İnter maçı gösterdi ki, Fenerbahçe'nin, "Zico'suz" değil, "medyasız" bir Fenerbahçe'ye ihtiyacı var!.. Geldiğinden beri "Zico ile uğraşan" bir Fenerbahçe medyası var, buna rağmen Zico, Fenerbahçe'yi 100'üncü yılında şampiyon yaptı ve "Avrupa Kupaları'nda da en başarılı sonuçları alan" teknik direktör oldu!.. Çarşamba gecesi, "o müthiş futbolu oynayan" Fenerbahçe'yi "her Türk'ün iftihar edeceği ve ettiği" o "mükemmel" takımı organize eden, sahaya süren ve İnter gibi bir İtalya, pardon "Avrupa Devi" önünde, maçı "kedi - fare gösterisi" hâline dönüştüren kimdir?.. Düşünün, Zico "Fenerbahçe medyası tarafından biraz desteklense" ve de "dayanılamayacak olumsuz baskıyı hissetmese", Fenerbahçe'nin futbolu bugün nerelerde olacaktı?.. Galatasaraylılar'ın "Feldkamp'a verdikleri zamanın, gösterdikleri müsamahanın ve arkasına koydukları desteğin yarısını", Fenerbahçe medyası Zico ile "buluşturabilseydi", Zico da, takımı da bugün hem Türkiye'de, hem Avrupa'da çok başka yerlerde olurlardı!.. "Zico'ya futbol öğretmeye kalkan" kafalar, ne yazık ki taaa "1960'lı, 70'li yıllardan beri" var!.. Şöyle bir bakın "o yıllardan bu yana, Fenerbahçe'ye ne hocalar gelmiş, ne başarılar kazanmışlar" ama "kendilerini bir türlü bu Fenerbahçe medyasına beğendirememişler" ve sonrasında "arkalarına teneke bağlanarak" kovalanmışlar ya da "arkalarına bakmadan" kaçmışlar!.. Brezilya Milli Takımı'nın, Hollanda Milli Takımı'nın, Almanya Milli Takımı'n ın, Yugoslavya Milli Takımı'nın, Avrupa'nın en büyük takımlarının hocalıklarını yapan "nice" anlı ve de şanlı, hepsinden öteye "hoca gibi hoca" olan nice teknik direktör; say say bitmez!.. Benim "Fenerbahçe medyam", bu adamlara "futbol dersi" vere vere, onlara "futbol öğretme" hevesi içinde ve "bu medya baskısına boyun eğen" yöneticilerle el ele verip, tam bir "hoca kıyıcısı kulüp" hâline getirmişlerdir, Fenerbahçe'yi!.. Teşekkürler Zico!.. 90 dakika TV karşısında mest oldum, maçın bitmesini istemedim!.. Türkiye şampiyonu, "gruptaki rakiplerinin de ülkelerinin şampiyonu olması" sebebiyle, "Şampiyonlar Grubu" diye adlandırılan grubun "tartışmasız ve açık ara birincisi olarak görülen" İnter'i, İtalya'ya "yarım düzine golle" uğurlamadı ise, İnter "bunu", öncelikle şansına, sonra kalecisine ve de Fenerbahçe santrforu Kezman'a borçludur!.. Ve Fenerbahçe medyasına bir fiske daha: İlk maçına çıktığı haftadan beri yerden yere vurduğunuz Deivid'i gördünüz mü?.. "Son haftalardaki mükemmel futbolunu" izliyor musunuz?.. Neden "özür dileyip" açık açık "Biz yanılmışız" demiyorsunuz?.. Onu, "hiç alışma ve uyum süresi tanımadan" insafsızca ve izansızca eleştirilerle "ne hâle getirdiğiniz" ortada idi!.. Zico'yu da "onu bırakmadığı ve oynattığı için" yerden yere vurdunuz, sonunda kim haklı çıktı?.. Geldiğinden beri belki de "ilk defa" bir "büyük ve çok önemli"maçta, "harika bir takım lideri" olarak gördüğümüz Alex'in o muhteşem atağı sonunda yaptığı kavisli ortaya uçarak attığı "seyrine doyulmayan" voleyle İnter doksanına astığı top, çok uzun yıllar unutulmayacak ve hatırlanacak "jeneriklik" bir gol gösterisi oldu; o gece kaç kanalda kaç defa seyrettim bilmiyorum; ama doyamadım!.. Bilmem ki, Fenerbahçe'de "Zico'ya ve Deivid'e takmış" Fenerbahçe medyasının "ustası, kalfası, çırağı" olan sevgili kardeşlerim "sizler" doyabildiniz mi?.. Yeter artık, biraz susun, bırakın Zico ve takımı "rahat nefes alsın!.." Özgüvenleri için "İnter maçı" kaynak ve başlangıç olsun!.. Destek vermeseniz bile köstek olmayın!.. Ve de "Fenerbahçeli'nin, Fenerbahçe'liye akrep etmez ettiğini" sözünü doğrulatacak "kisvenizi" atın; atın da "tuttuğunuz takım" Türkiye Ligi'nde de Şampiyonlar Ligi'nde de "hak ettiği yer için" rahat, özgüvenli, coşkulu bir mücadele yapsın!..