“Yenilmez Armada”; ülkemize “1911 yılında ‘şube kurarak’ kulüpler bazında basketbolu ilk defa getiren” Galatasaray’ın 1950’li, 60’lı yıllardaki takımlarına “verilen unvandır!”
İstanbul Erkekler Ligi’nde 15 şampiyonluk, Türkiye Erkekler Basketbol Şampiyonalarında 11 şampiyonluk; Galatasaray Basketbol takımlarına “yenilmez armada” unvanını “haklı olarak” verdirmiştir.
Mesela, “Yenilmez Armada tarihinden” bir yaprak; 15 Ocak 1950’de Ali Uras, Hüseyin Öztürk, Yalçın Granit, Erdoğan Partener, Ertem Göreç, Ayhan Öz ve Yılmaz Gündüzlü “Yenilmez Armada” Fenerbahçe’yi 105-39 mağlup etmişti.
“Yenilmez Armada” ile bilgiler, Galatasaray Kulübü Resmî Sitesi’nde bütün teferruatı ile yer almaktadır.
Geliyorum son yıllara ve bugünlere… Galatasaray Televizyonu, “şampiyonlukları, kupaları unutan, salonlardaki, TV başındaki taraftarları “başları eğik bırakan” bugünün Galatasaray Basketbol Takımlarına “hâlâ ‘YENİLMEZ ARMADA’ demekte” inat ve ısrar ediyor.
Mesela… 30 maçlık 2022-23 sezonu ligini 14 galibiyet / 16 mağlubiyet ve “eksi 19 genel averajla bitiren” ve “play-off’lara ‘zar zor kalan’ Galatasaray Erkek Basketbol Takımı’nın, ben bu satırları yazıp gazeteme gönderdikten sekiz saat sonra lig sürecini ‘birinci olarak bitiren’ Türk Telekom karşısında play-off’un ilk maçında ‘nasıl bir sonuç aldığını’ elbette bilmiyorum… Ama “farklı bir mağlubiyetin alınacağını” tahmin ediyorum; herhalde Türk Telekom iki maçta Galatasaray’ı eleyecektir!..
Bugünün “Galatasaray’a sevdalanmış gençleri, “Yenilmez Armada unvanı, bu unvanın kutsallığının zedeleyerek ‘bugünün durumu ortada olan’ bir takıma verilmesi” yüzünden anlamakta zorluk çekmekte, dahası herhalde anlayamamaktadırlar...
Galatasaray yönetimi, “bu hatanın sürdürülmesini” hemen sona erdirmeli ve “Yenilmez Armada” Galatasaray tarihindeki yerini “yıpratılmadan, küçük düşürülmeden” muhafaza etmelidir...
Bilinmelidir ki, Galatasaray tarihi, Dursun Başkan ile vekili Erden Timur’a acil bir görev yükleyerek “basketboldaki bugünkü acı bir tabloyu” reddediyor… Hele ki, “bir zamanların ‘kutsal’ Yenilmez Armada unvanının Galatasaray TV’de ‘sıradanlığa dönüştürülmesini’ kabul etmesi” hiç mümkün değil…
Altını çiziyorum; görevinizi yaparak, Galatasaray tarihine borcunuzu ödeyiniz!..
Dünkü “Okan Hoca’ma hatırlaması dileklerimle” başlıklı yazımda şu paragraflar vardı:
“Galatasaray, Ankaragücü’nü yenerse şampiyonluğunu ilan edecek, yoksa… “Şampiyon” Galatasaray’ın sahasında oynanacak Fenerbahçe maçında belli olacak.
‘Fenerbahçe’nin ikramlarıyla’ haftalardır ‘5 puan farkla Süper Lig’in sahada oynanacak son iki maçına gelen’ Galatasaray, kim ne derse desin, kim ne yazarsa yazsın; ‘kazandığı son maçlarda’ iyi oynamadı...
Bu ‘iyi oynayamamanın adı’ da, futbol ulemamız tarafından ‘kontrollü, temkinli futbol’ olarak kondu… ‘Kontrollü, temkinli oynandığı’ için mi, Oliveira’ların, Mertens’lerin, Rashica’ların sahada kendileri var, futbolları yoktu.
Ankaragücü ‘son haftalarda karşılaşılan takımların hepsinden daha güçlü, daha sert ve daha iyi oynayan’ bir takım… Öyle ‘temkinli, kontrollü futbol ile durdurulabilecek’ bir takım değil…
Galatasaraylılardan bu yazımla ilgili birkaç mail aldım; özetle “Ankaragücü’nü gözünde fazla büyütmüşsün” diyorlardı.
Sarı kırmızıya gönül vermiş bir spor insanı olarak “Galatasaray’ın alamadığına üzüldüğüm” futbolculardan biri idi, Ergun Öztuna…
Puşkaşlı Macar Millî Takımı’nın 1956 Şubatında Türkiye’ye geldiği günlerdi, İstanbul’daki millî maçtan önce, Ankara ve İzmir karmaları ile maçlar yapmıştı, Macarlar. 8-1 kazandıkları İzmir maçından sonra Macar takımının kaptanı Puşkaş’a gazeteciler sormuşlardı; “İzmir takımından kimi beğendiniz” diye… O da o zaman 19 yaşında olan Ergun Öztuna’yı, “namı diğer Puşkaş Ergun’u” işaret etmişti.
Büyük ve örnek bir futbolcuydu; mekânı cennet olsun, nurlar içinde yatsın…
Erden Timur’a soru: Fenerbahçe’de “Ada Güler’in geleceği konusunda tereddütlerin arttığı, genç yıldızın durumunun belirlenemediği, bu sebeple arayış içinde olduğu” yolundaki haberler yoğunlaşırken…
Acaba ve mesela “neden” Avrupalarda “dünya yıldızları arayıp, yüksek bonservis bedelleri ödemeyi göze alan” Galatasaray, “yılın değil yüzyılın ülke içi transferi olarak” Arda Güler’e talip olmuyor?..
At martini Debreli Recep, dağlar inlesin!” misali transfer haberleriyle dolu spor sayfalarımıza bu sansasyonel haber de yakışmaz mı?..