Bir tarafta, her şeyi yüzüne gözüne bulaştırmış, "Galatasaray'ın itibarını içte ve dışta beş paralık etmiş" bir yönetim ve onun "ne yaptığını, ne yapacağını bilmez hâlde, o koltukta hâlâ oturmaya devam eden", ondan da öte "bir dönem daha oturmak için" hazırlık yapan Başkan'ı!.. Öte yanda, "bu yönetimi bu hâle düşürmek için daha dün olağanüstü yetki Genel Kurulu'nda her şeyi yapan" ve şimdi de "lüks" otellerdeki toplantılarda kahkahalarla gülüp sohbet ederek, "Genel Kurul'a kadar yönetime her türlü desteği vermek" kararı aldıklarını açıklayan muhalefet!.. Beri yanda, "Türk iş aleminin en kalantorları arasında yer aldıkları" bilinen ve de "Galatasaray'ın akil adamları" da denilen ama "Galatasaray gibi bir camia için" çok rahatlıkla "nohut - çekirdek parası" diyebileceğimiz "3-5 milyon doların bulunup futbolculara dağıtılamadığı, Galatasaray'ın çeklerinin karşılıksız çıktığı, yabancı futbolcuların çekip gitme tehdidi ile Galatasaraylı yöneticilerle kedi - fare oyunu oynadığı" bir tablo içinde, "çözüm yolu bulmayı, taaa nisan ayına ertelenmeyi tavsiye eden" ve hatta "bazılarının" da, bu oyalama oyununun "başına geçtiği" büyük adamlar!.. Çıkıp da, "Arkadaşlar, ayıp oluyor, bunca adamız, şu futbolcuların problemini hemen çözelim de, koca Galatasaray, koca camia ve anlı - şanlı bizler daha fazla dünya âleme rezil olmayalım. Adnan Polat'ın formülünü hemen ve bizlerden başlayarak hayata geçirelim, bir yılbaşı tatili için Uzak Doğu gezilerinde harcadığımız para kadar bir parayı, 100'er bin doları koyalım ortaya, bitsin bu rezalet" demiyorlar, diyemiyorlar!.. Futbolculara yalvarıyorlar!.. "Lüks otellerde toplanıp" birer kadeh atıyorlar ve palavralar sıkıyorlar!.. "Yol göstermeye" devam ediyorlar!.. Ama Galatasaray'ın "bugünkü meselesi" bunlar değil ki!.. "Yerine getirilmeyen sözler verile verile artık Galatasaray'ın imajını pas pas edecek hâle gelmiş" olan futbolcu alacakları!.. Hemen ama hemen "bu meselenin çözülmesi" gerek!.. Yani, "Odada perdeler tutuşmuş, iki kova suyla ya da ateş söndürme tüpüyle işi bitirmek mümkün", yönetimiyle, muhalefetiyle, akil adamlarıyla tartışıp duruyorlar; "İtfaiyeyi Şişli Belediyesi'nden mi çağıralım, yoksa Beşiktaş Belediyesi'nden mi?.." Kaç para dağıtılacak futbolculara; bilemediniz 5 - 6 milyon dolar!.. 100'er bin dolar verecek 60 kişi bulunsa, (ki, o akil adamların, o muhalefet toplantılarına katılanların, o yönetim kurullarında bulunanların sayısı 60'ı kat kat aşıyor) mesele hâlledilecek ve koca Galatasaray "Fenerbahçe medyasının kışkırttığı, tahrik ve teşvik ettiği, mizah ve alay konusu yaptığı" ve nihayet "Acıların kulübü" hâline getirdiği "bu feci görüntüden" hemen kurtulacak; ama nerde o feraset, o letâfet?.. Hemen hemen hepiniz, "alacaklarını isteyen" futbolculara dersiniz ki ya da "diyerek" geldiniz ki: "Galatasaray'da kimsenin parası kalmaz!.." Eee, eğer "Geri alamam" korkusu ile elinizi cebinize atmıyorsanız; ayıp!.. "Böyle" bir düşünceniz yoksa (İnanıyorum ki, çoğunuzun aklından geçmez) ve hâlâ "seyirci kalmaya devam ediyorsanız"; bu, çok daha ayıp!.. Soruyorum: Hiç mi yüzünüz kızarmıyor?. . Sizler nasıl Galatasaraylısınız?.. İçinizden pek çoğu, "geçmişte olduğu gibi", yarınlarda da "bu kulübün başkanlığı dahil, yönetimlerine, denetim ve disiplin kurullarına aday olacaksınız" ve hepiniz bu kulübün "Divan Kurulu üyelerisiniz"; bu kulüp "sadece" Özhan Canaydın'ın kulübü mü; "bu rezil tabloyu hemen ortadan kaldırmak" sadece ona mı düşüyor?.. "O beceremedi" ve "iş bu hâle geldi"; neden "çözüm için" atılması gerekli olan, hem de sizler için "çok kolay olan" adımı atmıyorsunuz?.. Marttaki Genel Kurul'da "Galatasaray'ın yönetim, denetim, disiplin kurullarına hangi yüzle aday olacaksınız?.." Dahası; "Başına geçeceğiniz kulübün, daha ne kadar rezil olmasını" istiyor ve bekliyorsunuz?..