Bugün tahvil faizleri 5'li seviyelerde, banka mevduat faizleri ise en yüksek 8 civarında bulunuyor. Oranlar yıllık ve brüt!.. Yani gelir vergisini de hesaba dahil edersek; tahvile yatırılan 100 bin TL'nin aylık getirisi 450 TL, mevduatta bekleyen aynı miktar paranın faizi aylık 550 TL civarında... Bu durumda yıllık enflasyon oranımızın yüzde 5 olması gerekir ki; en azından bankada bekleyen para değer kaybetmesin! Ama dün açıklanan rakamlar, yıllık enflasyonun yüzde 6 ve üzerinde geleceğine işaret ediyor. Yani faizde bekleyen paraya, "negatif getiri" söz konusu... Para; işte bu "getirisizlik" ortamında gayrimenkul, altın ve hisse senetleri gibi araçlara kayıyor. Aynı sebeple tasarruf oranlarımız tarihî düşük seviyelere geriledi. Yine de risk almak istemeyenler, parada kalmayı seçenler için dolar bir alternatif olabilir mi? Geride bıraktığımız 1 yıl içerisinde dolar en düşük 1.7250, en yüksek 1.8750'yi gördü. Özellikle 1.7750-1.8200 arasında, yaklaşık yüzde 3'lük getiriye işaret eden bir bant oluşmuş durumda. 1 yıl içinde bu bant aralığında 5 defa gel-git yapmış. Bazen bu bandın altına doğru sarkmalar olmuş ama "kırılmayan" bir destek olarak 1.75, öne çıkmış. Peki, biz dolarda 1.75-1.7750 desteklerine nasıl güveneceğiz? 1- Ekonomi yönetimi Türk lirasının aşırı değerlenmesini istemiyor. Dolar geçtiğimiz ay 1.75'i gördüğünde, piyasadan döviz çekildiğini görmüştük. 2- Erdem Başçı, "Şubatta ithalatın çok arttığını göreceğiz" dedi.?Bu?gelişme, dolara olan ihtiyacın arttığı anlamına geliyor. 3- ABD Merkez Bankası'nın da artık saçtığı dolarları azaltmayı planladığını biliyoruz. 4- Avrupa'nın problemlerinin devam ettiğini, toparlanmada ABD'nin gerisinde kaldığını, bu sebeple euronun dolar karşısında değer kazanma ihtimalinin daha zayıf olduğu görülüyor. Bu şartların devam etmesi halinde, doların önümüzdeki dönemde 1.75-1.7750 desteklerinde tutunacağını söyleyebiliriz. Dolar mevduatının faizinin de ekstra getiri olacağını hatırlatalım...