Yanlış nerede?

A -
A +

Bunca emek ve bunca parayla kurulan bir takım "bu kadar kötü oynayamaz!.." "Teknik adamsız bile olsa", bu kadar "kötü oynamaya" hakkı yoktur!.. Dün sabah hemen hemen bütün gazeteleri okudum. Fenerbahçe maçını eleştiren bütün yazar - çizerlerimiz yazı ve yorumlarını "gene" ve hiç atlamadan "Lorant - Ortega ikilisi" üzerine kurmuşlardı!.. Lorant, "Ortega'yı ilk 11'e koysa ve gene böyle bir sonuç alınsa", bu defa da "oynatılmayan bir başka oyuncu üzerine kurulu" eleştiriler yoğunlaşacaktı!.. Olaya "böyle" ve yalnızca "oynamayan" ya da "oynayan bir-iki oyuncu" veya "rakamları art arda yazma modası içinde" falan ya da filan taktik olarak baktığımız sürece, görülecektir ki "takımın başına kim gelirse gelsin" sonu Mustafa Denizli gibi olacaktır, Lorant'ın durumuna düşecektir!.. Aslında, Fenerbahçe'nin çözmesi gereken sorun çok ama çok başkadır ve psikolojiktir!.. Bu sorunu Galatasaray, "belki de Fenerbahçe'ye en güçlü zamanlarda bile yenildiği için" ve "mecburen" çözdüğü içindir ki; başarı yolunda en büyük engeli ortadan kaldırmıştır!.. Yıllardan beri Galatasaray'ın hedefleri arasından "Fenerbahçe'yi geçmek" çıkarılmış bulunmaktadır!.. Bakınız "yenmek" demiyorum; elbette Galatasaraylılar, "Fenerbahçe'yi yenmek istek ve arzularından vazgeçemezler", vazgeçtikleri anda da zaten "Galatasaraylı olamazlar!.." Ben "Fenerbahçe'yi yenmek değil, Fenerbahçe'yi geçmek" diyorum!.. İkisi çok farklı şeyler ve "Fenerbahçe'nin dün de en büyük problemi buydu", bugün de bu, eğer "bu psikolojik problemi çözemezlerse" yarın da bu olacak!.. Fenerbahçeli yöneticileri de, Fenerbahçeli futbolcuları da, nihayet dışarıdan gelseler bile, kısa sürede "bu havaya giren" yabancı teknik direktörleri de işte bu "psikolojik baskı" eziyor; "İlle de Galatasaray'ı geçmek!..." Ligde geçmek... Avrupa kupalarında geçmek... "Galatasaray UEFA Kupası'nı aldıysa, biz de Şampiyonlar Ligi'ni almak zorundayız" havasına bürünmek!.. İşte, Fenerbahçe "futbol takımının en büyük problemi" bu!.. Onlar, "Türkiye Ligi'ni kazanmak ya da Avrupa kupalarında başarılı olmak" hedefini "Fenerbahçe'nin ana hedefi olarak tesbit edeceklerine", son yıllarda bunları sadece ve sadece "Galatasaray'ı geçebilmek için istenen bir hedef" haline getirdikleri ve "Galatasaray'a endekslenen büyük bir toplu stres yüklendikleri" için "çift taraflı çok ağır bir yükün altında kalıyorlar!.." "Eskiden" durum tersti ve Galatasaraylılar "Fenerbahçe'nin gerisinde kalmanın ezikliği içinde", tam bir "Fenerbahçe sendromuna kapılmışlardı!.." Alp Yalman - Adnan Polat yönetiminde ve Derwall - Mustafa Denizli ikilisi ile başlayan "ara hedef lig şampiyonluğu, ana hedef Avrupa kupaları" stratejisi, Galatasaray'ı "bu psikolojik ağır baskıdan" kurtardı. Faruk Süren - Mehmet Cansun yönetiminde ve Fatih Terim önderliğinde gelen "büyük başarılar" da, Türkiye'de "Fenerbahçe'ye karşı kaç tane mağlubiyet alınırsa alınsın", Galatasaray'ın "ara hedef - ana hedef" stratejisinde bir değişiklik yapmadı!.. Galatasaray'ı "bir dünya takımı yapan" en büyük değişiklik buydu!.. Fenerbahçe de, "hem ligde, hem Avrupa'da başarılı olmak istiyorsa", bu zihniyet devrimini yapmak zorundadır!.. Ama, bugünkü yöneticilerle bunu yapabilir mi? İşte bütün mesele!.. ocaluluc@beko.net

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.