Hazır büyüme rakamları düşük gelmişken, hazır dünyada para basmalar ve düşük fonlama devam ediyorken, hazır seçimlerle dolu bir döneme girecekken... Merkez Bankası'nın "gaz" hamlesiyle faizde tarihî düşük seviyelere geriledik. Bundan 13 yıl önce banka mevduatındaki 100 bin TL'nin aylık getirisi 6 bin TL idi... Bugün ise yıllık getiri 6 bin TL oldu! Peki bu durum piyasalara nasıl yansıyacak? Zaten enflasyondan arındırınca uzun süredir "negatif reel getiri" ortamındaydık; bundan sonra getiriler daha da azalacak. Böyle dönemlerde "para biriktirme" eğilimi azalır. Kredilerde büyüme devam eder, borçlanarak tüketim artar. Enflasyonda artış kaçınılmaz hale gelir. İç piyasanın kredi talebini karşılarken "dış kaynak" ihtiyacı artarsa, cari açık üzerinde yukarı yönlü baskı oluşur. Bu senaryo gerçekleşirse, borsanın beklediği "not artışı" beklentisi zayıflayabilir. Çünkü Moody's'in özellikle "cari açık" konusundaki hassasiyetini biliyoruz. Böylece yeniden "sıkılaştırma" politikaları gündeme gelebilir. Yine de "getirisi kalmayan" para riskli varlıklara yönelirse, özellikle kâr realizasyonlarının ardından hisse senetlerine ilginin canlı kalması beklenebilir. Ancak Borsa İstanbul'da 86.700 zirvesi geçilmeden "temkinli duruşa" devam etmek gerekiyor. 84.000 altındaki kapanışlar ise satışları hızlandırabilir!