Yabancılaşan ve yabanlaşan derbi!..

Bugün "Fenerbahçe - Galatasaray derbisi" için yazacaktım, amma vazgeçtim!.. Fenerbahçe'nin Vestel Manisaspor'a yenildiği gecenin ertesinden itibaren spor sayfalarında "öyle şeyler okudum" ve TV'lerde "öyle şeyler dinledim" ki, bu konuda değil yazı yazmak, "o maçı" TV'de bile izlemeyeceğim!.. Taraftarı, gazeteciyi, yorumcuyu, yöneticiyi, başkanı "bu noktaya getiren" ve "önlenemeyen" histeri, Türk futbolunu da, Türk sporunu da, fair play'i de, insanlığı da hasta etti, kör etti, yedi bitirdi!.. Beşiktaş Başkanı'nın, Trabzonspor Başkanı'nın yersiz ve zamansız açıklamalarıyla yangına körükle gitmelerinin yanında, Galatasaray eski Asbaşkanı Ergun Gürsoy'un ve Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın "son üç günde" adeta "ellerinde benzin bidonlarıyla koşturuyorlar" izlenimini veren konuşmaları, anlı - şanlı yazar - çizerlerimizin (ki, en tüyler ürpertici örnek, genel yayın müdürlükleri de yapmış olan sevgili Mehmet Yılmaz'ın yazısıdır) gazetelerdeki ve TV'lerdeki yorumları, bütün bunlara karşılık "Şiddetle Mücadele Kanunu'nu çıkaran ama sadece çıkarıp, sonra da bu kanunun hiçbir gereğini yerine getirmeyen" yetkili ve ilgililerin "laf ebeliğinden öteye gidememeleri" sonunda, benim geldiğim nokta işte "tam" burasıdır: Bu derbi, "benim derbim" değil; bu derbi bana yabancı; zira bu derbi yaban!.. Ben "eski" derbilerimi arıyorum; Lefterlerin, Metin Oktayların oynadıkları derbileri!.. Fenerbahçelilerle, Galatasaraylıların "aynı tribünün iki yanını paylaştığı" ve maçlara tramvaylarda, otobüslerde, şehir hattı vapurlarında "beraberce gidip geldikleri" derbileri!.. "Benden, kulübümden ve takımımdan sonra tufan" diyen, "ağzından çıkanları kulakları duymayan" başkanlar ve yöneticiler, onların medyamızdaki kalemşorları ve tetikçileri, bunları seyreden yetkililer ve ilgililer her şeyi berbat ettiler!.. Ekonomideki "Kötü para, iyi parayı kovar" misali, kulüplerimizi "sorumsuz, yetersiz" yöneticiler, Türk medyasını da "reyting ve tiraj yarışı" uğruna, sütunlarda ve ekranlarda "durmadan kavga eden, itişen kakışan, birbirine hakaretler yağdıran", taraftarı, seyirciyi tahrik ve şiddete teşvik için elinden geleni ardına koymayan kalemşorlar ve tetikçiler işgal etti, kulüplerimizde ve medyamızda "işgale direnenler ve mücadele edenler" bile, her gün "onların çizgisine yaklaştıklarının" farkında değiller!.. Derbiymiş; ne derbisi?.. Bu havadan, bu tablodan çıkacak şampiyonun değeri var mı?.. O veya bu kazanacakmış; bana ne?.. Kim kazanırsa kazansın, kaybeden bizleriz, sporumuz, futbolumuz, bir zamanlar "tertemiz" olan rekabetimiz, "bu rekabeti aksettiren" temiz sayfalarımız ve ekranlarımız!.. Şimdi "her taraf" kapkara!.. Hem de öyle kara ki!..