Futbol Federasyonu'na ve onun başkanına "kurulmak istenen" kumpas, tam bir fiyasko ile sonuçlandı!.. Halûk Ulusoy'un "kellesini almak isteyenler" cephesinin, "Futbol Federasyonu Mâli Genel Kurulu gündemine seçim maddesi koydurmak" ve böylece "Ulusoy'un yerine bir başkasını getirmek" hevesleri kursaklarında kaldı!.. Spor sayfalarının "belirli bir kişiye ve kulübe endeksli" köşelerinde ve TV spor ekranlarının "belirli kişi ve merkezlerden yayılan" maksatlı söylentileri "gerçek zanneden" yorumcularının "ciddi ciddi" tartışmalarında "Seçim yapılacak ve Ulusoy koltuktan indirilecek" iddialarını okudukça ve dinledikçe, kahkahalarla gülmekten kendimi alamıyordum!.. "Tertiplenmek istenen" tertibin fiyasko ile biteceği ortada idi, ama hâlâ "büyüsü bozulmuş, kendi derdine düşmüş" bazı zat-ı muhteremlerin "spor medyamızdaki adamları", hiç yüzleri kızarmadan "aynı havayı basmaya" devam ediyorlardı; püfff!.. Açıkça görüldü ki; "eski çamlar bardak oldu", futbol camiasında artık "aklı başında olan" hiç kimse "o" merkez ile ilgilenmeyecek bile!.. Türk futbolunda "güç dengeleri" çok değişti; "emir kulları" azaldı; üstelik "emir verecek olan" kulüpçünün de, gücü "tartışılır" hâle geldi; yakında esamisi bile okunmazsa, şaşmayın!.. Aslında "federasyonla ilgili başka konuları" yazacaktım, nerelere geldim!.. Madde bir; Türk Futbol camiası, FIFA Tahkim kurulu'nun "ceza indirimi ile sonuçlanan" gayret ve çalışma sürecinde "büyük iş yapmıştır"; başta Halûk Ulusoy, Şenes Erzik ve Kemal Kapulluoğlu olmak üzere, "emeği geçen" herkese teşekkür ederim. Ulusoy'u, "Blatter'in elini öptü" yaygaraları ile karalamak isteyenlerin ve yerden yere vuranların bilmem ki şimdi vicdanları sızlıyor mu; onu da sormak hakkımız!.. İki; Halûk Ulusoy, genel kurulda söylediğini yapar da, "eski hakemlerin her hafta sonu saatlerce hakem hataları konusunda yaptıkları çoğu acımasız ve haksız programları", RTÜK nezdinde "kısıtlatır" ve "normal" bir hâle getirebilirse, en az "FIFA Tahkim Kurulu'ndaki başarı" kadar, bir başarının, belki de "daha büyüğünün" altına imza atmış olacaktır!.. Defalarca yazdım; Bu programlar, "hakemlerimize güvenin yok olmasına yol açarak", tribündeki ve tribün dışındaki şiddetin "bir numaralı tetikleyicisi olmakta", kulüpleri, yöneticilerini, teknik adamları, futbolcuları birbirine düşürmektedir!.. Dünya Kupası finallerindeki "hakem hataları", bizim hakemlerimizin "ne kadar haksız bir şekilde hırpalandıklarının" en iyi göstergesi olmuştur, olmaktadır!.. Ulusoy ve ekibi, RTÜK'te mutlaka "olumlu" bir sonuç almalıdır, almalıdır ki; hakemlerimiz biraz rahat nefes alsın, kendilerine güvenleri artsın, tahrik bitsin, taraftarın, yöneticilerin, teknik adamların "gözleri" de, hakemlerden başka taraflara bakmaya başlasın!.. Birkaç eski hakemin "reyting uğruna" Türk futbolunu getirdikleri nokta, yürekler acısıdır!.. Bunlara mutlaka "dur" denilmelidir!.. Yeni sezonda "şiddetin asgariye indirilmesi isteniyor" ise, "ilk yapılması gereken" iş budur!.. Gerisi, arkadan gelir!..