Yanal'ın yanında Gerets kim ki?..

A -
A +

Öncelikle bu geceki hem sarı-lacivertli kulüp için, hem de Türk futbolu için çok önemli olan AZ Alkmaar maçında Fenerbahçe'ye şans ve başarı dileklerimi iletiyorum; hepimiz bu karşılaşmadan Fenerbahçe'nin "tur için yeterli olacak bir sonucu çıkarmasını" bekliyor ve diliyoruz. Çaykur Rizespor maçındaki "kötü futbola rağmen" sarı-lacivertli takıma olan inanç ve güvenimizin eksilmediğini de ekleyerek, "başka bir konuya geçmek" istiyorum, önemli bir konuya!.. İnsanımız ne çabuk karar veriyor ve ne çabuk değiştiriyor!.. Üstelik "bunu" öyle "sözü edilen, tartışılan konularda derinliğine bilgisi olmayan ya da cahil insanlarımız" yapmıyor, okumuş yazmış, hem de hemen hemen "her gün yazıp konuşmuş", üstelik "kamuoyunu bilgilendirme, kamuoyunu oluşturma" gibi "çok önemli görevler üstlenmiş" insanlarımız, gazetecilerimiz, yazar - çizerlerimiz yapıyor!.. Sözü fazla uzatmayayım: Ersun Yanal için birkaç gündür yazılıp çizilenlerden, söylenenlerden söz etmek istiyorum!.. Onun için "balonmuş" diyecek kadar ileri gidenlerden. "Eleştiri sınırını çok aşacak" ve hakarete varacak "cümleler, deyimler ve kelimeler bulup" kullananlardan, açık açık alay edenlerden!.. Okuyucularım bilirler; Ersun Yanal'ı "en sert şekilde eleştiren" yazarlardan biriyim. Nesini eleştirdim: 1- Kendisine güvenen yöneticileri, kulüpleri türlü çeşitli sebep, mazeret ve bahane öne sürerek yarı yolda bırakıp gitmesini. 2- Milli Takım hocası iken ve durup dururken bir "Hakan Şükür olayı" çıkarmasını ve "bunu çıkarmasının sebebini" kamuoyunu inandıracak şekilde açıklayamamasını ve kendisi için de, Hakan Şükür için de bir sürü iddiaya, söylentiye sebep olmasını. 3- Sonradan kendisinin de anlattığı "Teşvik pirimi" olayındaki yerini, durumunu ve tutumunu. 4- Hoca olarak seyrettiğim bazı maçlarında yaptığına inandığım yanlışları. Bir gazeteci, bir spor yazarı olarak bu benim görevimdi. Sadece "doğru olduğuna inandığım" şeyleri yazdım. Bugün "Ersun Yanal'ın Galatasaray'a geleceği" konusunda iddialar var, söylentiler var, haberler var. Galatasaray'a gelmesine kesinlikle karşıyım. Yooo, "Galatasaray'a yararlı olacağına inanmadığımdan" ya da "Hakan Şükür ile olan meselesinden" dolayı değil, Vestel Manisaspor'un ve yöneticilerinin "ona inanarak, hedef çizerek", onunla yaptığı uzun vadeli anlaşmadan dolayı!.. Yanal'ın "hiç olmazsa bu defa, altına imza attığı anlaşmanın arkasında durmasını" istiyor ve bekliyorum!.. Yoksa, inanıyorum ki, Ersun Yanal, Galatasaray'a, "Turkcell Süper Ligi'ni kemiğe, üç büyükleri de köpeğe benzetecek" bir yakıştırmayı, Türkiye gibi bir ülkede yapamayacağını, yapmaması gerektiğini bilemeyecek kadar Türkiye'ye yabancı ve "söz cahili" bir Belçikalıdan çok daha yararlı olacaktır!.. Şampiyonluk yarışına "üçüncü bir adayın katıldığını" anlatmak için "söylenecek" başka bir atasözünü bilemeyecek, bulamayacak kadar "seviyeyi düşüren" bir sözüm ona hocayı, Türk Milli Takımı'nın hocalığına kadar yükselmiş ve Türk futbolunun geleceğinde her zaman olacak bir hocayla "sırf 4 - 0 biten bir maça bakarak" mukayese edip, Belçikalıyı göklere çıkarırken, Türk olanla "alay etmek" işte ancak benim medyamda olabilirdi; ne yazık ki oldu!.. Bugün Ersun Yanal'ı balona benzetenler, ilk yarının nerede ise tamamında tam tersini yazıyorlardı ve Hocayı göklere çıkarıyorlardı. O zaman da "biz" diyorduk ki; "Acele etmeyin, bu gelip geçici olabilir, Ersun Hoca fikstüre bakıp ilk üç hafta Beşiktaş - Trabzonspor - Galatasaray maçlarını görünce takımı erken forma sokacak bir idman programı yapmış olabilir, bu idman programının sonucunda takım bir gün inişe geçebilir, bekleyelim!.." O günlerde Ersun Yanal'ı "yere göğe sığdıramayanlar" nasıl "aceleciliğin tuzağına düştülerse", bugün de "aynı tuzağın içindeler"; acele ediyorlar, beklemeyi bilmiyorlar ve hiçbir zaman da bilmeyecekler!.. Zira "Türk okurunu balık zekâlı" sayıyorlar, bu yüzden "günü gün etmenin peşindeler"; işte o kadar!.. Ersun Hoca, "her cebinden ayrı bir Gerets çıkarır!.." Bugünkü Galatasaray kadrosu Ersun Hoca'nın elinde olsa, Galatasaray 4 puan geride değil, en az 4 puan farkla ligin en önünde olurdu!.. Sadece Ersun Hoca'nın değil, Galatasaray mesela Mustafa Denizli'nin ya da Yılmaz Vural'ın da elinde olsaydı gene "öyle" olurdu!.. Kayserispor maçındaki "korkaklığın neye mal olduğu ortada iken", Vestel Manisaspor önündeki "gol ve futbol farkının" ağır eleştiriler ve uyarılar sonucu, taktikteki ve tertipteki "öze ve doğruya dönüşe yakın olmasından kaynaklandığını" göremeyecek kadar "koşullanmış olan" Geretsperver "bazı" Galatasaraylı yazar -çizerler de , "durumdan hemen vazife çıkardılar" ve Trömsö'ye elenen Gerets'i övme, Ersun Yanal'ı "alay edecek şekilde" yerme yarışına girdiler; onlar için "ara" hedef "Ersun Yanal'ın Galatasaray'a gelmemesi ve Gerets'in gitmemesi", buna karşılık "asıl" hedef ise "Gerets'i gönderip Yanal'ı ya da başka birini getirmek isteyen" Adnan Polat idi!.. Görecekler ki; "4 - 0" da her sonuç gibi, gelip geçicidir!.. "4-0'a rağmen" Gerets de geçip gidecek!.. Biz kalıcılara bakalım!.. Ersun Hoca da Vestel Manisaspor'da kalmalı, mutlaka kalmalı ve hedefe varmalıdır!.. > MESAJLARDAN Helal sana Öcal Ağabey, kalite ve dürüstlüğün simgesi sensin. (Oğuz) *** Öcal Abi, sıkı Beşiktaşlıyım. Son yazınızda Beşiktaş'ın iyi oynadığını yazmışsınız. Takım giderek takım oldu, artık hep iyi oyun... (Sami Küçük) >> OCALU boşluk yorumunu yaz Turkcell, Telsim, Avea 2866'ya gönder (4 SMS/ 8 Kontör)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.