Yapılması gereken!..

A -
A +

Futbolumuzdaki şike olayı ile, "spor sayfalarımızdan çok, birinci sayfaların ilgilenmesi", daha açıkçası, bu "doping ile beraber, sporun en büyük iki suçundan birini işledikleri" iddia edilenlerle ilgili olarak "spor yazar - çizerlerinden çok, diğer köşe yazarlarının kalem oynatması", spor medyamızın "nasıl bir idraksizlik içinde" koşuştuğunu; hayır, hayır "sadece Üç Büyüklerin futbolunun peşinde koşuştuğunu" gözler önüne seren yeni bir örnek oldu!. Tabii, "spor medyamızdaki istisnaları hariç tutuyorum; onlara teşekkür etmek, bir spor insanı olarak görevim!." Günlerdir okuyup geliyoruz ki, konunun üzerine gidildikçe, ortaya "çok ciddi yeni yeni iddialar çıkıyor!." Ve, bu iddiaların bana göre "en önemlisi", Merkez Hakem Komitesi Başkanı Bülent Yavuz ile ilgili olanı!. Şike - bahis olayı, soruşturulmaktadır!. Elbette, "şöyle ya da böyle bir sonuca ulaşacaktır!." Amma... Bu soruşturmalar sonuçlanana, "ak ile kara bütün açıklığıyla ortaya çıkana kadar", nasıl "olaya adı karışan ya da karıştırılan hakemlere görev verilmeyeceği açıklanmış" ise, Merkez Hakem Komitesi Başkanı Bülent Yavuz'un da "aynı şekilde" kenara çekilmesi gerekmektedir!. "Soruşturma sonuçlanana kadar", bizzat Bülent Yavuz'un "izinli sayılmasını istemesi", ondan beklediğimiz bir adımdır ve bu adım atılmalıdır!. Aksi halde, "devam edegelen ve elbette edecek de olan" hakem hatalarının "her biri", hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, "ortada dolaşan ve her gün yeni bir halka eklenen" bu iddiaların süzgeci içinde mütalaa edilecek, bu da futbolumuzun ve ligimizin üzerine düşen "şaibe gölgesini iyice koyulaştıracaktır!." Şampiyonlukta yarışanlar, Avrupa hakkı elde etme mücadelesi yapanlar ve nihayet düşmemek için çırpınanlar, yıllardan beri "ilk defa", ligin sonuna gelinirken, "bütün takımların kendileri yönünden son derece ciddi sonuçlar doğuracak hedefler" için puan peşinde olmalarına yol açtı!.. Yani, "her alınan bir puan ya da kaybedilen her puan", ligin "bütün takımları şöyle veya böyle etkileyecek" halde iken, "ligin ve hakem camiasının ve son olarak da Merkez Hakem Komitesi'nin üzerine düşen gölge" hafife alınamaz, hem de hiç alınamaz!. Son haftanın maçları da "bu gölgeyi hiç olmazsa iddia bazında kalınlaştıracak" hakem yanlışlarını gündeme getirdi!. "Anadolu takımlarından birinde oynayan" bir futbolcunun şu sözleri çok dikkat çekici: "Üç büyüklerle bizim sahalarımızdaki maçlara, tribünlerden etkilenmeyecek hakemler veriliyor. Ama İstanbul stadlarındaki maçlarımıza tribünlerden ve medyadan etkilenen hakemler tayin ediliyor!." Söyler misiniz bana, "Anadolu takımlarında oynayan bu futbolcunun feryadında" gerçek payı yok mu? Sadece geçen haftanın maçlarına bir göz atmak bile, "haklarının yendiğine inananlara" neleri düşündürtmez? Sayın Bülent Yavuz, "bir dakika bile geciktirmeden", futbolumuzdaki şike - bahis soruşturmaları sonuçlanana kadar, "kendinizi izinli sayınız", futbol sahalarından ve Futbol Federasyonu binasından uzak durunuz!. Bunu yapmakla, hem kendinizi, hem komitenizi, hem federasyonunuzu, hem de futbolumuzu ve liglerimizi "şaibe iddialarından kurtarmak için" önemli bir adım atmış olacaksınız!. Bekliyoruz!. ocaluluc@beko.net

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.