Bol ve ucuz para artık problem oldu

A -
A +

Bol ve ucuz para musluğunun vanasını elinde bulunduranlar, kendileri de bugün bir çıkmaza girdiler. "Ne yapsak da bu paraları azaltsak" diye şöyle bir düşündükleri anda piyasalar karışıyor. Sonra "Biraz daha devam edelim" diyerek tansiyonu düşürmeye çalışıyorlar. Öncelikle piyasaları bugüne kadar görülmemiş bir para bolluğuna boğan 3 büyük merkez bankasının son duruşlarını hatırlayalım:

1- ABD Merkez Bankası (FED) geçtiğimiz hafta beklendiği gibi "aylık 85 milyar dolarlık tahvil alımlarına devam" dedi.
2- Japonya Merkez Bankası aylık 60-70 trilyon yen arasında parasal genişlemeyi sürdüreceğini açıkladı.
3- Avrupa Merkez Bankası (ECB), "yüzde 1 faizli ve 3 yıl vadeli" finansman desteğini (LTRO) üçüncü defa gündemine getirdi. Bütün bu operasyonlar 2008 krizinden sonra uygulamaya konan ve hâlâ devam eden tedbirleri içeriyor. "Teorik" olarak hedeflenen şuydu: Para basacağız, bunun faizini sıfıra yakın tutacağız, bireyler bol ve ucuz para ile kredi kullanıp harcama yapacak, KOBİ'ler de aynı şekilde yatırım yapacak, istihdam oluşturacak. Bu şekilde krizi aşacağız. 
Peki "pratik"te ne oldu? Bu kadar tedbirle birçok makro veri bugün 2008'den daha iyi durumda. Ancak daha 2008 öncesine dönemedik. ABD, hedeflediği 6.5'lik işsizlik oranına ulaşamadı. Şu anda 7.1, ancak iş gücüne katılım artarsa bu oranın yine yükselme riski var. Tarım Dışı İstihdam 180 binli ortalamalardan 140 binli seviyelere geriledi. ECB yine LTRO diyor ama Avrupalı bankalar önceki iki operasyonda aldıkları paraların çoğunu geri getirdi. Çünkü ne borç verecek birey, ne de şirket bulamadılar, güvenmediler. Yetmezmiş gibi mayıs ayında başlayan faizlerdeki yükseliş hareketi konut piyasasını yavaşlattı. Kısaca reel ekonomi umduğunu bulamadı.
"Pratik"te finans piyasalarında ne olduğuna baktığımızda; dünyanın en büyük borsası, ABD S&P 500 endeksi 1750'nin üzerinde, tarihî zirvelerinde. Yani 2008'den daha iyi durumda. Yine bu borsada hisse senedi kredilerine baktığımızda, 400 milyar doların üzerine çıkmış. Bu da tarihin en yüksek seviyesi!.. Sadece bu borsanın durumu mu böyle? Değil tabii ki... Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan piyasalar ve diğer gelişmiş ülkeler de aynı şekilde. Yani bol ve ucuz para, borçlanarak hisse senedi yatırımlarını körükledi. Malumun ilanıdır bu ancak tehlike de buradan kaynaklanıyor. Finans sektörünü borsa oyununa çevirenler, "ne zaman likidite azalacak" diye kulaklarını kabartmış durumda. FED'in geçen hafta geri çekilme konusunda yine zaman ve miktar belirtmemesi, piyasada bu konuyu spekülasyon malzemesi yapıyor. Ha çekildi, ha çekilecek derken; olan, bol likidite denizinde reel ekonomiye oluyor.
Sonuç olarak; "günün birinde denizin biteceğinin" anlaşılması, artık daha temkinli ve kırılgan bir piyasa ortamını beraberinde getirdi. Para, artık daha seçici davranıyor. "Cari açığın mı var, dövize mi ihtiyacın var, büyüme hikâyen nasıl" diye soruyor, ona göre reaksiyon gösteriyor. Borsada 80 bini aşamıyor olmamız, dolarda yeniden 2 TL'nin üzerini görmemiz bundan kaynaklanıyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.