Yönetmelik okumayanlar!..

A -
A +

"Eskiden", kulüp yöneticileri de, teknik direktörler de yaptıkları "sportif görevler ile ilgili" mevzuatı, kanunları, yönetmelikleri, tüzükleri "az çok" bilirlerdi!.. En azından "gerektiğinde bakmak, okumak ve anlamak üzere", ellerinin altında bulundururlardı!.. Şimdikilerinin çoğu "bu konularda zır cahil!.." "Zır cahil oldukları gibi", açıp da "kanunlara, yönetmeliklere, tüzüklere,geçmişteki uygulamaları yazan kitapçıklara bakmayacak kadar" da tembeller!.. Sadece onlar mı? Onlarla her gün temas halinde olan, "bu görev için" kendilerine maaş ya da telif faslından "para ödenen" ve ëmuhabir-yazar-yorumcu-spor servisi sorumlusu-şefi-müdürüí "unvanı verilen" kişilerin "büyük çoğunluğu" da, aynı durumda!.. Hem "mevzuatı bilmiyorlar", hem de "gerektiğinde açıp bakmak için, kanunları, tüzükleri, yönetmelikleri çekmecelerinde, kitaplıklarında bulundurmuyorlar!.." Ya da "çok daha kötüsü", bu mevzuatla ilgili kitapçıklar kitaplıklarında bulunuyor da "bu kitapçıklara uzanıp, birkaç dakika bakacak kadar" işlerini ciddiye almıyorlar!. Bir yaygaradır gidiyor!.. "Bu ülkede herkes haddini ve hakkını bilmek durumunda iken", İstanbulíun Üç Büyüklerinin yöneticileri, teknik adamları, hatta futbolcuları her defasında ve hem de pervasızca, "sporun bütün yönetmeliklerini paspas etme hakkına sahip olduklarını ve kimsenin kendilerine hesap soramayacağını sandıkları içindir" ki, Futbol Disiplin Kuruluínun "hak ettikleri cezanın en azını verdiği bir olayda bile", medyadaki goygoycularının desteğinde kıyameti koparmağa devam ediyor!. Neymiş; "bu ülkede hak arama, yapılan bir uygulamayı eleştirme hürriyeti ve hakkı yok mu imiş!.." Bu ülkede "bu hürriyet de, bu hak da var!.." Hatta, "haddinden fazlası var!.." Buna da kimsenin bir şey dediği ve diyeceği yok!. Amma,bir gerçek daha var; "bu hak kullanılırken", bu ülkede kimseye ama kimseye "başkalarına ve daha da önemlisi kurumlara hakaret etme hakkı ve imtiyazı verilmemiştir, verilemez!." "Adam gibi" eleştiri yaparsın, konuşursun, kimse de "gık" diyemez!. Ama "hakaret edersen", ağzından çıkanı kulağın duymazsa, meydan okursan, elbette "bir hukuk devletinde, kanunlar, yönetmelikler, tüzükler yürürlüğe girer" ve "hak ettiğin cezayı alır oturursun", hem kendini, hem de taşıdığın etiketi küçük düşürürsün!. Hele hele biri çıkıp demiyor mu ki; "mahkemeye vereceğim!." Hem suçlu, hem güçlü!.. Bir defa, kulübünün , Federasyona ve Spor Teşkilatıína "kulübünü tescil için, takımının liglerde oynaması için verdiği belgeleri" bile okumamış!.. Onlarda "Federasyonların ve kurullarının verdiği kararların itiraz mercilerinin nereleri olduğu" çok açık yazılıdır; nelerin yapılabileceği ve yapılamayacağı da!. "Federasyonun ve kurullarının sportif konularda verecekleri kararlarla ilgili olarak yargıya gidilip gidilmeyeceği, gidilirse nasıl olacağı, nelerin olacağı" da bu belgelerde yazılıdır!. "Hakaret eden" ve bu hakaretlerinin karşılığında, "yönetmeliklerde açık açık yazılı olan cezaları alanın", kalkıp "bana hakaret ettiler" diye mahkemeye gitmesine, bıraktım spor yönetmeliklerini, mahkeme hakimi ne der, tahmin zor değil!. Kulüplerimizin şanssızlığı burada!..Hem de "büyük" unvanlı kulüplerimizin!. Medyamızın ve medya okuyucu ve izleyicilerinin şanssızlığı da "bu şekilde konuşan" ve "mevzuattan habersiz olduklarını gösteren" yöneticilerle her gün beraber olan "spor yazarı ve yorumcuların" ceplerinden "ilgili yönetmelikleri çıkarıp", onlara şunları bile söyleyememelerine ve yazmamalarına, bilmem ki ne demeli?. "İşte yönetmelikler.. Şu yönetmeliğin şu maddesine göre hakaretten işlem yapılmış.. Eleştiri yaptığınız için değil!..Meydan okumaya devam ederseniz, şu maddeye göre cezalar artarak devam eder!. Sporu yöneten kurumları, onların hükmi ve manevi şahsiyetlerini korumak için konulan bu hükümleri sizler bile bile ve göz göre çiğnerseniz, bu ülkede sağlıklı spor yapılabilir mi? Bu yönetmelikleri bilmiyor, okumuyor musunuz? Spor teşkilatını, federasyonları yok sayarsanız, siz ve kulüpleriniz nasıl var olursunuz? Sizler böyle yapar, sizler taraftarı böyle tahrik ederseniz, bu ülkede huzur içinde ve terörsüz spor yapılabilir mi?" Federasyonu ve onun yetkili kurullarını kutluyorum; hiç kimse "kendini sporun kanunlarının, yönetmeliklerinin üzerinde göremez!." Görmeye kalkanlar olursa, "kim olurlarsa olsunlar", haklarında hak ettikleri işlem yapılmalıdır, yapılmıştır, yapılmaya da devam edilmelidir!. Fenerbahçe de, Galatasaray da, Beşiktaş da "Spor Teşkilatıína, federasyonlara, kurullarına, kanunlara, yönetmeliklere saygı göstermek" zorunda ve durumundadırlar!. Onların başkanları, yöneticileri, teknik adamları ve futbolcuları da "hadlerini bilmek durumundadırlar!." Futbol Federasyonunun ve kurullarının, "Türkiyeíde futbolu yönetme hakkının, Anayasa korumasındaki kanun ve yönetmeliklerle tescil edildiğinin" de kimse tarafından unutulmaması şarttır!. "Unutanlar olursa", onlara bugün olduğu gibi, "kanun ve yönetmeliklerde yazıldığı şekilde" hatırlatma yapılır, yapılmaya da devam edilecektir!. "Biz büyüğüz, istediğimizi yapar, istediğimizi söyler, istediğimiz kişiye ve kuruma istediğimiz gibi hakaret ederiz, bize kimse bir şey yapamaz, yaparlarsa da tanımayız" zihniyetiyle hareket etmek "Türk Sporuna orman kanunlarını monte etmeye kalkışmaktır!." Buna izin verilemez, verilmeyecektir de!.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.