güçlü zamanında bunu neden yaptığını açıkçası öğrenmek isterdim." Gene Gürcan Bilgiç'in yazdığı "Alex'in geçen sezon 'Hak ettiğim paraların hepsini aldım' belgesini yönetime vermediğinin" ta bugünlere kadar saklanması gibi, "bu müthiş iddia" da nasıl 486 gündür manşetlere taşınmadı; anlamak mümkün değil!.. Bir de Aziz Yıldırım hâlâ "bu spor medyası için ağzına geleni"hem de "hadsiz / hesapsız"ve de "yalan / yanlış" demeden söylüyor; olacak şey mi?.. Bakınız; Fenerbahçe'nin, "tribünlerde sadece büyükler lehine işleyen" çok açık bir "ayrımcılık" kandırmacasından yararlandığı "seyircisiz (kadınlarla ve çocuklarla) oynadığı" maçlarda bile, "bazı"erkeklerin "talimatlarla alay eder gibi"protokol tribününün dışında oturup "maç seyretmeleri"acaba "kaçıncı" defa oluyor? Dahası, sarı-lacivertli takımın "talimatlara uymayan" formalarla maçlara çıkmasına, hakemlerin, Federasyon müşahit ve temsilcilerin uyuyarak müsamaha göstermesi ne anlama geliyor? Bu görevliler, "aynı ihlâller yapılsa", acaba Anadolu takımlarının maçlarında "böyle" uyurlar mı?.. Uyanın "Anadolu Kulüpleri" uyanın; hâlâ uyanamıyorsanız da utanın!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.