Yılın olayı!..

Hazin bir öykü!.. Vurdumduymazlık. Menfaat çatışmaları. Beceriksizlik. Kavga. Şiddet. Misyondan kopuş. Vizyonsuz yöneticiler. Bir araya gelemeyen camia. Seyreden koca bir şehir!.. Ve acı son; "koca" Göztepe, "amatör lige düştü!.." İşte "böyle" düştü!.. Göztepe Türk futbolunda "Avrupa etiketli" bir marka idi!... Avrupa kupalarında "çeyrek final ve yarı final oynayan" ilk Türk takımı idi!.. İzmir şampiyonlukları. Türkiye kupaları. Cumhurbaşkanlığı kupaları!.. İstanbul'un üç büyüklerine kafa tutan bir takım!.. Adım adım, göz göre göre, "Gitti, gidiyor" denile denile amatörlüğe kadar geldi, getirildi ve düştü, düşürüldü; tam bir dram!.. Elbette, "bu hazin sonun sorumlusu" sadece "bugünkü yönetim" değildir!.. Elbette, "bu hazin sonun sorumlusu" yediden yetmişe bütün Göztepelilerdir, dünün yönetimlerinden bugünün taraftarına kadar!... Bir zamanlar Göztepe'yi başarıdan başarıya koşturan "camianın büyüklerinden bugün yaşayanlar" bile "bu hazin sonun sorumluları" arasındadırlar!.. "Şiddet düşkünü" bir avuç holiganın peşinden sürüklenen Göztepe taraftarı da "düşüşün sorumluları", hatta "baş sorumluları" arasındadır!.. Göztepe tribünlerine çöreklenen şiddet, sarı-kırmızılı ekibi "antipatik" hâle getirmiş, rakip futbolculardan, hakemlere, hatta İzmirlilere kadar "çok kişi" Göztepe'ye "acımaz" hâle gelmiş, "İyi ki düştüler" diyenlerin sayısı on binleri bulmuştur!.. Çok Göztepeli de "tribünlere şiddet ve küfrün hakim olmasıyla, hatta spora kanın bulaştırılmasıyla maçlardan, camiadan kopmuş", spor sayfalarında "giderek küçülen Göztepe haber ve yazılarını bile okumaz" duruma gelmiştir!.. Şiddetin, terörün ve küfrün bir takımı, bir kulübü "nasıl etkilediğini gösteren" en acı örneklerden biridir; Göztepe olayı!.. "Tribünlere hakim olan" bir avuç holiganın genel kurullara ve yönetimlere kadar uzanan baskısı, elbette "futbolcular üzerinde de yıkıcı bir baskı oluşturmuş" ve futbolcular "bu stres altında" normal futbollarının yanına bile yaklaşamamışlardır!.. Kulüp bir tarafta, dernek öte tarafta, şirket beri tarafta, "borç batağı" her tarafta, holiganlar yakın tarafta, camia uzak tarafta, taraftar şaşkın tarafta, yönetim misyonsuz ve vizyonsuz tarafta, medya karşı tarafta, İzmir "vurdumduymaz" tarafta ve işte "Göztepe böyle gitti, gider!.." Hey gidi koca Göztepe hey!... "Başkanlar" Fehmi Simsaroğlu'ların, Şevket Filibeli'lerin, Özdemir Arnas'ların, "büyük hoca" Adnan Süvari'nin ve "koca kaptan" Gürsel Aksel'in kemikleri mezarlarında nasıl da sızlıyordur!.. Ve de elbette "sarı-Kırmızılı" bayrağı "başarıdan başarıya koşturan" aramızdan ayrılmış onca başkanın, yöneticinin, hocanın ve futbolcunun da!.. Evet, Türkiye'de hiçbir "sportif" olay, "yılın olayı" olarak "Göztepe'nin amatör lige düşüş" olayının yerini alamaz!.. Bu düşüş, "sadece" futbol olayı değildir!.. Bu olay, evet spor olayıdır, futbol olayıdır ama en az onlar kadar "toplumsal" bir olaydır, "kentsel" bir olaydır, "kültürel" bir olaydır, "güvenlik" olayıdır, "ekonomik" olaydır; kısaca "insan hayatını yönlendiren" her türlü olaydan "önemli bir husus ve sebep" bu hazin düşüş öyküsünün içinde vardır; hatta siyaset bile!.. Ey benim sporseverim, ey benim futbolseverim, şöyle bir bakın "ulusal" spor sayfalarına ve TV ekranlarına, "82 yıllık" Göztepe'nin "amatörlüğe düşüşü" konusunda "birkaç" yazı ve yorum var mı, "bir" program yapıldı mı, hatta "doğru dürüst" bir haber okudunuz mu?.. İşte "öykünün en hazin taraflarından biri" de bu!.. Göztepe'nin amatörlüğe düşüşü, "Nobre'nin baldır adalesindeki ödem" kadar bile "önemli değil" benim spor medyam için; yazıklar olsun!.. Göztepe'nin dramı, bütün İzmir kulüplerine ders olmalı!... Hâlâ "küçük olsun benim olsun" diyen yöneticilerin ve camia önderlerinin elinde "bilinen ve görünen" bir meçhûle(!) doğru sürüklenen İzmir futbolu, "misyonu ve vizyonu olan" yöneticiler ve önderler bekliyor!.. Yoksa, bugün Göztepe, acaba yarın "sıra" kimde?..