Okudum, inanamadım, bir daha, bir daha okudum; pesss!.. Galatasaray'da "Faruk Süren döneminde başlayan" yönetim ve yönetici erozyonunun "nerelere kadar uzandığını" ortaya koyan "haberler", spor adına da, Galatasaray adına da fevkalâde üzücü idi!.. "Haberlerin birine göre", Galatasaray Genel Kurulu'nda verilen oylarla, "Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi" unvanını almış bir zat-ı muhterem aynen şunları söylemişti: "Okan'ın , üstüne para verse de, o kapıdan içeri girmesi mümkün değil. G.Saray'ı üç kuruş için daha önce terk eden Okan Buruk gibiler, tekrar dönmek için kapımızdalar ama asla o kapıdan içeri giremiyorlar. Çoğu dört ayak üstünde geliyor ama içeri giremeyecekler." Kimdir " bu zat-muhterem"; tanımam, etmem, adını da ilk defa duyuyorum!.. Hangi hakla, "Türk Milli Takımı'nda bunca yıl oynamış, Galatasaray'ı Türk Futbolu'nun zirvesine taşıyan zaferlere imzasını atmış" futbolculara, "Galatasaray yöneticiliği" bir yana "herhangi bir amatör takımın yöneticisine bile yakışmayacak olan" böylesine çirkin tabirlerle saldırabiliyor?.. "Okan'ın Galatasaray'a gelmesini istemeyebilirsiniz", bunda hatta "haklı sebepleriniz de olabilir"; ama Okan'a ve Okan'ın benzerlerine "böyle hitap etme" hakkınız yoktur ve olamaz!.. Haddinizi bilmelisiniz; söyleyeceğiniz sözü kulaklarınız duymalı ve "o sözler" Galatasaray'a yakışmalıdır!.. Ben, "Okan'ın Galatasaray'a dönmesinden yana değilim"; ama "Okan'a böylesine çirkin sözlerle saldırılmasının" da sonuna kadar karşısında dururum!.. Ayrıca "o günleri yaşadım"; Faruk Süren yönetiminin "Okan ve Emre'yi İnter yönetiminin kucağına nasıl ittiğini" iyi biliyorum; bu çocukların "en haklı istekleri bile" göz ardı edildi ve "bu iki çocuk", adeta aynı yıllarda "Hakan Şükür'ün kapı önüne bırakmaya çalışılmasına" benzer bir muamele ile karşılaştılar; İnter de onları "bedavadan kaptı!.." Olayların göbeğinde olan bir Galatasaraylı dostumun telefonda bana "Sevgili Öcal, bu yönetim, İnter'in bu çocukları tek kuruş bonservis bedeli ödemeden alması için adeta elinden geleni ardına koymuyor, bu nasıl iştir" deyişini hiç unutmam!.. Aslında "bütün bunlar" başka bir zeminin konusu!..Emre ve Okan'ın "haklı ya da haksız olması" başka şeydir; bunun karşılığı da "Bu oyuncuların Galatasaray'a tekrar dönüp dönemeyecekleri" ile ilgilidir!.. Benim, üzerinde durduğum ise, bir Galatasaray yöneticisinin kullandığı "çirkin" üslûptur!.. Bakın, "aynı" zat-ı muhterem nasıl devam ediyor: "Bizi diğer kulüplerden ayıran çok özelliklerimiz var. Bunlardan en önemlisi ahlâk anlayışımız, G.Saraylılık değerlerimizdir. İşte bu değerlerden dolayı Okan Buruk gibiler, tekrar kulübümüzden içeriye giremiyorlar. Bizler bu değerlerimizin bekçisiyiz. Bu değerlere sahip çıkacağımızı da herkes bilsin." Siz, Galatasaray'ın ahlâk ve değerlerinin bekçisinin üslûbuna bakın!.. Galatasaray ahlâkı ve değerleri "bu üslûbun sahiplerine kalmış" ise, vah ki ne vah!.. Bir başka habere göre, "zamanın başkanı" Faruk Süren'in Okan için sarf ettiği "Katili kan tutar, katil cinayeti işlediği yere gelir, heyecanlanır, dengeli olmayan hareketlerde bulunur" şeklindeki sözleri de, "Galatasaray'daki yönetim erozyonunu bütün açıklığıyla ortaya koyan" bir başka ama "benzer" üslûptur!.. Galatasaray'ı "mâli bakımdan uçuruma yuvarlayan bir yönetimin başı" olarak "yaptıklarını çok çabuk unutmuş görünen" Süren, "mahcûbiyet içinde susup oturacağına", her fırsatta "ortada görünmek için" elinden geleni ardına koymuyor!.. Ya "Bu iki oyuncunun ayrılmadan önceki performanslarını kimse unutmadı. Son sezonda tamamen yönlendirildiler. Yönlendiren kişi ve kişileri de zamanı gelince açıklayacağım" sözü ne anlama geliyor?.. Bunca yıl geçti, Süren sustu, oturdu; şimdi soruyorum; ne zaman gelecek, "o zaman?.." Neden "bugüne kadar" açıklamadınız, neden bugün açıklamıyorsunuz; neden "ortaya çok ağır iddialar atıp", sonra da "sütre gerisine çekiliyorsunuz?.. Bir Galatasaray Başkanı'na "böylesine kaçak güreşmek" yakışıyor mu?.. Hele hele "Okan ya da Emre'nin Galatasaray'a transferleri gerçekleşirse, kulüple ilişkilerimi ciddi bir şekilde gözden geçireceğim" şeklindeki sözleriniz yok mu; okurken kahkahadan nerede ise sandalyemden düşüyordum!.. Ben, Galatasaray yönetiminin yerinde olsam, "bu sözler üzerine" bir dakika durmaz, "Okan ile sözleşme imzalar"; Süren'e de "Buyur, durumunu ciddi ciddi gözden geçir bakalım" mesajını gönderirdim!.. Kim bilir belki de, Galatasaray yönetiminin ve Disiplin Kurulu'nun "bugüne kadar yapmadığını, yapamadığını", Süren kendisi yapar; "Galatasaray ile ilişkisini keserdi!.." Olmaz ya; ümit fakirin ekmeği; kim bilir?..