Ya, "yakıştı" deseydi?..

Olmadı Fatih Hocam, olmadı!..

"40 yıldır bu işin içindeyim, beni itibarsızlaştırmak istiyorlar" diyen bir Fatih Terim'in, "kendisini tribüne gönderen hakem kararına tepkisi", hiçbir zaman, evet, hiçbir zaman "böyle" olmamalı idi!..

Önce, söyler misin bana sevgili Hocam, "o hakem kararı mı, seni daha çok itibarsızlaştırır, yoksa, o hakem kararından sonra yaptıkların mı?.."

"O karar, bu sezon bittikten sonra unutulacak", ama "o görüntüler", bütün bir hayatın boyu, "ramp ışıklarında olduğun sürece" ekranlarda olacak!..

Sonrası, "belki de haklı olarak" anlatmaya çalışıyorsun ki ve bütün bir gece boyu anlattın ki, "Sana ve takımına karşı bir komplo var!.."

Eee, "senin gibi tecrübesi, kariyeri, geçmişi olan" bir "kurt" hoca, "Bile bile lâdes" der ve "böyle" bir tuzağa düşer mi?..

Bunca yıldır "Türkiye'de 1 numarasın" ve görülüyor ki, çok daha uzun bir süre de "1 numara" olarak kalacaksın ve elbette senin "1 numara olarak" görev ve sorumlulukların var, "Galatasaray teknik direktörü olmaktan" da önce, "o görev ve sorumluluğun başında" da bak "ne" geliyor; "1 numaralı hoca olarak, herkese örnek olmak!.."

Eğer sana karşı, takımına ve kulübüne karşı "bir provokasyon, bir oyun, bir tuzak varsa", bunun teşhiri, hiçbir zaman "senin yaptıkların gibi olamaz" ve de olmamalıydı!..

Eğer "gerçekten tuzak kurmuşlarsa", bilesin ki, o tuzak kuranlar şimdi bayram yapıyor, "şıkır şıkır" oynuyorlar!..

Zira, "olan, onlara değil, kendine, takımına, kulübüne, renklerine oldu"; ligin en kritik final haftalarında "hocasız" bir kaosunun içine düşen bir Galatasaray takımı var, ortada!..

Koca Galatasaray yönetimi gece yarısı "alelacele" ve "Galatasaray'a hiç ama hiç yakışmayan,ispatı zor iddia ve ithamlarla dolu, dahası ne anlama geldiği bile tam anlaşılamayan" bir bildiriyle olaya müdahil oldu, ertesi gün de "ağır şekilde eleştirip geldiği" bir federasyonun ayağına gitmek zorunda kaldı!..

Bu tabloyu, "Beni delirttiler" mazereti haklı gösterebilir mi?..

Hocam, "haklı" olmak, her zaman "doğruyu", dahası, "doğruyu söylemek" de her zaman "haklı olduğunu" göstermez. Ne yazık ki, işte içinde olduğun durum bu; "haklı da olabilirsin, doğruyu da söylemiş olabilirsin", ama "yaptıkların", doğru da değildir, haklı da!..

Şimdi geliyorum "Rıdvan olayına", öncelikle samimiyetle yazayım; "Rıdvan Dilmen'in şike süreci başladığından beri bana göre çok değişen yorumculuğunu sevmiyorum da, beğenmiyorum da"; zira "o mertebeye gelmiş" bir isim, "öylesine taraflı olmaz" ve de bilir ki, "durmuş bir saat bile günde iki defa doğru vakti gösterir", o "bunu bile yapmıyor", herkesin bildiği, tanıdığı, "bir spor kişisi" hakkında!..

"Dememiş" ya, (Anlaşılıyor ki, sevgili Hocam, "seni yalan yanlış dolduranlar" var, aman onlara dikkat), diyelim ki, sevgili Rıdvan "Hocaya yakışmadı" dedi!..

Yalan mı söyledi, yanlış mı söyledi, "elbette ve bin defa" işte ben de söylüyorum; "Ya - kış - ma - dı!.."

Bir spor / futbol  yazan / yorumlayan insan "Bunu bile söyleyemez, yazamazsa", ne söyleyecek ve ne yazacak, Allah aşkına?..

Dahası, "yazarken" de, "senden izin mi alacak?.."

Yoo, Rıdvan'ın "en az iki sezondur söylediklerinin, yazdıklarının çoğuna katılmıyorum" ama, diyorum ki, "Yakışmadı" demesinin, yazmasının sonuna kadar savunucusu olurum ve olacağım da!..

Bak hocam, bir düşün, Rıdvan, ya "Bu görüntüler, Fatih Hoca'ya yakıştı" deseydi, ne olacaktı?..

Söyle bana, "varsa, hakaret" bu sözlerin hangisinde acaba?..

Geliyorum, "Seni o görüntülere sürükleyen" ve de senin "gizli gündem" dediğin sır perdesine!..

Evet, "sana ve takımına karşı" orada burada, onunla, bununla bir "gizli gündem plânı yapılıyor ya da yapılmış" olabilir, ama bana göre, "bunun olması", senin gibi "kurt" ve "tecrübeli" bir hocayı, kendi sözün olan "Delirdim, evet delirdim" itirafı ile söylüyorum; "böyle" delirtmez, delirtemezdi!..

"Acaba" diyorum, "kulübün tepelerinde, sana karşı gizli bir gündem var da, o gizli gündemin senin bilinçaltında yaptığı birikim" mi, cumartesi gecesinin Fatih Terim'ini Arena Stadı'na getirdi?..