3.250’nin üzeri problemsiz bölge

A -
A +

Piyasalar son zamanların en hareketli haftasını geride bıraktı. Temmuz ayından itibaren yükseliş trendinde seyreden ve yüzde 50’nin üzerinde prim yapan BİST100’de, ciddi bir kâr realizasyonu yaşandı. Geçen hafta 3.715 zirvesini gördükten sonra düşüşe geçen endekste, en tepe noktadan yüzde 10’un üzerinde değer kaybı görüldü. Ve endeks cuma günü 3.377’den kapandı. Dikkat çekenlere ve beklentilere bakarsak;

- Yükseliş trendi boyunca 5 günlük hareketli ortalama seviyenin üzerinde tutunduğu görülen endeks, son 3 gündür bu noktanın altında kalıyor. Bu anlamda 5 günlük ortalama seviyenin geçtiği 3.450 seviyesi öncelikle takip edilecek. Endeksin tekrar pozitif bölgeye geçmesi için bu noktanın aşılması gerekiyor.

- Destek noktası olarak 22 günlük hareketli ortalamanın bulunduğu 3.250 seviyesi ve 3.228’de oluşan fiyat boşluğu dikkatle izlenmeli. Bu bölge, aynı zamanda 1,8 dolar desteğine de işaret ediyor. Kâr realizasyonu sürecinin bu bölgede karşılanması özellikle büyük önem taşıyor.

- 3.700 puanın üzerinden başlayan satışlarda, dalga boylarının haftanın son işlem gününe doğru kısaldığı görüldü. Hatta bir miktar tepki alımları da gerçekleşti. Buradan, ilk paniğin azaldığını da gözlemliyoruz. Sonuç olarak soluksuz yükselişin düzelmesi de sert oluyor.

Lehimize olanlara bakarsak, enflasyona karşı borsa; konut, otomobil, dolar ve altına göre hâlâ daha iyi getiriyi vadedebilir. Şirket cirolarında artış hızı yavaşlasa da yükseliş devam edecek gibi... Krizdeki Avrupa, Türkiye’ye daha fazla ilgi gösterebilir. Ve döviz bazında değerlemelerin hâlâ düşük olması, borsaya ilgiyi canlı tutabilir.

Aleyhimize olanlara bakarsak; enflasyon yüksek ve enflasyon muhasebesi şirketlerin mali tablolarını etkileyebilir. Cari açık artışta... Dünyadaki yavaşlama, ihracat taleplerine yansıyabilir. CDS risk primi yüksek. Zayıf avro, hesapları bozuyor. Yüksek enerji maliyetleri bizim şirketleri ve enflasyon beklentilerini de rahatsız ediyor.

Bütün bu denklemde; borsada kârlılığı yüksek, borcu az, öz sermayesi artan, döviz geliri olan ve ihracat tarafı sağlam sektör ve hisselere, orta-uzun vadede ve “desteklere çekildikçe” yatırım yapılabilir.

Bankacılık sektörü özelinde yaşanan hızlı hareketler de dikkat çekiyor. Borsadaki satış dalgasının gücünün kırılması, bankalardaki satışların da hızının kesilmesine bağlı. Bu anlamda banka hisselerinin de bir gösterge olarak takip edilmesi gerekiyor.

 

ALTIN NE OLACAK?

 

ABD’de geçen hafta yüzde 8,3 olarak açıklanan ağustos enflasyonunun ardından, ABD Merkez Bankasının “daha şahin” para politikasına geçme riski ile altında da önemli kırılmalar yaşanıyor. Ons altında son 30 aydır “çalışan” 1.680 dolar desteği, 15 Eylül işlemlerinde aşağı yönlü kırıldı. İlk etapta 1.650’li rakamlara kadar geri çekilme yaşandı. Piyasalar, önümüzdeki hafta açıklanacak FED faiz kararına ve Başkan Powell’ın yapacağı konuşmaya odaklandı. FED tarafında 0,75 baz puanlık faiz artışı neredeyse kesinleşti. “100 baz puan olur mu” tartışmaları da yapılıyor. Neticede, yüksek seyreden enflasyon sebebiyle “daha şahin bir FED” fiyatlanıyor. Bu durum, doların güçlü olmasını ve (ons) altın fiyatlarının düşmesini destekliyor. Altın (ons) fiyatlarında artık 1.680-1.700 dolar bandı direnç konumuna geçti. Bu seviyelerin üzerine çıkılmadıkça, yeniden pozitif bölgeye geçmek zor olacak gibi görünüyor. Haber ve veri akışına göre ons altında satışların daha da sertleşmesi hâlinde, anlık da olsa, 1.550 dolara kadar varabilecek bir fiyat düşüşü riski de ihtimal dâhiline girebilir.

Gelişmeler gram altın tarafına da yansıdı. 980 TL’nin altına doğru gerileme görüldü. Dolardan destek bulabilecek gram, ‘ons’a göre daha şanslı. 940-950 TL bandı (şayet görülürse) oldukça fırsat seviyeler olarak öne çıkabilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.