Gerçekten kazandınız mı?

Enflasyon, Türkiye’de uzun yıllar sonra 2022’de yüzde 50’nin üzerine çıktı ve aylardır bu seviyenin üzerinde kalmaya devam ediyor. TÜİK tarafından son açıklanan temmuz rakamlarına göre enflasyon, yıllık yüzde 79,6’ya yükselmişti. TCMB, 2022’nin yüzde 60 seviyesinden tamamlanacağını düşünüyor. Geçen hafta yine TCMB’nin yaptığı piyasa katılımcıları anketinde, yüzde 70 gibi yüksek bir yıllık enflasyon beklentisi ortaya çıktı. 12 ay sonrası için bile yüzde 40’lık bir enflasyon beklentisi var…

Bu süreçte vatandaşlar, tasarruf sahipleri, yatırımcılar ‘Enflasyona karşı paramı nasıl korurum’, ‘Yüksek enflasyonla nasıl mücadele ederim’in derdine düştü. Enflasyonun ana sebebi, yerli para birimi TL’nin değer kaybı… TL düşünce her şey yükseldi. Şirketlerden bireylere herkes elindeki malı, mülkü, hisseyi, dövizi, altını tuttu. TL’den kaçtı. Üstelik bunu yaparken, kendilerinin olmayan paraları da kullandılar. Yani TL kredi çektiler. Ve o TL’yi, ellerinde bir dakika tutmadan sağa sola koştular. Bakın, geçen yılın haziran ayında 3,9 trilyon olan krediler, bu yılın aynı döneminde 6,3 trilyon liraya dayanmış durumda! Bu süreçte;

-GRAM ALTIN son bir yılda yüzde 115 değer kazanmış. Cuma kapanışı 1.039 TL seviyesinden gerçekleşti. Tarihî zirvelere oldukça yakın. Altın, enflasyon dönemlerinin “güvenli liman” yatırım aracı olduğunu gösterdi. Bundan sonraki süreçte de jeopolitik gerilimler, küresel ekonomik belirsizlikler ve Türkiye’nin kendi dinamiklerinden kaynaklanabilecek döviz hareketleri; özellikle destek bölgelerden yapılabilecek gram altın yatırımlarını destekleyebilir. Mevcut şartlarda 900’lü seviyeler uzak bir ihtimal…

-DOLAR son bir yılda yüzde 110 değer kazanmış. Ortalama 8-9 TL bandından 17-18 TL bandına yükselmiş. ABD Merkez Bankasının mevcut para politikası ve içeride sonbaharda artacak dış borç ödemeleri, dolarda kalıcı bir düşüşü çok desteklemiyor. Burada hareketliliğin artması hâlinde yeni tedbirler gelmesi beklenebilir de, gerekebilir de…

-BORSA endeks bazında son bir yılda yüzde 98 değer kazanmış. Hisseleri sormayın bile, en büyüklerden örnek vereyim… THY hisselerinde yıllık artış yüzde 402’yi bulmuş. Bu marjı kim yakaladıysa, onu tebrik etmek gerekir. Yüksek enflasyondan korunma, yüksek bilançolar ve döviz bazında ucuzluk hikâyeleri borsada hâlâ devam ediyor. Son kapanış 2.864… Buraya kadar gelmişken 3.000’in kapısını çalmadan olmaz! 2.675-2.750 bandının altı, mevcut şartlarda uzak ihtimal…

-KONUT fiyatları, TCMB Endeksine göre ve Türkiye genelinde ortalama yüzde 145 artmış. İnternet sitelerine isteyenin istediği fiyatı yazdığı, kademesiz, derinliksiz bir piyasa… Sadece maliyetlerin yıllık yüzde 110 civarında arttığını biliyoruz. Ve gelinen satış fiyatlarının artık insan ömrü ile çeliştiğini görüyoruz. Otomobilde de çok farklı bir tablo yok. Ama en esaslı tedbir, ÖTV indirimiyle burada alınabilir. Her iki yatırım da likit değil, bu anlamda her istenildiğinde elden çıkarmak kolay değil.

Bütün bunları yaşadıktan sonra, iki önemli sonuçla karşı karşıyayız:

1-Elinizdeki malı, mülkü, finansal enstrümanı satsanız, yerine aynısını koyabiliyor musunuz?

2-Bugün artık bırakın kelepiri; adil değerinde, olması gereken fiyata bir şey bulabiliyor musunuz?

Şimdi soruyorum, gerçekten kazandık mı?