Bir Ahmet neleri değiştirdi?

A -
A +
Daha önce de köşemde işlemiştim. 14 yaşında pazarın orta yerinde bıçaklanarak öldürülen Mattia Ahmet Minguzzi kardeşimizin davasının bu hafta ilk duruşması vardı.
 
Sosyal medyada şöyle paylaşımlar gördüm. “Türkiye’de sürekli böyle akran cinayetleriyle gençler, çocuklar öldürülüyor, bu ailenin imkânları iyi galiba gündemde tutuyorlar bu konuyu.”

Bu mesajın alt metni şu, hatta açıktan böyle yazanlar da var. “Tek bir çocuk için neden bu kadar tantana. Çocuklarını kaybeden diğer ailelerin canı can değil mi?”
 
Yasemin Hanım, yani Ahmet’in annesi tam olarak bunu başardı işte. Mahkeme henüz gerçekleşmeden önce konuyu gündemde tutmayı, kamuoyu oluşturmayı başardılar. Sadece annesi değil, babası, teyzesi, anneannesi, Ayşenur ablası. Sonra da bizler, onu tanımayan ama vefatından sonra onu kardeşi, evladı bilen insanlar.
 
Maalesef ülkemizde insanların çok basit sebeplerden ölümlerine alışmış olmak gibi kötü bir hastalığımız oluştu.
 
Ahmet gibi rahmetli olan çocuk ve gençlerimizin anne babaları sessiz kaldığı, “kader”, “takdir-i ilahi”, “Allah verdi Allah aldı” deyip boynunu büktüğü için sokakta kime çatsam, bıçağımı kimin üzerinde test etsem diyen, eğitim ve sevgi görmemiş, toplum zararlısı tipler bu kadar rahat, bu kadar umursamaz.
 
İşte Yasemin Hanım ve ailesi bunu başardı. Bir tek çocuğun canının dünyadaki tüm haberlerden önemli olduğunu tekrar kafalara kazıdı.
 
Şimdi düşünün, Ahmet’i acımasızca katledenler herhangi bir tarihte tahliye olduklarında toplum onlara nasıl bakacak? Köşe bucak kaçacaklar. Herkes arkalarından mırıldanacak. Yaşamak azap hâline gelecek.
 
Ahmet’in ailesi bu katillerin, onların ailelerinin ve onlar gibi kaç tane varsa hepsinin ayarlarını bozdu. “Hani insan canı ucuzdu, hani yaptığımız yanımıza kâr kalırdı?” diye şu an ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.
 
Bu yüzdendir ki mahkeme günü sabahında Ahmet’in mezarını tahrip ettiler. Kırıp döktüler. Bu yüzdendir ki annesine tehdit mesajları gönderdiler. Bu yaptıkları onların nasıl ayarlarının bozulduğunu gösteriyor.
 
Şunu da çok doğru yaptı Ahmet’in ailesi.
 
Her siyasi partinin desteğini aldı, kimseyi ötekileştirmedi, kendi siyasi düşünceleri her neyse sadece o taraftan destek istemedi. Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın makamına da çıktılar, CHP Genel Başkanı Sn. Özgür Özel’i de misafir ettiler.
 
Ve çok şık bir hareket daha yaptılar. Rahmetli Ahmet’in babası Andrea Minguzzi bir İtalyan. Ahmet’in de tahminimce İtalyan pasaportu vardır.
 
Bu konuyu İtalyan kamuoyuna, Avrupa kamuoyuna taşımadılar. Türkiye’ye, Türk Devleti'ne, Türk yargısına güvendiler. En ufak bir meselede hemen ülkesini dünyaya şikâyet eden koca koca adamları görünce bu yaptıklarına saygı duymamak elde değil.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mattia Ahmet Minguzzi'nin ailesiyle görüşmesinin ardından, reşit olmayan çocukların alacağı cezalara yönelik yeni bir düzenleme yapılması talimatı verdi. Bu düzenlemenin bir an önce yapılmasını ve artık gençlerin sokaklarda güven içinde olmasını umut ediyoruz.
 
Benim de şu üç önerim var.
 
1- Suça sürüklenmiş çocuk kavramı değiştirilmeli. Canavarca işlenen suçlarda bu kavram kullanılmamalı.
 
2- TCK’nın 6. maddesinde çocuk tanımındaki “Henüz 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur.” ifadesi 14’e çekilmeli.
 
3- Suç işleyen çocuk aile ihmali nedeniyle suça meylettiyse ailesine de ceza verilmeli.
 

 

BİR GARİP ÇOCUK OYUN ALANI

 
Ankara Etimesgut’da bir AVM’nin çocuk oyun alanına bir özel eğitim öğretmeni Down sendromlu öğrencisini götürüyor. Fakat görevliler çocuğun Down sendromlu olması nedeniyle alamayacaklarını söylüyorlar.
 
Ben videoyu görür görmez AVM yönetimini aradım. Çünkü inanmak istemiyordum. Kesinlikle bir çalışanın işgüzarlığı, bir hata olmalıydı.
 
Görüştüğüm beyefendi gayet rahatlıkla “Çocuğun başka çocuklara zarar verebileceği, kendisinin de zarar görebileceği” gerekçesini açıkladı. Yıkıldım bu cevaba.
 
Down sendromlu çocukların bir başka çocuğa zarar verme oranı normal çocukların 1/100’ünden az.
 
“Öğretmeni de yanında girsin ve çocuğa göz kulak olsun” diyebilirlerdi. Tek başına alamayız diyebilirlerdi. Zaten ne öğretmeni ne de ailesi çocuğunu tek başına bırakmak istemez orada.
 
Sonuç olarak işletme belediye tarafından mühürlendi.
 
Bu da işgüzar, kendi kafasına göre iş yapan işletmelere ders olur umarız.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
İsmail 13 Nisan 2025 16:44

Aklımızdan geçenleri ne güzel anlatmışsınız.3 maddede belirtilenler bir önce yapılmalıdır