Zor belâ !

G. Saray'ın Göztepe önünde oynadığı futbolu gördükten sonra ilk düşündüğüm şey şu oldu: "Bu takım nasıl şampiyon olur?" Daha sonra kendi kendime söylendim: "Olursa da Türk futboluna yazık olur!" İlk yarıda korkudan kabuğundan çıkamayan Göztepe önünde rakibinin kademe hatalarıyla net gol pozisyonlarına giren ama Lukunku'nun inanılmaz beceriksizliğiyle goller kaçıran G.Saray defansında verdiği açıklarla taraftarlarının yüreğini ağzına getirirken; orta sahada da kolay top yapamamanın sıkıntısını çekti. Ümit Karan'ın da artistik vuruşlarla gol atma sevdasına Baliç'in kötü orta ve çalım gösterisiyle adeta Hasan Şaş'la#ması sarı-kırmızılıların maçı ve 3 puanı kurtarmasının önündeki en büyük engellerdi. İkinci yarıda Göztepe, G.Saray'ın üzerine gelmeye başlayınca; sarı-kırmızılı defans zor anlar yaşadı. Revivo ve Ümit Davala'nın oyuna alınması G.Saray'a ne futbol zenginliği, ne bol gol pozisyonu getirdi!. Tartışmalı bir penaltı pozisyonundan Ümit Davala çok kötü bir vuruşla faydalanamazken, golcü Ümit'in de kaçırdığı fırsat, G.Saray'ın bu maçta gol atamayacağının işareti gibiydi. Ne var ki; Göztepe'nin yararlanamadığı iki net pozisyondan sonra Revivo - Lukunku anlaşması ve sahanın en beceriksiz ayağının attığı gol, G.Saray'ı şampiyonluk yarışında Beşiktaş'ın çok gerisine düşmekten kurtaracak gibiydi. Ne var ki; golü yiyen Göztepe, bütün hatlarıyla G.Saray kalesine yüklendi. Ve her an verdiği puanların birini geri alacak pozisyonlara girdi. Bunlarda Mondragon hem mahir, hem de şanslıydı. Göztepe ise mağlubiyeti hek etmeyecek bir mücadele ve direniş örneği verdi. İlyas Tüfekçi'nin takıma katkısı belli oluyordu. Ve nerede ise, G.Saray'a çelme takacak Beşiktaşlı bazı meslektaşlarına İzmir Atatürk Stadı'ndan selam yollayacaktı! Hakem Musa Eryılmaz kararlarında mütereddit, disiplin kurmada zayıf kaldı. Göztepe seyircisinin ilk yarının uzun bir süresinde yaptığı çok çirkin tezahüratı da duymamazlıktan gelerek, puanını düşürdü.