Altın fiyatları gelişmiş ülkelerde devam eden parasal genişlemelere rağmen, önceki reaksiyonlarını gösteremiyor ve yükseliş trendine geri dönemiyor. Bu iş ilk başladığında, Merkez Bankalarının basıp dünyaya saçtığı paraların yüksek enflasyona sebep olacağı bekleniyordu ve piyasalarda paranın değerini korumak için altına hücum yaşanmıştı. Ne var ki bütün teşviklere rağmen reel ekonomide canlanma sağlanamadı ve bugün "altının maması olan" enflasyon tehdidinden söz etmiyoruz. ABD'de yıllık TÜFE 1.5 civarında, yüzde 2 olan hedefin altında... Hem paranın bollaşması hem de enflasyonun düşme eğilimi; Merkez Bankalarının faizleri indirmesi için oldukça uygun bir ortam hazırladı ve şu anda bunu yapıyorlar. Faiz maliyetlerinin düşmesinin de, belli bir dönem sonra borsa şirketlerinin kârlılıklarını artıracağı öngörülüyor. Bu ortamda "şimdilik güvenli limana ihtiyaç yok" diye düşünen piyasanın reaksiyonu da; "altından kaçış, hisse ve tahvillere giriş" şeklinde ortaya çıkıyor. Jeopolitik gerilimler de altını besliyor ancak bu anlamda da görünürde ciddi bir risk yok. Her ne kadar bizim başımızı çok ağrıtsa da, iki yılı aşkın süredir devam eden Suriye meselesi küresel piyasalarda hâlâ Arap Baharı'nın bir uzantısı gibi algılanıyor. Piyasalara dönersek; altın, geçtiğimiz ay yaşadığı sert düşüşün ardından Asya'dan gelen fiziki taleple toparladı ancak yatırım fonları tarafından bu yükseliş de satış fırsatı olarak görüldü. Jeopolitik anlamda Orta Doğu'daki belirsizlikler büyümez ve mevcut ekonomik atmosfer devam ederse; benzer hareketlerin devamı beklenmeli.
Ons, 1525 doların üzerine çıkmadıkça, altının dip arayışını sürdürmesi muhtemel... Aşağıda ise 1320 dolar desteğinin tutması, yeni diplerin görülmemesi açısından önemli... Daha kısa vadede?1485?direnç,?1400 destek olarak takip edilebilir.