Düşük faiz=Canlı piyasa teorisi, her zaman tutmaz!

A -
A +

Ekonomi yönetiminden zaman zaman "faizlerin daha da düşürülmesi gerektiğini" ve "düşük faizin canlı piyasa için şart olduğunu" savunan sesler yükseliyor. Bir defa şunu belirtelim; ekonomide teoriler ile pratikler her zaman birebir uyuşmaz. Düşük faiz=Canlı piyasa denklemi "yüzde yüz" tutsaydı; faizlerin yıllarca 0 seviyesinde bulunduğu Japonya, kronik deflasyonun çemberinde olmaz; 3-4 yıldır sıfıra yakın faizin olduğu ABD ve özellikle AB ekonomileri, küresel krizin etkilerini çoktan atlatırdı... Farklı dinamiklere sahip ülkeler olabiliriz ama "kredi veren" açısından durum aynı. Yani sadece Merkez Bankası'nın faiz indirimiyle talep canlanmaz. Öncelikle borç talep edenin yeterli kredibiliteye sahip olması gerekir. Bunu sağlamak, kredi talep edenler açısından çok kolay değil. Geriye talebin artması için tek yol kalıyor, o da maaş ve ücretlerin artması... Bizde bu faktör çok daha önemli çünkü, Türkiye'de hane halkı gelirlerinin neredeyse yüzde 70'i maaşlardan oluşuyor. Bu kesimde bulunanların "kendi iş yerleri olmadığı" için, işletme ve yatırım harcamaları da bulunmuyor. Yani maaşlı kesimin harcaması, doğrudan iç talebi canlandıran bir etkiye sahip... Devletin, bütçe açığı sebebiyle; özel sektörün ise yavaşlayan piyasa ve ağırlaşan rekabet sebebiyle ücretleri ne kadar artıracağı soru işareti! Üstelik ürün ve hizmetlere gelen zamların da talebi azaltıcı etkileri gözlenecek. Türkiye'de zaten her 100 kişiden 62'si borçlu durumda. Yapılan araştırmalara göre sadece yüzde 4'lük kesim, borcunu kolay ödediğini belirtmiş. Tablo böyle iken sadece sıfır faiz, değirmene taşınan su gibi olmaz mı?.. Tüketici güveni gösteriyor! Düşük faiz=Canlı piyasa teorisi, her zaman tutmaz! TÜİK tarafından her ay açıklanan Tüketici Güven Endeksi; bireylerin mali durumlarına ve genel ekonomiye ilişkin mevcut dönem değerlendirmeleri ile gelecek dönem beklentilerini ölçer, bununla birlikte yakın gelecekte yapılması planlanan harcamalara ilişkin eğilimleri belirler. Son açıklanan veriye göre Tüketici Güven Endeksi, 2012 Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 2.5 oranında azalmış. Ağustos ayında 91.1 olan endeks, eylülde 88.8 değerine düşmüş. Bu rakamın 100'ün altında olması, tüketici güveninde kötümserliğin hakim olduğunu gösteriyor. Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri ve mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak "yatırım danışmanlığı" sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.