Zorbalık!..

A -
A +
Ortada Anayasa'nın 48 ve 49'uncu maddeleri var, ortada 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 11 ve 12'inci maddeleri dahil, "iş güvencesi ile ilgili" onca maddesi var, dahası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin  futbol, basketbol başta, "bütün profesyonel sporcuları ilgilendiren" ünlü "Bosman Kararları" var, ama gelin görün ki, Türkiye'de de "bütün bunları yok sayan" uygulamalar ve "bunları seyreden" yetkililer, ilgililer ve federasyonlar var!..
Futbolcuya kulübü, "sözleşmesinin bitimine aylar kala" çağrı yapıyor; "Gel masaya oturup, uzatalım!.."
Bu çağrı karşısında, futbolcunun yapacağı "üç şey" vardır; 
1- Gelip masaya oturmak ve anlaşarak sözleşmesini uzatmak
2- Gelip masaya oturmak ve uzlaşma olmaz ve futbolcunun "Evet" diyeceği şartları, kulüp kabul etmezse, "sözleşme imzalamadan" masadan kalkmak, 
3- Çağrıya, "Ben artık kulübümüzde spor hayatıma devam etmek istemiyorum, sözleşmem 31 Mayısta bitiyor, ayrılacağım" demek!..  
"Anlaşma olur, sözleşme uzatılırsa", mesele yok!..
"Anlaşma olmaz", kulüp de "ayrılışı kabul eder" ve futbolcuya anlayış gösterirse, "gene" mesele yok!..
Ama, "Vay sen nasıl sözleşmeyi uzatmazsın, ben sana türlü çeşitli bahanelerle  şu kadar para cezası veririm, dahası 31 Mayısa kadar da kadro dışı bırakırım" diye "zorlamaya başlarsa", işte orada duralım!..
Bu zorlama, "Anayasa'ya da, iş güvenliğine de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına da aykırı" değil midir?..
"Sözleşme 31 Mayısa kadar süreli ise, (-ki, Futbol Federasyonu'nun "Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transfer Talimatına göre öyle olmak zorundadır), kulüp "tek taraflı olarak" ve ortada "hiçbir haklı sebep yokken", futbolcuyu "böyle haksız bir emrivaki ceza ile nasıl karşı karşıya bırakır", bırakabilir?..
Futbolcu, formda, çıkıyor sahaya hocasının verdiği görevleri yapıyor, antrenmanları aksatmıyor, peki, "neden" maç başı ücretlerinden, primlerden ve oynamaktan mahrum ediliyor?..
"Başka kulüplere gitmek isteyip" de, "böyle zorlamalar sonucu" , transferleri "at pazarlığına dönen" ve "inatlaşma sonunda gidemeyerek, kulüplerinde kalan" onca futbolcunun, "istemeye istemeye kaldıkları" takımlarda ne hâllere düştüğünün, çok değil hemen bir iki sezon sonra, "hatta üstüne para da verilerek" nasıl gönderilebildiklerinin ve de "Oh gitti, kurtulduk" rahatlamalarının acı hikâyeleri, bir çok örneği ile  hâlâ akıllardadır!.. 
Futbolcu kaybetmiştir, kulüp kaybetmiştir, milli takım kaybetmiştir, futbol kaybetmiştir, spor kaybetmiştir; kazanan yoktur!..
Bakınız, "18 yaşından küçükler için 3, büyükler için 5 yıllık sözleşme imkânı var"; kulüp yöneticileri bu süreleri bile kullanmıyor, ama "oyuncular biraz parlayınca, akılları başlarına geliyor" ve de "sözleşme uzatımı için" zorlamalar başlıyor, hem de "insan ve sporcu hakları paspas edilerek!.."
Futbolcu Sendikası yok, Futbolcular Derneği'nin "İsmi var, cismi yok"; ne yapacak futbolcu, hele de "gençse?.."
"Futbol Federasyonu'nu ve kurullarını da seçen" kulüpler canavar gibi; "Ya boyun eğeceksin, ya boyun eğeceksin, yoksa ben seni yerim!.."
"Yetiştirici primini bile doğru dürüst ve dişe dokunur hâle getirememiş olan", dahası "bu açık ve haksız zorlamaları seyreden" Federasyon ne diyor, bu durumda; "Afiyet olsun!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.