Borsalarda zirve üstüne zirve hareketi devam ediyor. Biz de bu modaya uyuyoruz. Özellikle ABD Dow Jones endeksinin 15 bin puan üzerinde kapanış yapması, küresel piyasalar açısından önemli bir sinyal... Almanya'da da DAX endeksi 8200'ü görerek zirve tazeledi... Hikâye aynı; Merkez Bankalarının ekonomilere desteğinin süreceği ve düşük faiz ortamının devamı, hisse senetlerine ilgiyi her geçen gün artırıyor. Dönelim bize... Artık Borsa İstanbul'da 90 binli seviyeleri konuşuyoruz. Not artırımı ve önümüzdeki hafta Para Politikası Kurulu'ndan faiz indirimi beklentileri, borsada aşağı yönlü hareketleri sınırlandırıyor. Güçlü bir yükselme hevesi var ve bu trend, şu anda en iyi dostumuz. Zirvede bulunmanın vermiş olduğu psikolojik korkuları taşıyanlar ve bu yükselişin arkasında mantık arayanlar; trendin peşine takılanlar kadar kazanamıyor. Çünkü paranın gücü, hem psikolojileri hem de mantığı alt-üst etmiş durumda... Alışkanlıklar ve ezberler bozuluyor. Zaten piyasa yapıcı da, böyle ortamlarda kazanıyor. Yatırımcılar büyük düşünürse; daha uzun vadede bu ülkede ve bu dünyada nelerin olabileceğini doğru öngörürseler, kazanmaya başlayacaklar. Bu konuda en önemli ipucu, faizlerde yatıyor. Bugün faizde bulunduğumuz 5'li rakamlar, dünyada artık kalmadı. Kendi ülkelerinde sıfır faiz ve düşük enflasyonla yaşayanlar için, bizim verdiğimiz yüzde 5 faiz çok yüksek... O sebeple buraya gelmeye devam edecekler ve bu etki; faizler üzerinde baskı oluşturmaya, paranın da borsayı ve başka yatırımları tercih etmesine sebep olacak.
"Aşırı alım" bölgesinde bulunan borsada teknik göstergeler yorulma belirtileri verse de; 88.500 üzerinde kaldığımız müddetçe, "trendi takip etmek" daha doğru bir strateji olacak. Bulunduğumuz seviyeler itibarıyla, dolar bazında 2007 ve 2010 yıllarında görülen "5 cent" hedefini yakaladığımızı da hatırlatalım.