Yapmayın!..

A -
A +

Yaza yaza kalemimizde tüy bitti ama, karşımızda "anlamak istemeyen" bir "yetkililer" ve "ilgililer" grubu var!.. FIFA'nın ve FIFA'nın altındaki "uluslararası" kıta kuruluşlarının, futbol için, bütün "futbol oynayan" ve FIFA ile "uluslararası" kıta kuruluşlarına (ki, bizimki UEFA) üye olan ve bu kuruluşların organizasyonlarına katılan ülkelere "emrettiği", evet "emrettiği" bir "değişmez" kural var: "Eğer bizlerin organizasyonlarına katılmak istiyorsanız, bizim talimat ve ilkelerimizin dışına çıkacak hiçbir şey ama hiçbir şey yapamazsınız. Yaparsanız ki, elbette yapabilirsiniz, bu sizin hakkınız, ama o zaman da bizim organizasyonlarımıza katılamazsınız, futbolu sadece kendi ülkenizin sınırları içinde ve yalnızca kendi kendinize, kendi takımlarınız arasında oynarsınız; bizim üyemiz olan ülkelerin takımlarıyla özel bile olsa hiç bir şekilde maç yapamazsınız!.." İşte "durum" bu kadar açıkken ve hele hele daha birkaç gün önce FIFA Başkanı Blatter'in "Türkiye'nin adını vermeden", ama "Türkiye'yi kastettiği belli olan" mesajı ile bütün üye ülkelere "yeniden hatırlattığı" bu durumda "ne yapacağını" da, yani bu kurala uymayanların "uluslararası bütün futbol faaliyetlerinin askıya alınacağını" tekrarlarken, biz hâlâ "Halûk Ulusoy'u devirmenin yolunu" açmak için "kişiye özel" damgası yiyecek maddeler koyduğumuz bir kanunu çıkarmakla uğraşıyoruz!.. "30 gün içinde seçim" geçici maddesini içe alarak kanunlaşacak olan tasarının "FIFA'ya ulaşır ulaşmaz", daha "seçim yapılmadan" açık açık "Kabul edilmemiştir, faaliyetleriniz askıya alınıyor" notu ile Kapıkule Kapısı'ndan geri gönderileceği belli iken, "bu işi bilen" gazetecilerin, uluslararası kuruluşlarda görev yapmış uzman futbol ve spor adamlarının, uluslararası hukukçuların ikazlarına rağmen, "hatada" ısrar edilmesinin varacağı sonu ve bu sonun ülkemizi dünya spor kamuoyunda "nasıl küçük düşüreceğini" her beraber yaşayıp göreceğiz. Durumun vahameti ortaya çıkınca, bu daha en baştan "topal" olan bu kanun, kandırmacaya yönelik bir "ek" ile yani "koltuk değneği" ile kurtarılmaya çalışılıyor; "Efendim, genel kurulda güvenoyu yapılacakmış da, güvenoyu alınamazsa seçime gidilecekmiş!.." Buna kargalar bile güler; sen "genel kurulun yapısını tamamen değiştir" ve "siyasetin egemenliğinde olan" belediyespor kulüplerinin temsilcilerinin hakim olacağı bir genel kurul yapısı kur, sonra da görev süresi bitmemiş olan Federasyona de ki; "Ya güvenoyu al ya da git!.." İşte "kapalı kapılar ardında" ve "siyasetin emrinde olan" bir genel müdürlüğün hazırladığı tasarı "ancak" böyle olur ve artık FIFA'larda da, UEFA'larda da "üst sıralara tırmanmış olan" Türkiye'yi zor, hem de çok zor durumda bırakır!.. Şimdi soruyorum; "bu işleri" en iyi bilen spor yazarı arkadaşlarımızdan sevgili Attila Gökçe'nin "gerçeğin ta kendisi olan" şu satırları haksız mı: "Kamuoyunda yeterince tartışılmadan, sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin, kulüplerin ve tırpanlanmış taban birliklerinin görüşü alınmadan, 262 delegenin 239'unu kulüplere ayırırken örneğin Levent Bıçakcı gibileri, hem eski federasyon başkanı, hem de UEFA Tahkim Kurulu Üyesi kimliklerini sıfı rlayıp genel kurul dışında bırakmak, hangi aklın eseridir, anlamak mümkün değil. Futbolun en büyük emekçileri olan profesyonel (ve de amatör) futbolcuların delegeliğini daha da sınırlayıp en az 75 kez milli formayı giyme koşuluna bağlamak, onları bir anlamda söz hakkı olmayan köleler haline getirmek değil de nedir ? Bilimin, hukukun, tıp ve ekonominin, medyanın yer alamadığı, tek temsilci ile dahi özgürce düşüncesini dile getiremediği, bir genel kurul, kulüplerin gündelik rekabetinden ve çatışmasından nasıl kurtulacak, nasıl bir vizyon geliştirecektir ? Bu sorunun yanıtını ve bu yanlışın hesabını kimse veremez. Yasa eksik... Daha da vahim olan yanı, yasa yanlış! Ve yanlış hesap FIFA'dan döner!" Gökçe haklı, hem de çok haklı!.. İşin FIFA ve UEFA tarafını bir yana bırakalım; liglerin ortasında ve Avrupa Şampiyonası Finalleri öncesinde "yangından mal kaçırır gibi" Federasyonu "kaçırmaya kalkışmanın" anlamı nedir?.. Bırakın ligler bitsin, Avrupa Şampiyonası oynansın, Ulusoy Federasyonu "görev süresini tamamlasın" ve "yeni kanunla yeni bir seçim yapılsın!.." Tasarı henüz komisyonda, genel kurulda yasalaşmadan düzeltilmeli, hatta geri çekilerek "uzmanların, bütün ilgili tarafların, uluslararası hukukçuların bulunduğu, FIFA'da ve UEFA'da görev almış insanlarımızın katkı yapacağı" bir komisyonda yeniden ele alınarak "FIFA'nın itiraz edemeyeceği" ve "sağlam bir temele oturan", uzun yıllar "değiştirilmeye ihtiyaç göstermeyecek" bir tasarı hazırlanarak, kanunlaştırılmalı!.. Mantıklı ve makûl olanı bu iken, bu telaş, bu çok yanlış ve "geri alınması zorunlu olan" bu adımlar neden; bizlere de anlatsalar da, anlasak!.. Ve de bu işi yapanlar haklı ise, özür dileyerek, onları alkışlasak!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.