Son dönemde "sıcak para" Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişen piyasaları "faiz artırımına zorlamayı" başardı. Bu başarı, önümüzdeki dönemde "yeniden atağa geçmeleri" halinde "istedikleri neticeyi alabilecekleri" izlenimini de kuvvetlendirdi. Mayıs ayına kadar gelişen piyasalara yaklaşık 110 milyar dolar para girdiği, son iki ayda ise 40 milyar doların çıktığı belirtiliyor. Geriye kalan 70 milyar doların da bir bölümü ya da hepsi çıkacaksa, daha yolumuz var demektir. Öncelikle "yeniden atağa geçerler mi" ve "ne zaman geçerler" sorusunun cevabını bulmamız gerekiyor. Burada piyasaların dönüp bakacağı yer, ABD olacaktır. "Parasal genişlemenin azaltılacağı" yönündeki görüşler, "en erken" eylül ayına odaklanmış durumda... Önümüzdeki birkaç haftada ABD ekonomisinin gidişine dair veriler beklentilerden iyi gelirse, eylül yaklaştıkça böyle bir atak ihtimali de artar. İçeriye dönüp bakarsak; Merkez Bankası'nın günlerdir beklenen toplantı gününde (salı) borsa, saat 14.20'de 77.000'nin üzerindeydi, günü neredeyse 2 bin puan aşağıdan tamamladı. 8.55'e kadar gerileyen gösterge faiz de, yeniden 8.80'nin üzerine çıktı. Borsa ve faizdeki bu hareketler, önümüzdeki döneme dair belirsizliklerin "fiyatlama davranışları üzerinde etkisinin olduğunu" bize gösteriyor. Borsada 77.000 seviyesinin teknik anlamda "aşılamayan direnç olması" bir yana; "yükselen faiz" sebebiyle banka kârlarının bundan olumsuz etkilenecek olması, "temel anlamda" da beklentileri bozuyor ve yukarı hareketlerin kâr satışlarıyla karşılaşmasına sebep oluyor. Merill Lyinch ve Morgan Stanley gibi büyük yatırım kuruluşlarının son iki günde Türk hisse senetleriyle ilgili uyarılarda bulunduğunu da hatırlatalım.