Son haftalarda ABD'den gelen karışık sinyaller ve hammadde fiyatlarında yaşanan gerilemeler; "gelişmekte olan" ekonomilerin öncüleri, BRICS olarak ifade edilen Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'yı rahatsız ediyor. Ekonomisi 'dış satım'a dayalı Çin, dünyadaki talep zayıflığından; Rusya, petrolün düşmesinden; hammadde ihracatçısı Brezilya ve Güney Afrika, fiyatların gerilemesinden olumsuz etkileniyor. BRICS borsaları ve petrolün son 3 yıllık seyrinde; fiyatların özellikle mart-nisan aylarında düşüşe geçtiği, yaz aylarında yataya sardığı, kış aylarına doğru yeniden yükselişe yöneldiği dikkat çekiyor. Benzer hareket bu yıl da devam eder mi? Burada kısaca riskleri hatırlayalım. Euro Bölgesinde 2013'te daralmanın artacağını biliyoruz. ABD'de ise vergi artışları ve harcama kesintileri, ülke ekonomisini yavaşlatıyor. Bu olumsuzluklar dünyada para arzının arttığı ve faizlerin sıfıra yakın seyrettiği bir ortamda "yumuşak geçiş" şeklinde atlatılırsa; emtialara ve BRICS borsalarına yeniden yönelme görebiliriz.
Türkiye mi? Her ne kadar BRICS içerisinde yer almasa da; "gelişmekte olan" denilince dünyada akla gelen ilk ülkelerden... Hammadde ithalatçısı olmamız, bizi BRICS'ten ayırıyor. Fiyatlardaki düşüşler sebebiyle maliyetleri azalacağı için Türkiye, ön plana çıkıyor. Borsamıza yön veren yabancı yatırımcılar da pozisyonlarını buna göre ayarlıyor.
..........
Bankacılık sektöründe ilk çeyrek bilançolarının açıklanacağı döneme giriyoruz. Kârlarda ortalama yüzde 20 artış bekleniyor. Borsa İstanbul, bu olumlu bilanço beklentilerinin satın alınmasıyla birlikte 84 bin direncinin üzerine çıktı. Haftanın ikinci yarısında bu seviyenin üzerinde tutunursak, alımlar hızlandırabilir. Ancak 86.700 zirvesi aşılmadıkça, bu yükselişin "realizasyon olarak kullanılma" ihtimali görmezden gelinmemeli...